‘Herkesle helâlleşmek'ten söz edenler, herkese haksızlık yaptıklarını söylüyordur!

NAZİ Partisi'nin varlığını bugün de sürdürdüğünü düşünelim, o hareket ve kurumun başındaki lider çıkıp, Yahudilere ve düşmanlık besledikleri diğer bütün kesimlerin geride kalanlarına, Haydi, herkesle helâlleşelim. dese bunu kabul edecek kimseler olur mu?

Selahaddin E. Çakırgil, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “helalleşme” kampanyasını yorumluyor:

Kılıçdaroğlu, 'Herkesle helâlleşeceğiz.' diyor. Önceleri, 'Başörtüsü yasağı' uygulaması konusunda haksızlık yaptıklarını söylemişti. Yani, tek kalemden ibaret bir zulüm demek istiyordu. Halbuki daha 10-15 sene öncelerde bile, yapılan düzenlemelerin ibtali için hemen Anayasa Mahkemesi'ne koşanların başında bulunan kişi de kendisiydi ve on binlerce- yüz binlerce insanın o zulüm uygulamasından çektikleri acıların, ızdırabların hangi birisiyle ve nasıl helâlleşecektir?

Buna rağmen o, partililerine hitab ederken, bir 'sevgi pıtırcığı' halinde ve ısrarla, 'Herkesle helâlleşeceğiz.' diyor. Yani, halkı kitlelerinin kendileri dışında kalan hemen her bir kesimine haksızlık ve zulmettiklerini zımnen itiraf ediyor. Esasen, halkımız da o partiye hiçbir zaman tek başına iktidar olabildikleri bir seçim zaferi yaşatmamıştır.

Bir kişi, hatalarını kabul eder ve kimlere zulüm ve haksızlık ettiyse o muhatablarından veya onların yakınlarından helâllik isteyebilir. Onlar da kabul eder veya etmezler, kendilerinin bileceği iştir. Yani 'Helâlleşelim.' demekle helâlleşilmiş olmaz. Çünkü meselâ, nice zulümlere mâruz kalıp, artık bu dünyada olmayan büyük kitlelerle nasıl helâlleşilecektir? Kaldı ki, önce, haksızlık ve zulme uğradıklarını düşünenler, helâlleşmeyi kabul etmeye hazır olduklarını açıklamalıdırlar.

Evet, yaptığı haksızlıklar ve zulümlerle bir halkın, bir ülke insanlarının çok büyük bir kısmına, bir asrı aşkın bir zamandır büyük acılar ve ağır sosyal ve psikolojik travmalar yaşatmış olan bir siyasî hareket, kiminle ve nasıl helâlleşecektir? Öyle bir siyasî hareketin içinde yer almış olanların pişmanlıklarını izhar etmeleri, ancak o siyasî hareketin içinden çekilip ayrılmak ve o siyasî harekete vücud veren fikir veya ideolojiyle bağın koparılmasıyla mümkündür. Başka türlüsü, ancak bir kandırmaca olur.

Yazının Devamı >>>

Yorum Analiz Haberleri

İnsan ve psikoloji
Geçmişten ders çıkarmadan bugünü kurtaramayız
İsrail zulmü anlatılırken farkında olmadan Siyonist propagandaya hizmet mi ediliyor?
Siyonistlerin dokunulmazlık zırhı kırılıyor
İrticai anaokullarından CHP’li kreşlere…