“Hiç kimse konuşmuyor” derken!

Abdurrahman Dilipak

Buyurun Yener Yermez konuştu.. Cinayeti 1,5 milyon dolar karşılığında işlemiş. İlk açıklama Garih’in yakınlarından geldi. Korktukları için susmuşlar. Şimdi de Yener Yermez konuşuyor.. Ergenekoncuları suçluyor..

Kendisi ile ilişki kuran, ikna eden, söz veren, çete ile aracılık eden kişi şimdi tutuklu.. Yermez’in komutanlarının bir bölümü de içeride..

Peki “o kadın” kim?

Danıştay saldırısı gerçekleştiren avukatın babası da Vakit’e konuştu..

Bana kalırsa bu iki kişi son derece sıkı korunmalı. Yediklerine-içtiklerine dikkat edilmeli. Hapishane müdürü, savcı, gardiyan da olsa kimlerle ne konuştukları, ses ve görüntü kayıtları ile izlenmeli..

Görünen o ki Garih cinayeti davası yeniden görülecek.. Bu gidişle eski birçok davanın yeniden görülmesi gerekebilir.

Biliyorsunuz daha ek iddianame açıklanmadı. Özden Örnek’in anıları ve MİT raporu ile ilgili ek iddianame bekleniyor..

Şu “asit kuyuları”ndan neler çıkacak acaba?

Bakalım Ağar’ın sorgusundan ne çıkacak.. Bu işin bir ucunun Susurluk’a uzanması sürpriz sayılmamalı..

Garih cinayetinin sis perdesi aralanırsa oradan son derece ilginç ve önemli ipuçlarına ulaşılabilir.

Mesela Azerbaycan’da Aliyev’in devrilmesi ile ilgili operasyona..

Demirel’in kapısının çalınmasına az kaldı diyebilir miyiz?.

Çünki Garih’in öldürülmesinin, Azerbaycan konusunda mali destek vermemesi olduğu ileri sürülüyor.. Bu iş MHP’yi, bizim Türkçüleri de rahatsız edebilir.. Birçok kişi bu işten zarar görebilir..

Benim kulağıma çalındığına göre o zamanlar operasyon düzenlenecek diye bir sürü iş adamından önemli miktarda para aldılar. Bir sürü genci bu işe bulaştırdılar.. Sonucu biliyorsunuz..

Korkarım yarın “Bu iş milli mesele, Türkiye’nin komşuları ile ilişkilerini olumsuz etkiler” diye örtbas etmeye kalkarlar..

Adam Mason, Yahudi, ama Ergenekon’a para yardımı yapıyor. Ya da haraç vermek zorunda.. Aile bunu biliyor. Çocukları kaçırılıyor, korkularından susuyorlar..

Bu iş size normal geliyor mu?

Garih gibi önemli biri konusunda CIA, MOSSAD neden devreye girmiyor aceba..

Yoksa onlar da bir şekilde bu işin içindeler mi?

Bu çete işi çok yavaş bir şekilde de olsa genişlemeye devam ediyor.

Kimbilir yarın Garih cinayetinin izini sürerken Sabancı cinayetinin izlerine ulaşılır.. Bazı siyasilerin, iş adamlarnın, sözde bilim adamlarının, gazetecilerin, STK aktörlerinin, kimi kanaat önderlerinin karanlık, kanlı ve kirli ilişkileri dökülür ortaya..

Öbür gün Maraş, Sivas olayları ile ilgili şok edici gerçekler çıkabilir ortaya..

Henüz bu işin merkezindekilerden kimse konuşmadı..

Sahi! Tansel Çölaşan Danıştay saldırısı ile ilgili olarak, ortaya çıkan gerçekler ışığında daha ilk günden suçladığı kesimden özür dileyecek mi?

İster misiniz bu başörtüsü yasağının arkasında da bunlar olsun..

Ben, bu işler bir noktaya geldiğinde patlayacağını düşünüyorum..

Paniklediler, ama bunu dışa vuramıyorlar. Haberleşmeleri ve para transferleri aksadı. Tetikçiler sahipsiz kaldı.. Henüz olay patlamadığı için birileri çetenin yeniden toparlanıp saldırıya geçmesini bekliyor. Yapılanları görüp bugün olanlara anlam veremiyorlar. Böyle bir örgüt nasıl teslim alınır? Herkes işin içindeyken, bunlardan nasıl hesap sorulabilir? Eğer gerçek ortaya çıkarsa zaten ortalığın altüst olması gerek. O zaman ne oluyor? Birileri olanları anlayabilmiş değil.. Askerler neden harekete geçmiyor? Tutuklular neden kurtarılmıyor? Birileri bu soruları yavaş yavaş sormaya ve kendilerini kurtarmak için havayı koklamaya başladı.. Şimdi silahlarından kurtulmaya, kendilerini aklayacak, öteki silah arkadaşlarını suçlayacak bilgi ve belgeleri toplamaya başladılar gibi sanki..

Yarın itiraf furyası başlayabilir.. Birileri Türkiye’yi terkederken, birileri kendilerini kullanıp şimdi terkedenlerden hesap sormak için tehdit ve şantaja başvurabilir..

İtiraf furyasının başlaması açısından Yener Yermez olayı bir başlangıç olabilir. Tuncay Güney de konuşuyor. Alparslan Arslan da konuşabilir.

Habere göre “suikasta uğrayan iş adamının mesai arkadaşı da olan Doğan Kasadolu, ‘Cinayetin işlendiği gün Üzeyir Bey’in torunu polis giysili bir grup tarafından kaçırıldı. Kaçıranlar 14 yaşındaki çocuk için fidye istemiş ve verilmediği takdirde cinayetin onun tarafından işlendiğini söyleyeceklerini bildirmişler’ demiş.” Bu nasıl olabiliyor? Kim bunlar? Bu çocuk neler yaşadı ve ailesinden fidye isteyen kimdi? Neden savcılığa gitmediler?.. Daha önce neler yaşandı? Garih’in iş ortağının bunlardan haberi yok mu idi? NTV’de emekli bir askerle ekrana çıkan İshak Alaton, halkı sokağa çıkmaya çağırdıkları programı da baskı altında mı yaptı? Alaton bu konuda başka ne biliyor? Bu gün niçin derin bir sessizlik içinde!

Doğan Kasadolu ve Garih ailesi başka neler biliyor?

“Meral” denen kadın kim?

Doç. Dr. Ümit Sayın neyin nesi? Adli Tıp’ta bu olaylar olurken kimse farkına varmadı mı? Herhalde Ümit Sayın’ın bu ilk ve son işi değildi? Bir bilim ve hukuk kurumunda bu işler nasıl gerçekleşiyor? TSK’da bu işler emir komuta zincirinin dışında gerçekleşmiş olabilir mi?
Cevabını arayan o kadar çok soru var ki..

Önümüzdeki günler önemli gelişmelere gebe..

Selam ve dua ile.

VAKİT