Dink ailesi avukatlarından Hakan Bakırcıoğlu, kararın ardından adliye önünde yaptığı basın açıklamasında "Bugün verilen karar da Hrant Dink cinayetinin tüm yönlerini açığa çıkartmayan ve sorumlular hakkında hüküm kurmayan bir karardır" dedi.
Bakırcıoğlu, "Bu karara itiraz edeceğiz. İstinaf'a, Yargıtay'a taşıyacağız. Bu karar hatalı bir karardır. Bu karar cinayette sorumluluğu olan ve delillerle açığa çıkmış olan birçok kişinin hatalı bir şekilde beraatiyle sonuçlanmıştır. Elbette ki bu karar bozulacaktır" diye konuştu.
Dink ailesi: Operasyon öldürmeyle son bulmadı
Hrank Dink'in ailesi de kararın ardından yaptığı yazılı açıklamada, cinayetin, "siyasilerin, yargının, medyanın ve bazı devlet güdümlü sözde sivil toplum kuruluşlarının dâhil olduğu üç yıl süren bir hedef gösterme ve tehdit sürecinin sonunda gerçekleştiğini" kaydetti.
Açıklamada, "Operasyon öldürmeyle son bulmadı; ihmal, örtbas, delil karartma ve yanlış yönlendirmelerle devam etti. Bütün bu mekanizmayı ele almayan bir yargılamanın bizi de kamuoyunu da ikna etmesi mümkün değil" denildi.
Dink ailesi açıklamasında "Tüm mekanizma açığa çıkarılıp bir daha kullanılmayacak hale getirilene kadar" hukuki mücadeleye devam edeceklerini vurguladı.
Açıklamada Fethullah Gülen Yapılanması ile ilgili olarak ise şu ifadeler yer aldı:
"Yargılamanın geldiği noktada, 15 Temmuz 2016'da alçakça bir harekâtla yüzlerce insanımızın ölümüne, binlercesinin de yaralanmasına sebep olan, FETÖ olarak tanımlanan odakların 2007'de Hrant'ımızı da öldürmüş olduğu söyleniyor.
"Eğer bu doğruysa, başından beri olması için gayret gösterdiğimiz, talep ettiğimiz etkili soruşturma zamanında yapılsaydı, neredeyse 10 yıl sonra bu kadar canımızı yitirmeyecektik."
Mahkeme hangi kararları verdi?
Mahkeme, cinayetin Fethullah Gülen Yapılanması'nın amaçları doğrultusunda işlendiği kanaatiyle Ogün Samast, Erhan Tuncel, Yasin Hayal ve Tuncay Uzundal hakkında "FETÖ üyeliği" suçundan, savcılığa suç duyurusunda bulunulmasına karar verdi.
Gazeteci Ercan Gün "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 10 yıl hapis cezası aldı.
Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilen Ali Fuat Yılmazer'e, "resmi belgeyi yok etmek" suçundan da 4 yıl 6 ay hapis cezası verildi. Aynı suçtan Ramazan Akyürek de 5 yıl 7 ay 15 gün hapis cezasına çarptırıldı.
Dönemin İstanbul Jandarma İstihbarat Şube Müdürlüğü'nde görevli astsubay Yavuz Karakaya, "Anayasa'yı ihlal" suçundan müebbet hapis ve "kasten öldürmeye yardım" suçundan da 12 yıl 6 ay hapis cezası aldı.
Eski asker Muharrem Demirkale de 2 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı
Cerrah ve Uzun'un dosyaları zaman aşımına uğradı
"Kamu görevini ihmal" suçundan yargılanan eski emniyet Müdürleri Celalettin Cerrah ve Sabri Uzun'un dosyaları zaman aşımı nedeniyle düştü.
Dönemin Trabzon Emniyet Müdürü Reşat Altay, "ihmal nedeniyle adam öldürmek" ve "resmi belgeyi yok etme" suçlarından beraat etti. "Görevi ihmal" suçuyla ilgili dosyası da zaman aşımına uğradı. Dönemin Trabzon Jandarma Alay Komutanı Ali Öz'e 28 yıl hapis cezası verildi.
Dönemin jandarma istihbarat görevlileri Okan Şimşek ve Veysel Şahin 28 yıl hapis cezası alırken, bir diğer görevli Volkan Şahin ise 12 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
Eski polis memuru Muhittin Zenit hakkında beraat kararı verildi, "görevi ihmal" suçlaması ise zaman aşımı nedeniyle düşürüldü.
Hrant'ın Arkadaşları İnsiyatifi'nden Bülent Aydın, kararın oybirliği ile alındığını bildirdi.
130 duruşma
Davada toplam 130 duruşma görüldü. 2020'nin Aralık ayında savcılığın esas hakkındaki mütalaasını sunmasından sonra tüm sanıklar nihai savunmalarını yapmıştı. Son olarak Dink Ailesi avukatları da esasa dair görüşlerini mahkemeye sunmuştu.
Savcı 14 Aralık 2020 tarihinde verdiği 68 sayfalık mütalaasında, toplam 11 sanığın beraatini, 13 firari sanığın dosyasının ayrılmasını, 1 sanığın dava dosyasının düşmesini ve 51 sanığın ise değişik oranlarda cezalandırılmasını talep etmişti.
Hrant Dink cinayeti davasının son duruşması öncesi Hrant'ın Arkadaşları İnisiyatifi, İstanbul Adalet Sarayı önünde basın açıklaması yapmıştı.
Açıklamayı yapan insiyatif üyelerinden Bülent Aydın, "Hukuk mücadeleleri sonucu kamuoyunun bu cinayetin aydınlanması yönündeki talebinin baskısıyla süreç içerisinde gelişti ve bugünlere gelindi. Evet, önemli bir davadır. Türkiye tarihinde ilk defa bir siyasi cinayet davasında bu kadar resmi kişi yargılandı" demişti.
Hrant'ın Arkadaşları İnisiyatifi, karar duruşması sonrası ise "Bugünkü kararların kimlere yönlendirildiğine baktığımız zaman, yeni bir siyasi hesaplaşmanın işin içine girdiğinden endişeleniyoruz" açıklamasını yaptı.