Kökeni Hindistan alt kıtasında 1947’deki Pakistan’ın Hindistan’dan bölünmesi sürecine dayanan Keşmir sorunu, 75 yılı aşan tarihi boyunca birbirinden farklı ve sorunlu dönemlerden geçmiş ve hala geçmeye de devam etmektedir. Keşmir bölgesi üzerindeki toprak anlaşmazlıkları, 1947, 1965 ve 1999 yıllarında savaş formunu almıştır. Her iki ülke de 2003'ten beri kırılgan olan ateşkesi sürdürmüş olsalar da, “Kontrol Hattı” denilen tartışmalı sınır ihtilafı yüzünden düzenli olarak birbirlerine taciz ateşi açmaktadırlar. Her iki taraf da birbirini ateşkesi ihlal etmekle suçlarken, saldırılara karşılık olarak ateş açtıklarını iddia etmektedirler. 2016'nın sonlarında başlayan ve 2018'e kadar devam eden sınır çatışmalarındaki artış, Kontrol Hattı'nın her iki tarafında düzinelerce sivilin hayatını kaybetmesine ve binlercesinin yerinden edilmesine sebebiyet vermiştir.
5 Ağustos 2019 tarihinde yürürlüğe konan Keşmir özel statüsünün iptali kararı, Keşmir sorununun en karmaşık dönemlerinden birini yaşadığına işaret etmektedir. Pakistan ve Hindistan taraflarının Keşmir’e dair tercihlerinin, ikili ilişkilerdeki farklılıkların en net noktası olduğu açıktır. Bu noktadan hareketle bu çalışma, özellikle Narendra Modi döneminden itibaren Keşmir politikalarındaki farklı dinamikleri, tehdit öngörülerini ve bölgenin geleceğine ilişkin hedefleri incelemeye çalışacaktır. Aynı zamanda Hindistan Başbakanı Modi’nin Hindutva veya diğer ismiyle Hint milliyetçiliği ideolojisi ekseninde benimsediği söylem ve araçlar üzerinde de yoğunlaşacaktır. Hint milliyetçiliğinin RSS isimli yapılanma etrafında örgütlenmesiyle ideolojinin nasıl bir dönüşüm sürecine girdiği de araştırılacaktır. Hindistan Başbakanı Modi’nin, tehdit algılarının, söylemlerinin ve kullandığı aparatların Hindutva ideolojisinden mülhem yansımalarının altı çizilerek, Keşmir sorununa etkileri analiz edilecektir. Bu etkilerin 2019 yılında çıkarılan Yeni Vatandaşlık Yasası ile olan bağlantısı merkeze alınarak Keşmir’in mevcut statüsüne ilişkin muhtemel senaaryolar üzerinde durulacaktır.
Çalışmanın tanımı
Hindistan parlamentosu, kendisine komşu üç ülkeden yasadışı gayrimüslim göçmenlere af getiren bir yasa tasarısını 2019 yılında onayladı. Tasarı Pakistan, Bangladeş ve Afganistan'daki Müslümanlar haricindeki dini azınlıklara vatandaşlık hakkı tanımaktadır. Hindu milliyetçisi Bharatiya Janata Partisi (BJP) liderliğindeki hükümet yetkilileri bu kanunun, dini kimliklerinden dolayı zulme uğramış ve bulunduğu mekanı terk etmek zorunda kalan insanlara sığınak olacağı konusunda hemfikir. Tasarının BJP'nin Müslümanları marjinalleştirme gündeminin bir parçası olduğu söylense de Vatandaşlık Değişikliği Yasası, parlamentodan 105'e karşı 125 oyla geçmiştir.1
