HAKSÖZ HABER
Hizb-ut Tahrir hakkında bugüne kadar birçok dava açıldı. Bu davalardan en enteresan olanı ise 2017 senesinde gerçekleştirilmek istenen ancak mülki idarenin izin vermemesi nedeniyle gerçekleştirilemeyen “Hilafet Konferansı” başlıklı konferansta yaşandı.
Hizb-ut Tahrir’in terör örgütü kapsamına girecek hiçbir eylemliliği olmamasına rağmen ‘terör örgütü mensubu’ olmakla yargılanan Hizb-ut Tahrir üyeleri hakkında açıklanan kararda “konferansta konuşması planlanan 4 kişi hakkında hapis cezası” verildi.
Tam bir hukuk garabeti olan olayların ardından mağdurların safında olmayan, adalet arayışına çelme takma arzusu taşıyan Cumhuriyet gazetesi Hizb-ut Tahrir üyelerine yapılan muameleye sevindiği gibi yargılamanın anayasal çerçevede genişletilmesi gerektiği mesajını verdi.
Cumhuriyet gazetesinin haberinde şu ifadelere yer verildi. “Eski Yargıçlar ve Savcılar Birliği (YARSAV) Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu, “terör örgütü üyeliği veya yöneticiliği” suçlaması ile cezalandırılma yoluna gidildiğini belirterek “Anayasayı hedef alan bir örgüt, anayasayı ihlalden yargılanmıyor. Anayasayı ihlal gibi diğer boyutların da dikkate alınıp soruşturmaların yapılması gerek” dedi.”
Eski YARSAV Başkanı Eminağaoğlu, karara ilişkin Cumhuriyet’e yaptığı değerlendirmede, “Hizb-ut Tahrir’in hilafet ve şeriat isteyen İslamcı bir terör örgütü olduğu” konusunda tartışma olmadığını iddia etti. Cumhuriyet’in verilen cezalara hangi adalet anlayışı ile sevindiği elbette ki tüm Müslümanlar tarafından biliniyor.
Her daim Müslümanların aleyhine eylemliliklerde ve söylemlerde bulunan Cumhuriyet gazetesi ve laik cenahın bu hukuk garabetine de sevinmesi elbette ki hiçbir adalet anlayışına sığmadığı gibi Cumhuriyetçilerin zihin kalıplarını da açığa çıkarıyor.
Cumhuriyet gazetesinin, Hizb-ut Tahrir üyelerinin "anayasal ihlal"le de yargılanması talebi Eski YARSAV Başkanı Eminağaoğlu üzerinden dile getirildi.