Referandumda “Evet” mi diyeceğiz, “Hayır” mı? Daha önemlisi, “evet” mi galip çıkacak, “hayır” mı?
Tüm tartışmamız, işte bu..
Benim bir önerim var..
Bu iki zıt görüşten, “evet” de, “hayır” da galip çıkmasa, ne olur?
Durun bakalım, “Ne saçmalıyorsun sen” demeyin hemen..
Erbakan Hoca’ya da benzer çıkış yapmıştınız ama.. Çok hukuklu sistem, Batı’da da revaç buluyor artık.
Evet, çok hukuklu sisteme benzer bir öneride bulunacağım.
Nasıl olacak bu?
Şöyle: Sadece oylarımızı kullansak ve bunlar kayda alınsa.. “Evet” diyenler de çok çıksa, “Hayır” diyenler de çok çıksa, birisi diğerine üstün kabul edilmese. İki anayasadaki maddeler de yürürlükte kalmaya devam etse..
Eski anayasadan yana olanlar, yani “hayır” oyu kullananlar için, eski anayasa yürürlükte kalmaya devam etse..
Değişikliğe “Evet” diyenler için de, yeni maddeler yürürlüğe girse..
Nasıl olur?
“İyi de, somut uygulama nasıl olacak” diyeceksiniz..
Anlatayım.. “Evet” oyu kullananların mahkemede bir davası olduğunda, kendilerine yeni anayasa maddeleri uygulanacak.
“Hayır” oyu kullananlar için ise, darbe anayasası uygulamaya devam edilecek.
Kafanız karışmasın.
Somut örnek vereyim size..
Diyelim ki, Yargıtay Savcısı Faruk Eminağaoğlu, HSYK tarafından meslekten ihraç edildi.
Faruk Bey de, gitti dava açtı..
Mahkeme bakacak, “Faruk Bey, eski anayasayı mı istemiş, yeni anayasa değişikliğini mi?”
Faruk Bey’in tercihi, eski anayasadan yana..
O zaman hakim, eski anayasaya bakacak ve “Faruk Bey. Kusura bakmayın, HSYK’nın ihraç kararlarına, sizin tercih ettiğiniz anayasaya göre dava açma hakkı yok. Talebinizin reddine” diyecek.
Bir başka örnek..
Evet oyu kullanan bir subay, YAŞ tarafından ihraç mı edildi?
Subayın açtığı davada, mahkeme bakacak subayımızın tercihine: “Evet oyu kullanmış.”
“Senin davanı, yeni anayasaya bakarak inceleyeceğiz” diyecek hakimimiz ve yeni anayasada YAŞ kararlarına yargı yolu açıldığı için, davayı görmeye başlayacak.
Bir örnek daha..
Süheyl Batum abimiz, 1985 yılında yazdığı “Siyasal Katılma Aracı Olarak Referandum” tezindeki görüşlerinin tam zıttı açıklamalar yaptığı gerekçesi ile, bilim adamlığına yakışmayan tavırlar sergilediği belirtilerek YÖK tarafından profesörlükten atılsa..
Süheyl abimiz de, dava açıp bunun iptalini istese. Ama usuli yanlışlıklardan dolayı davayı kaybetse.
AİHM’e gidecek ama, yargı yollarının tüketilmesi kuralı gereği, Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yapmadan gidemediği için, tıkansa...
Veeee. Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru hakkını kullansa..
Anayasa Mahkemesi bakacak.Süheyl abimiz yeni anayasayı mı tercih etmiş, darbe anayasasını mı?
Tabii ki Süheyl abimizin tercihi, darbe anayasası.
Peki, o anayasada, bireysel başvuru hakkı var mı?
Yok.
O zaman Süheyl abinin davası için “Reddine” denilecek!..
Bir örnek daha..
Hayır oyu vereceğini ileri süren engelli derneklerinden birisinin başkanı, belediyenin özel olarak inşa ettirdiği bir alandan ev sahibi olmak istese. Ama belediyenin önyargılı kararı ile bu imkandan yararlanamasa. Ne yapacak? Tabii ki dava açacak.
Ama o ne?
Mahkeme, “Dur bakalım arkadaş. O inşa edilen evlerden yararlanabilmen için engelli olman gerekir. Ama yetmez. O evler, yeni anayasadaki ‘pozitif ayrımcılık’ ilkesi gereği inşa edildi. Bu haktan yararlanman için, engellilere pozitif ayrımcılık uygulamasına imkan tanıyan anayasa maddesine de ‘evet’ oyu kullanman gerekirdi. Sen eski anayasayı tercih etmişsin. Eski anayasada da, engellilere diğer vatandaşlardan farklı olarak haklar sağlanamaz. Senin bu haktan yararlanman mümkün değil.Davanın reddine” diyecek.
KESK’e gönülden bağlı bir vatandaşımız, devletin kendisine haksızlık ettiği kanaatinde. Ama dava açıp, davayı takip edecek ne imkanı var, ne de parası..
Duymuş ki, Kamu Denetçiliği diye bir kurum var. Oraya müracaat edip, hakkını almak istiyor. Bakacaklar, hangi anayasayı tercih etmiş?
“Hayır”cı olduğuna göre, eskisini..
“O zaman, kusura bakma.. Sen yine git, eski usul davanı aç” diyecekler. Para yatırmadan hak alma yolundan, yararlandırtmayacaklar!
İşte böyle..
Beğendiniz mi önerimi?
“Beğenmek ne kelime; tüm hayırcılar, bu uygulamayı görünce üç ayda ‘evet’çi olur” diyorsunuz değil mi?
Bence de!
VAKİT