Kanunla birlikte şu anda yasadışı göçmenlerin Hint vatandaşı olmasını yasaklayan Hindistan Vatandaşlığı yasası değiştirilmektedir. Ayrıca bu kanun, yasadışı göçmenleri, “geçerli bir pasaport veya seyahat belgesi olmadan Hindistan'a giren veya izin verilen sürenin ötesinde kalan yabancılar” olarak tanımlamaktadır. Bu durumda yasadışı göçmenler sınır dışı edilebilir veya hapse atılabilir. Yeni yasa tasarısı, bir kişinin vatandaşlık başvurusunda bulunabilmesi için Hindistan'da yaşamış veya federal hükümet için en az 11 yıl çalışmış olması gerektiğini söyleyen bir hükmü de değiştiriyor. Pakistan, Afganistan veya Bangladeşli olduklarını kanıtlayabildikleri takdirde Hindu, Sih, Budist, Jain, Farisi ve Hristiyan altı dini azınlık topluluğunun üyeleri için bir istisna söz konusu. Tasarıya karşı çıkanlar, yasanın dışlayıcı olduğunu ve anayasada yer alan laiklik ilkelerini ihlal ettiğini ve inancın vatandaşlık şartı haline getirilemeyeceğini dile getirmişlerdi. Yeni Vatandaşlık Yasası ile yapılmak istenen, göçmenleri, Müslümanlar ve gayrimüslimler olarak ayırarak, bariz bir şekilde dini ayrımcılığı hukuka dahil etmeye çalışmaktır. Bu kanun, eğer gerçekten azınlıkları korumayı amaçlıyorsa, Pakistan'daki Ahmediler ve Myanmar'daki Rohingyalılar gibi kendi ülkelerinde baskıya maruz kalmış Müslüman dini azınlıkları içermesi gerekir.2
Hindu milliyetçiliğinin yükselişi
Hindistan Anayasası’nda ülkenin laik devlet niteliği ifade edilse de Hindu ve İslami kitlelerde kimliksel farkındalık ve ideolojik bilinç özellikle 1990'larda önem kazandı. O dönemde Sihler ve Hristiyanlara ek olarak azınlık bazı gruplar arasında baş gösteren isyanlar ülke geneline yayılmaya başlamıştı. Keşmir ihtilafı, ortaya çıktığı günden itibaren gerilimin artmasına zaten sebep oluyordu. Bu süre zarfında Hint ulusçuluğunu ve kimliğini benimseyen siyasi ve toplumsal bir hareket olan Hindutva ideolojisi ön plana çıktı. Aynı şekilde, Keşmir'de, Hindistan ve Pakistan genelinde İslami direniş de popülerlik kazandı.3 Hindistan ve Pakistan’ın ulusal güvenlik ve stratejik hedefler doğrultusunda yer yer çatıştığı Keşmir, “işgal edilmiş bir İslam toprağını ve mukim mazlumları özgürleştirme bilinciyle cihad eden Müslümanlar” ve “büyük Hindistan’ı bölme niyetinde olan ayrılıkçıların def edilmesini ve gerekirse öldürülmesini savunan Hint milliyetçiler” nezdinde toplumsal bir zemini de haizdir.
Hindistan Ulusal Kongresi Partisi INC 2014 yılına kadar, seçimlerden hep birinci parti olarak ortaya çıkmış ve yaklaşık yarım yüzyıl boyunca sadık bir emanetçi gibi laikliğe olan bağlılığını sürdürmüştü. Ana felsefesi Hindu seküler bir milliyetçiliği korumak ve yükseltmek olan Bharatiya Janata Partisi'ne (BJP) kadar hiçbir parti INC'ye meydan okumak için yeterli gücü elde edememişti. BJP'nin ise artan popülaritesi tesadüfi değildir. Hindistan sağının yükselişe geçmesi ve ülkedeki Müslümanlara yapılan baskıların artması birbirini tamamlayan süreçleri ifade etmektedir. Hindu milliyetçiliğine dayanarak ülke genelindeki Müslüman, Sih ve diğer azınlıklara karşı sindirici ve asimile edici politikaları uygulamaya koymayı ana programına koyan bu partinin oyları da her geçen gün artış göstermektedir.
