ESRA SARAÇ AY / HAKSÖZ-HABER
Hindistan son zamanlarda imam ve vaiz tutuklamalarını arttırdı. Tutuklamalarla ilgili net bir sayı bilinmiyor, işgalci Hindistan hükümeti ise sadece bunun Keşmir’in güvenliği için olduğunu iddia etmekle yetiniyor.
Ozy.com sitesinin yer verdiği İngilizce bir haberde konuyla alakalı olarak şunlar kaydedildi:
“Geçtiğimiz aylardan bu yana imamlar tutuklanıyor, kimisinin pasaportu Hindistan karşıtı faaliyetlere katıldığı iddiasıyla iptal ediliyor; camilerdeki Cuma hutbeleri sivil polislerce kayıt altına alınarak suç unsuru olup olmadığı araştırılıyor, gerek görülürse kapatılıyor. Geçtiğimiz Kurban Bayramında Keşmir’in sembol camilerinden ikisi kapatılmıştı. Camilerin mülkleri inceleniyor, yapılan bağışlar sorgulanıyor. İmamların banka hesapları ile Keşmir ve Hindistan’daki akrabaları sorgulanıyor. Hükümet onları camiye gelen gençleri radikalleştirmekle suçluyor. Cammu Keşmir Polis Şefi Dilbag Sing tutuklamalarla ilgili cami ve İslami vakıflarda hangi imam ve vaizlerin Hindistan karşıtı mesajlar yaydığını bildiklerini söyledi…
Cammu Keşmir’in self determinasyon hakkına sahip olduğunu düşünen Cemaat-i İslami gibi yapıların mensupları uzun zamandır zaten göz hapsinde ve bu tür hareketlere yakınlığıyla bilinen isimler defalarca tutuklanıp bırakılıyorlar. Polis merkezinde çalışan bir polis memuru tüm baskılara rağmen Cuma namazında tutuklanan imamın yerine imamlık yapmak için camiye gitmekte tereddüt etmediğini bildirdi.
Bazı imamlar şu noktaya işaret etti: Modi’nin iktidara geldiği son beş yıldır pek çok eğitimli Keşmirli (mühendisler, öğretmenler, profesörler) savaşa katıldılar. ‘Eğer sadece camiler radikalleştiren mekanlar olsaydı neden bir araştırma görevlisi ya da üniversitedeki profesör savaşa katılsın?’
Hükümetin bu baskı stratejisi geri tepecek gibi görünüyor. İmamların uzun süreli tutukluluk hali Müslümanlara yönelik bir toplu saldırı olarak görülüyor.”