“Hindistan'a Müdahale Edilmezse Kötü Sonuçlar Ortaya Çıkar”

Pakistan Başbakanı İmran Han, "Pakistan'la Hindistan arasında çıkacak savaşın kazananı olmayacaktır ama etkisi tüm dünyaya olacaktır. Dünya uluslararası hukuku ihlal eden bu ülkeye müdahale etmezse kötü sonuçlar ortaya çıkacak" dedi.

Pakistan Başbakanı İmran Han, "Pakistan'la Hindistan arasında çıkacak savaşın kazananı olmayacaktır ama etkisi tüm dünyaya olacaktır. Dünya, kendi ülkesinin hukuku ve uluslararası hukuku ihlal eden bu ülkeye (Hindistan) müdahale etmezse kötü sonuçlar ortaya çıkacak." dedi.

Cumhurbaşkanı Arif Alvi'nin talebiyle acil toplanan Pakistan Parlamentosunda, Hindistan'ın, kontrolü altında bulunan Cammu Keşmir'e özel statü sağlayan 370'inci maddeyi kaldırmak için verdiği kanun teklifi gündeme alındı.

Parlamentodaki ortak oturumda konuşan Han, göreve geldiği Ağustos 2018'den bu yana Pakistan'ın kalkınması için önce komşularıyla iş birliğini güçlendirmeye çalıştıklarını kaydetti.

"Hindistan'ın diyalog istemediğini fark ettik"

Han, bu kapsamda Hindistan'a da iyi niyetle yaklaştıklarını belirterek, "İyi niyet göstergemize Hindistan'ın ilk karşılığı Pakistan'daki terör örgütlerinden şikayet ederek oldu. Onlara artık ülkemizde hiçbir örgütün bulunmadığı ve bütün partilerin katılımıyla bir eylem planı yürüttüğümüzü söyledik ancak bende Hindistan'ın diyaloğa yanaşmayacağı hissi oluştu. Bişkek'te haziranda yapılan Şangay İşbirliği Örgütü toplantısında Hindistan'ın diyalog istemediğini fark ettik. Dün aldıkları kararla da bunu gösterdiler." ifadelerini kullandı.

Pakistan'ın barış arzusunun Hindistan tarafından zayıflık olarak algılandığını söyleyen Han, "Barış için uzattığımız eli bu andan itibaren geri çektik." dedi.

"İki ülke arasında savaş çıkabilir"

Han, şubat ayında iki ülkeyi savaşın eşiğine getiren Pulvama saldırısının ardından da iyi niyet göstergesinde bulunduklarını hatırlatarak, şunları söyledi:

"Pulvama'dan sonra da nükleer güce sahip iki ülke olarak savaş riskini alamayacağımızı ve diyalogla sorunlarımızı çözmemiz gerektiğini söyledik. Şimdi benzeri bir durum oluşursa iki ülke arasında bir savaş çıkabileceği uyarısında bulunuyorum. Bu savaşın kazananı olmayacak ancak etkisi küresel olacaktır. Dünya söylediklerimi nükleer tehdit olarak algılamamalı. Dünya, kendi ülkesinin hukuku ve uluslararası hukuku ihlal eden bu ülkeye (Hindistan) müdahale etmezse kötü sonuçlar ortaya çıkacak."

"Keşmir'de etnik temizlikten korkuyorum"

Hindistan'da iktidarda bulunan Hindistan Halk Partisinin (BJP) ırkçı ideolojiye sahip olduğunu söyleyen Han, "BJP'nin hem ideolojisi hem de seçim manifestosunun söylediği şey Hinduların tüm diğer dinlerin üzerinde olduğudur. Tüm diğer inanç gruplarını baskı altına alacak bir yapı kurmak istiyorlar." diye konuştu.

Han, Cammu Keşmir'in özel statüsünün kaldırılma kararının da bu ideolojinin bir sonucu olduğunu belirterek, "Keşmir halkı daha fazla baskı altında kalacak ve direnişi daha gaddarca bastıracaklar.

Keşmir'de tüm yerli halkı ortadan kaldıracak bir etnik temizlikten korkuyorum." ifadelerini kullandı.

