Hollanda'da, haham olarak görev yapan Lody van de Kamp, Lahey'deki parlamento binası önünde Kur'an-ı Kerim'in yırtılmasının sadece Müslümanlara değil, dini inancı ve hayat felsefesi olan herkese yönelik bir hakaret, ayrıca ülkede yaşayan Müslümanlara karşı beslenen bir nefret olduğunu kaydetti.
Van de Kamp, ülkede ırkçı, Batı'nın İslamlaşmasına Karşı Vatansever Avrupalılar (PEGIDA) hareketi lideri Edwin Wagensveld'in, geçen hafta tek başına yaptığı eylemde Kur'an-ı Kerim yırtmasını AA muhabirine değerlendirdi.
Nefret suçları ve söylemine dair yasaya rağmen, dini bir inanca hakaret etmenin ve aşağılayıcı söylemlerde bulunmanın ceza hukukundan yıllar önce kaldırıldığına dikkati çeken van de Kamp, "Buna bir de sınırsız ifade özgürlüğü hakkı eklendiği zaman toplumda düşmanca tavrı olanların bu tür eylemleri yapacağı apaçıktır. Bu konuda hem toplum olarak hem de hükümet olarak elbette büyük sorumluluk taşıyoruz." ifadelerini kullandı.
Lody Van de Kamp, "Sanki dini inanç insana ait bir parça değilmiş gibi. İnanç ve hangi yaşam felsefesi olursa olsun, daha yüksek bir otoriteye saygı duymaktır. İnsanlara hakaret edilemiyor fakat dini inançlara edilebiliyorsa o zaman inancın ve felsefenin bir insan için ne anlama geldiği konusunda bir yol kat edilememiştir." dedi.
De Kamp, "Bu ülkede yaşayan Müslümanlara karşı yapılan bir eylemdir ve bir nefrettir. İslamofobi hakkında çok konuşuluyor. Bu kelime benim için yeterli değil. Apaçık bir Müslüman düşmanlığı var. Böyle bir eylem sadece Müslümanlara hakaret değil, daha geniş çaplıdır. Dini inancı olan, hayat felsefesi olan herkese yönelik bir hakarettir. Birbirimize bu şekilde saygısızlık yaptığımız takdirde herkesin onuru zedelenir. Tabii ki bu eylemin İslam topluluğunu daha çok incittiğini anlayabiliyorum."
"Tevrat yırtsanız hemen Holokost'tan bahsedilir"
Haham Van de Kamp, çifte standart uygulandığına işaret ederek, "Yahudi cemaati doğal olarak tarihin avantajına sahip. Tevrat'ı sokakta yaksanız veya yırtsanız hemen İkinci Dünya Savaşı ve Holokost'tan (Yahudi Soykırımı) bahsedilir. Bu aslında tarihin önemli bir kısmında rol oynayanlara hakaret edilemez ama diğerlerine (Müslümanlara) hakaret edilebilir anlamına geliyor." yorumunu yaptı.
Sokak ortasında polisin de bulunduğu bir ortamda Kur'an-ı Kerim yırtılmasına "dur" talimatı verilmemesinin farklı dini inançların değerlerine de saldırı yapılmasına ve eylemlere yol açtığını ifade eden van de Kamp, yetkililerin bu tür eylemlere karşı yasal yaptırımlar olmadığı gerekçelerine sığındıklarını dile getirdi.
Van de Kamp, Hollanda'da yapılan bir ankete göre çok sayıda gencin Holokast'a inanmadığı sonucuna birçok milletvekilinin şaşırdığına ve "şoke olduklarını" belirterek, "O halde ödevlerinizi yapmadığınızı düşünüyorum, çünkü bu araştırma sonucuna şaşırıyorsunuz fakat 3 gün önce Hollanda'da bir Kur’an yırtıldı ve sizin bundan haberiniz yok mu? Pasif bir davranış bu. Görünüşe göre bunun o kadar da kötü olmadığını düşünüyorlar. Tepki vermemek de bir tepkidir." diye konuştu.
Dini veya herhangi bir inancın, hayat felsefesinin tüm çeşitliliğine rağmen güç birliğinin önemli olduğuna dikkati çeken van de Kamp, Kur’an-ı Kerim'e hakarete karşı dini toplulukların buna hep birlikte karşı çıkması gerektiğini vurguladı.
"Korkakça bir hareket"
Kur'an-ı Kerim gibi dini inançların değeri olan kitapları yırtma ve yakma eylemlerini onaylamadığını kaydeden Dinler ve Hayat Felsefesi Platformu Başkanı ve Liberal Haham Albert Ringer ise "Gerçekten tek bir amacı olan, dikkat çekmek ve insanlara hakaret etmek ve onları kızdırmaktan başka amacı olmayan tuhaf, korkakça bir hareket. Bu konuda birçok şey söylenebilir fakat ben böyle bir eylemi kınıyorum." değerlendirmesini yaptı.
Ringer, Hollanda'da aşırı sağın güçlendiğine vurgu yaparak, "Ülkedeki Müslümanlar, Yahudiler ve farklı etnik kökenliler bundan muzdarip. Bu durum ülkedeki huzur ve güvenliğimizi tehdit ediyor. Müslüman değilim ama Kur'an bana hiçbir şey yapmadı. Kur'an kimseye zarar vermez. İnsanları neden bu şekilde kızdırma ihtiyacı duyuyorsun?" dedi.
Bir kitabın yırtılıp yakılmasının bir düşünce olarak nitelendirilmesini anlamadığını kaydeden Ringer, sözlerini şöyle tamamladı:
"Bu daha çok insanlar arasında nefreti yaymaktır. Bu, size karşı duran ve size yaklaşan, sizi kışkırtmaya çalışan birine benzer. Bu nedenle karşı tarafın agresifleşmesini sağlayan agresif bir eylemdir. Bu da Hollanda'da yasaktır. İnsanlar yaptıkları bir dizi hakaretlerin ifade özgürlüğü olduğunu savunuyorlar. Bu bir düşünce değil. Zaten nefret söylemi bir cezai suçtur."
Kur'an-ı Kerim'in yırtılmasını provokatif bir eylem olarak değerlendiren Başka Bir Yahudi Sesi (EAJG) Vakfı Başkanı Jaap Hamburger de "İfade özgürlüğü kapsamında her şeye izin verildiği ve insanlara her şeyi yapıp söyleyebileceğiniz fikri bir yanılgıdır. İfade özgürlüğünün de sınırları vardır. Bu hiçbir şekilde sınırsız bir hak değildir. Şahsen ben yapılan eylemi kışkırtıcı bir hakaret olarak görüyorum." diye konuştu.
Tevrat'ın yırtılması durumunda ülkede siyasetçilerin ayağa kalkıp fırtınalar koparacağından emin olduğunu söyleyen Hamburger, çifte standart uygulanmaması gerektiğini sözlerine ekledi.