Hindutva ideolojisi
Hindu milliyetçiliği, Dalitlere, Müslümanlara, Hristiyanlara, Sihlere, Ravidassialara (Sihlerden ayrılan bir grup)4 ve Budistlere karşı yapılan her türlü sindirici ve asimile edici uygulamaları haklı çıkarmak için dini kullanan, çoğunlukçu bir siyasi ideoloji ve seküler, aşırı sağ/etno-milliyetçi bir harekettir (Ram, Ronki. (2017). Hindutva, güç, toprak ve kaynakları kast sisteminin en üst basamaklarında olan baskıcı elitlerin elinde yoğunlaştırmak ve ekonomik gündeminden izole etmek için inanç iddiasını kullanır. Hint milliyetçileri, Hinduların ırksal ve kültürel üstünlüğüne inanırlar ve diğer tüm Hinduları temsil ettiklerini iddia ederler. Kendileri dışında herkes tarafından saldırı altında ezilen bir grup olduklarına inanırlar. Esasen Hindistan'ın kurumsal yapısındaki güçleri, bu mağduriyet hikayesiyle çelişmektedir. Ülkedeki dini ve etnik azınlıkları sindirmek, muhalefeti bastırmak ve Hint demokrasisini baltalamak için her türlü kültürel ve politik güçlerini şiddetle bir araya getirmekten geri durmamaktadırlar. Hint milliyetçileri, Hindistan'ı tam manasıyla bir Hindu ulusu yapmak arzusundadırlar. Ülkenin "asıl sakinleri” olduklarını iddia ederek Hindistan'ın diğer dini ve kültürel azınlıklarını Hindu milletlerinden dışlanan "ötekiler" ve "yabancılar" olarak addederler (Snehi, Y. 2003)
Hindutva'nın destekçileri, baskıcı kast sistemi aracılığıyla ırkçı tahakkümlerini azınlıklar üzerinde sürdürmektedirler. Ahlaki ilkelere vurgu yaparak, Hindistan toplumunu ve ekonomisini idare eden kast elitlerinin pozisyonlarını tahkim ederler. Bu mantık aynı zamanda azınlıkların Hindu toplumunda eşit olmayan astlar olarak asimile edilmesini gerektirir. Bu şekilde, Kastın üst tabasında bulunan Hindular siyasi ve ekonomik gücü elde tutmak amacıyla din ve kültür kılıfını kullanırlar. Hindu milliyetçiliğinin temelinde ve içerisinde de kastçılık vardır. Bir ast, Hint milliyetçiliğine sıkı sıkıya bağlı olsa dahi kast sistemindeki seviyesinden dolayı muteber kabul edilmez.
Rashtriya Swayamsevak Sangh (RSS) Örgütü
RSS örgütü kendini Hindutva gündemini savunan kültürel bir teşkilat olarak görür. Bu yapılanmada, ulusal bir önderin rehberliğinde hiyerarşik bir yapılanma varken, bölgesel liderler yerel şubeleri denetlemekle görevlidir. Hindu gençliğinde gücü, cesareti ve Hindular arasında dayanışmayı yaymanın ve tebliğ etmenin bir yolu olarak hem fikirsel hem de fiziksel özveri ve disipline büyük bir vurgu yapılır. Paramiliter eğitim ve günlük tatbikatlar bu disiplinin bir parçasıdır.
Hindistan Başbakanı Modi, 1960'ların sonlarında RSS'ye katılmıştır. Modi, RSS içinde guru-shishya (mürit-mürşid) geleneğine uygun olarak üstüyle sadakate dayalı bir ilişki kurmuştur. Modi 1972'de terfi alarak hareket içerisinde yükselip Gujarat'taki öğrenciler tarafından başlatılan yolsuzluğa karşı bir hareket olan Navnirman protesto eylemlerini organize etmiştir. 1975'te, çok sayıda RSS kadrosunu hapse atan Indira Gandhi'nin ilan ettiği olağanüstü halden kaçmak için uzun zaman yasadışı yaşamak zorunda kalmıştır. Modi’nin görevi, hükümet karşıtı broşürleri gizlice dağıtmanın yanı sıra, RSS mahkumlarının ailelerine sahip çıkmak ve onları ideoloji ekseninde diri tutmaktı. (Jaffrelot, C. 2021)
Gençliği bu hareket içinde geçen Modi’nin iktidara geldikten sonra ülke sathında Hint milliyetçiliğinin artışa geçmesi anormal bir durum değildir. Bu örgütün gücü ele geçirdiğinde yapabilecekleri tarihte meydana gelmiş bazı acı hadiselerle sabittir. RSS örgütünün dünyaca ünlü Hint düşünür ve devlet adamı Ghandi’yi öldürmesi büyük yankı uyandırmıştır. 30 Ocak 1948'de Hindistan'ın İngiliz yönetiminden özgürlüğünü kazanmasından sadece aylar sonra, Gandhi Yeni Delhi'de dua etmeye giderken 78 yaşında RSS militanlarınca suikasta uğrayarak yaşamını yitirmiştir.5