Keşmir'de uygulanacak Hint baskısının Pulvama saldırısına benzer bir olayın yeniden yaşanmasına sebep olması ihtimalinden söz eden Han, "Böyle bir talihsizlik yaşanırsa yine bizi suçlayacaklar hatta belki de bize saldıracaklardır ancak karşılığını veririz." dedi.

Han, uluslararası kamuoyunun soruna el atması gerektiğine dikkati çekerek, "Tüm dünya liderlerine Keşmir'de neler yaşandığını anlatmak bizim görevimiz. Biliyorum ki Batı dünyası yeterince Keşmir'de yaşananlarla ilgili bilgi sahibi değil, onları Keşmir'deki Müslümanların ve Hindistan'daki azınlıkların yaşadıkları konusunda bilgilendireceğim.

Hindistan'da Müslümanlara ve azınlıklara karşı yapılan ne varsa Batı dünyasının değerlerine aykırı." ifadelerini kullandı.

Keşmir sorunu ve 370'inci madde

İngiltere 1947'de Hindistan'dan çekilirken, prenslik şeklinde yönetilen Keşmir'i Hindistan ya da Pakistan ile birleşme konusunda serbest bıraktı.

Nüfusunun yüzde 90'ı Müslüman olan Keşmir halkı, 1947'de Pakistan'a katılmaktan yana tavır alsa da dönemin Keşmir prensi, Hindistan ile katılım anlaşması imzaladı.

Anlaşmaya göre, Hindistan, yasayı ve düzeni sağlamak için birlikler gönderecek ancak katılım konusu için halka başvurulacaktı.

Hindistan, Cammu Keşmir'de Kurucu Meclis oluşturdu ve Şeyh Abdullah'ı başbakan olarak atadı.

Hindistan Anayasası'na, Cammu Keşmir'in demografik yapısını ve kimliğini korumak amacıyla "370. madde" eklendi. Yasaya göre, Cammu Keşmir'de yabancıların mülk edinmesine ve eyalet hükümetinde iş sahibi olmalarına izin verilmedi.

Bu durum, katılımın tam anlamıyla gerçekleşmesine değin geçici bir karar olarak kalacaktı ancak hiçbir zaman katılım kararı verilemediğinden 370. madde, Yeni Dehi yönetiminin Keşmir'le ilişkisini tanımlayan kalıcı bir düzenleme olarak kabul edildi.

Öte yandan prensin kararına, Müslüman Keşmir halkı ise karşı çıktı. Pakistan ve Hindistan'ın bölgeye asker göndermesiyle taraflar, 1947'de ilk kez savaştı. İki ülke arasında yine aynı nedenle 1965 ve 1999'da savaş çıktı.

Keşmir'in yüzde 45'i Hindistan'ın, yüzde 35'i Pakistan'ın kontrolünde ve bölgenin yüzde 20'sine ise Çin hakim bulunuyor. Hindistan ele geçirdiği bölgeleri "Cammu Keşmir" eyaleti adında kendine bağladı.

Cammu Keşmir, şu anda Hindistan'da Müslüman nüfusun çoğunlukta bulunduğu tek eyalet durumunda.

Pakistan ise kendi kontrolündeki Keşmir'e "Azad Keşmir (Bağımsız Keşmir)" ve "Gilgit Baltistan" olarak iki özerk bölge statüsü verdi.

BM Güvenlik Konseyi, 1948'den itibaren aldığı kararlarla Keşmir'in askerden arındırılmasını ve geleceğinin halkoyuyla belirlenmesini öngördü.

Hindistan halk oylamasına sıcak bakmazken, Pakistan BMGK kararlarının uygulanmasını istiyor. 

AA

Keşmir Haberleri

Keşmir'deki çatışmalarda 2 Hint askeri öldü
Cammu Keşmir'de direnişçilerin saldırılarında 7 asker öldü
Keşmir'de direnişçilerle çıkan çatışmada 4 Hint askeri öldürüldü
Pakistan ve Hindistan askerleri Cammu Keşmir sınırında birbirlerine ateş açtı
Keşmir’de çatışma: 6 ölü