HizbulEsed Genel Sekreterine Açık Mektup

İsrail’le savaşırken Allah sizinleydi, Suriye’de öyle değil. Mücahitlere karşı şeytanla omuz omuza verdiniz Suriye’de.

Hakan Albayrak, Star gazetesindeki köşesinden artık HizbulEsed olarak anılmaya başlanan Hizbullah hareketinin lideri Hasan Nasrallah’a açık mektup yazdı:

Hizbulesed Genel Sekreteri’ne açık mektup

29 Mayıs 2013

Sayın Hasan Nasrallah, Allah’ın selamı hidayete tabi olanların üzerine olsun.

2006’da “Vur Hizbullah vur, Telaviv’i vur” diye slogan atan Suriyeliler var ya, bugün “Halk rejimin yıkılmasını istiyor” diye slogan atan Suriyeliler işte o Suriyeliler.

Kudüs yolundaki yoldaşları olarak görüyorlardı sizi.

Kendileri büyük çoğunlukla Sünni de olsalar sizin gibi bir Şii lideri kendi kahramanları olarak görmekten geri durmuyorlardı.

Sizin onları arkadan vurduğunuz güne kadar.

***

Esed rejimi, “Lailahe İllallah” diyerek tağuta başkaldıran kardeşlerinizi katliamdan geçirirken siz onu alenen ve ısrarla destekliyorsunuz.

Mücahitlerin idam ettiği Asaf Şevket gibi aşağılık işkenceciler ve katiller için şehit diyorsunuz.

İmam Hüseyin’e karşı Yezid’i desteklemek gibi bir şey değil mi bu?

***

Biliyoruz ki sizin yegâne meseleniz İran’ın Hizbullah’a Suriye üzerinden yaptığı yardımların kesilmemesi.

33 Gün Savaşı’nda sizi hararetle destekleyen ve bugün Suriye’de devrim için mücadele eden Müslüman kardeşlerinize destek olsaydınız da devrim sonrası için bu desteğin devamını garantiye alsaydınız ya!

Başlarda devrime ihtimal vermiyordunuz diyelim; mücahitlerin Halep’i bile neredeyse tamamen ele geçirdikleri ve Şam kapılarını zorladıkları şu günlerde de mi ihtimal vermiyorsunuz?

Suriye’de devrimin gümbür gümbür gelmekte olduğunu duymayacak ve görmeyecek kadar ferasetsiz misiniz?

Maalesef öylesiniz.

Şu saatte bile ‘Muhalifler başarılı olamaz, halk yönetimin yanında’ gibi saçma sapan laflar ederek taraftarlarınızı ve kendinizi kandırmaya devam ediyorsunuz. 

Büyük ölçüde yerle bir edilen -ve Esed rejiminin amansız bombardımanıyla ne kadar büyük bir tahribata uğradığını internetteki fotoğraflara ve videolara bakarak kolayca görebileceğiniz- Humus’ta bir felaketin yaşanmadığını bile söyleyebildiniz. 

Suriyeli mazlum kardeşlerinizin ve bütün Ümmet-i Muhammed’in gözünün içine bak baka. Hiç utanmadan, sıkılmadan.

***

Esed’e her türlü siyasi ve askeri desteği veren, hatta en iyi yetişmiş devrim muhafızlarını ve sizin örgütünüzün parlak elemanlarını devrimcilerin karşısına diken İranlı patronlarınız “Biz Lübnan’da İsrail’i yendik, bu çapulcuları mı yenemeyeceğiz?” diyorlar.

Herhalde siz de öyle düşünüyorsunuz.

Ve o anlı şanlı devrim muhafızlarının, kendilerine “Hizbullah” diyen ve fakat bizim artık Hizbulesed diye andığımız o anlı şanlı savaşçılarınızın Suriyeli mücahitler tarafından keklik gibi avlanabilmesine şaşırıyorsunuz herhalde.

Bir avuç çapulcu olarak gördüğünüz Suriyeli mücahitlerin koca Baas ordusuna, size, Hamaney rejimine ve Rusya’ya kök söktürebildiği fikrine alışmakta çok zorlanıyorsunuz, “Nasıl olur bu?” diye içiniz içinizi kemiriyor, değil mi?

Nasıl olduğunu söyleyelim:

İsrail’le savaşırken Allah sizinleydi, Suriye’de öyle değil.

Mücahitlere karşı şeytanla omuz omuza verdiniz Suriye’de.

***

Titreyip kendinize dönün.

“Euzubillahi mineşşeytanirracîm” deyin.

Halkını katliamdan geçiren Esed’i terk edin.

Allah rızası için devrim saflarına katılın.

-----

Hakan Albayrak / STAR 

 

Yorum Analiz Haberleri

"Suriye'den bize ne?" yaklaşımını besleyen körlük
Suriye devrimine çarpık ve indirgemeci yaklaşımlar
Yılbaşında normalleşen haram: Piyango
Yapay zeka statükocu mu?: ChatGPT'de cevaplar neye göre değişiyor?
Devrim ile derinleşen kardeşlik: Suriye & Türkiye