Şüphesiz, Keşmir’deki mevcut hal bağlamında Pakistan ve Hindistan’ın bölge üzerinde ihtilafa sebep olan tercihleri, ikili ilişkilerde hayati ayrılıklardan birini teşkil ederken, 2019’daki Keşmir’in özel statülü yapısının lağvedilmesi, yeni ihtilaf noktalarının zeminini hazırlamıştır. Bu nedenle, mezkur ülkelerin bölgeye yönelik hamleleri, liderlerin soruna ilişkin yaklaşımları ve başvurdukları enstrümanlar gibi çeşitli parametreleri merkeze alarak bu ayrışma noktasının seneler içerisindeki seyrini anlamak için liderlerin söylem analizine başvurmak gerekecektir. Özellikle bilinçli bir tercihle tansiyonun yükselmesine sebep olan Başbakan Modi’nin sosyal medya hesapları bu bağlamda ana kaynağı oluşturacaktır. Yeni Vatandaşlık Yasası’nın çıktığı 2019 ve müteakip yıllarda Keşmir sorunuyla ilgili Hindistan kurumsal hesapları ve Modi’nin hesapları tarafından atılmış tüm twitler literatür taramasından geçirilebilir. Böylece, 70 yıllık Keşmir özel statüsünün Modi liderliğindeki hükümet tarafından 2019 yılında kaldırılmasında Hindutva ideolojisinin rolü, Hindistan’da aşırı sağın yükselişi ve Hint milliyetçi söylemlerinin Modi'de karşılık bulması ve Keşmir sorununu nasıl etkilediği, Keşmir krizinin Modi dönemi öncesi ve sonrası durumu ele alındığında hangi değişimler ve devamlılıkların göze çarptığı analiz edilmiş olacaktır.
Kaynaklar:
1- Jaffrelot, Christophe 2021, “How Narendra Modi Transformed From an RSS Pracharak to a Full-Fledged Politician and Hindu Hridaysamrat”. https://thewire.in/politics/narendra-modi-rss-pracharak-politician
2- Ram, Ronki. (2017). The genealogy of a dalit faith: The Ravidassia Dharm and caste conflicts in contemporary Punjab. Contributions to Indian Sociology. 51. 006996671667741. 10.1177/0069966716677411.
3- Snehi, Yogeshi, 2003, “Hindutva as an Ideology of Cultural Nationalism”. Council for Social Development,
4- https://www.researchgate.net/publication/203066143_Hindutva_as_an_Ideology_of_Cultural_Nationalism
Dipnotlar:
1- https://edition.cnn.com/2019/12/11/asia/india-citizenship-amendment-bill-intl-hnk/index.html
2- https://economictimes.indiatimes.com/news/et-explains/citizenship-amendment-bill-what-does-it-do-and-why-is-it-seen-as-a-problem/articleshow/72436995.cms?from=mdr
3- https://theconversation.com/india-and-pakistan-fought-3-wars-over-kashmir-heres-why-international-law-and-us-help-cant-solve-this-territorial-dispute-164672
4- Dera Bhallan Ravidasis, dinlerinin Pencap'taki Sih gurdwaralarından dışlandıktan sonra yaratıldığını iddia ediyor. Ana akım Sihizm ile birçok benzerlik vardır. Temel farklılık ise Ravidas'ın ana Guru olarak saygı duyulması ve Ravidas'ın öğretilerinin birincil kutsal metin olarak kullanılması gerektiğini düşünürler. Guru Granth Sahib'in Sihlerin kutsal kitabı ve Satguru'su olmasının aksine manevi Satguru'ları benimserler. Bazı Ravidassialar tapınaklarında Ravidas'ın resimlerini ve putlarını da kabul ederler.
5- https://www.bbc.com/news/world-asia-india-60013807
6- Dera Bhallan Raviasis, dinlerinin Pencap'taki Sih gurdwaralarından dışlandıktan sonra yaratıldığını iddia ediyor. Ana akım Sihizm ile birçok benzerlik vardır. Temel farklılık ise Ravidas'ın ana Guru olarak saygı duyulması ve Ravidas'ın öğretilerinin birincil kutsal metin olarak kullanılması gerektiğini düşünürler. Guru Granth Sahib'in Sihlerin kutsal kitabı ve Satguru'su olmasının aksine manevi Satguru'ları benimserler. Bazı Ravidassialar tapınaklarında Ravidas'ın resimlerini ve putlarını da kabul ederler.