Hiç utanmıyorlar, “Bir gün bile hapis yatmadılar” diyorlar

Ali İhsan Karahasanoğlu

Vatan gazetesi yazıyor: “Sanıklar tek bir gün bile hapis yatmadan kurtarılıyor!”

Yalanın daniskası, ahlâksızlığın kralı..

Sivas’ta ölen şu kişinin, bu kişinin kızı konuşturuluyor. “İçimiz yanıyor” diyorlar.

İşi dramatize ederek, yalanlarını gizliyorlar..

Oysa; halkının % 99’u Müslüman olan bu ülkede, İslâm’ın peygamberine hakaret edildi.

Kimseden ses çıkmadı.

Hakaret eden adam Sivas’a davet edildi.

Kimse, “Siz ne yapıyorsunuz. Bu adamı tüm Türkiye lânetliyor. Bu adamın Sivas gibi değişik mezheplerden insanların bulunduğu bir ilimizde ne işi var?” demedi..

Şimdi içlerinin yandığını ileri süren kızların babaları “Biz ne yapıyoruz? Bu halkın inancına hakaret eden adamla, bizim ne işimiz var?” demediler.

Sivaslılar, peygambere hakaret içeren “Şeytan Ayetleri’ni Aydınlık’ta yayınlayan Aziz Nesin”i protesto ettiler.

Kimse, “Kışkırtıcı ortamı bozalım. Aleyhine gösteriler yapılan şu adamı il dışına çıkartalım ki, gösteriler de sona ersin” demedi.

Gösteriler, akşama kadar sürdü.

Polisi orada.

Askeri orada.

SHP’li (CHP) Başbakan Yardımcısı Ankara’dan olayları dakika dakika izlediğini söylüyor..

SHP (CHP) kontenjanından Sivas’a vali olan zat, olayları an be an takip ediyor.

Ve tüm bu seyredenlerin huzurunda, derin devlet, akşam saatlerinde ortaya çıkıyor.

Kim olduğu hâlâ ortaya çıkarılamayan bir kişi, önce otelin önündeki aracın benzin deposunu patlatıyor. Arabayı ateşe veriyor. Yetinmiyor, otel de yansın diye, perdeleri bu ateşle tutuşturuyor.

CHP’li vali seyirci.

CHP’li Başbakan Yardımcısı seyirci.

Şimdi onlarla aynı siyasi çizgide olanlar, binbir yalanla mütedeyyin insanlara saldırıyorlar: “37 insanımızı yakan...”

Günübirlik ölmüş adamın resmini basıp, nerdeyse mezarından çıkartılıp, mahkemeye getirilmesini istiyorlar..

“İçimiz yanıyor!” diyorlar..

Oysa, bizim de içimiz yanıyor..

Sıradan bir gösteriden, 33 insana idam cezası verdiler..

Hâlâ bağırıyorlar: “Zamanaşımından dosya düşecek” diye..

Ahlâksızlara bakın.

Hangi dosya düşecek?

33 tane idam cezası mı düşecek?

Var mı böyle bir ihtimal?

Yok..

Verilen cezalar orda.. “Bir gün bile cezaevinde yatmadılar” şeklindeki ahlâksızca yayınların tam aksine, yıllarca cezaevinde yatanlar orda.. Bugün dahi, onlarca kişi Sivas olayları yüzünden hâlâ cezaevinde..

Ama; haksız yere cezaevine atılanların aileleri değil, provokasyon peşinde koşan Aziz Nesin’le birlikte olayların çıkmasına sebep olan, sonra da derin devletin infaz ettiği adamların kızları bağırıyor: “İçimiz yanıyor!”

Devam ediyorlar çarpıtmaya: “Sivas’taki olay, insanlığa karşı suç olarak yorumlanırsa, zamanaşımı işlemeyecek. Yoksa bir hafta sonra, zamanaşımından dosya kapatılacak!”

Yalan. Hem de kuyruklu yalan...

A’dan Z’ye çarpıtma..

Sivas olayı, 1993’te olmuş.

O tarihte, “İnsanlığa karşı işlenmiş suç” diye bir tanım yok.. Bu tanım, 2005 yılında ceza kanununa girmiş. Sivas şüphelilerini korumakla suçlanan AK Parti var ya. Bu parti çıkartmış kanunu.

Ama, evrensel bir kural var.. Ceza kanunları, geriye yürümez..

Dolayısı ile, “İnsanlığa karşı suç” tanımı, sadece 2005’ten sonraki eylemler için uygulanabilir. Mahkemeler, isteseler de/istemeseler de, 2005’ten önceki eylemleri, “İnsanlığa karşı suç” tanımına sokamazlar.. O maddeyi uygulayamazlar.

Olsun. Nasıl ki Sivas’taki olayı, getirip Ankara’da özel mahkemede yargılattırdılar. İstiyorlar ki; bugün de evrensel kuralları çiğneyip, ceza maddelerini geçmişe dönük uygulatsınlar..

Onlara böyle bir şey yapılsa, hafazanallah.. Ortalığı yakıp yıkarlar..

Ama Sivas halkının aleyhine mi uygulanacak bu madde?

Geriye de yürütürler.. Mezarı açtırıp, ölmüş insanı mahkemeye de çıkartırlar..

Çünkü onların “içleri yanıyor”.

Ve sadece onların içleri yanar..

Onların yüzünden, yıllardır cezaevinde yatanların, cezaevindekilerin yakınlarının içleri yanmaz..

Cezaevinde yatan Sivaslıların yakınları ile adeta alay edercesine, “Bir gün bile hapis yatmadan kurtulacaklar” derler..

Bugün cezaevinde olan, 15 ömür boyu hapis cezası mahkûmunun yaşadığı zulme rağmen!

YENİ AKİT