“Herkes açlıktan ölme endişesi taşıyor!”

The World muhabiri Carolyn Beeler, Kudüs'teki Norveç Mülteci Konseyi'nden Shaina Low ile röportaj gerçekleştirdi. Low, Gazze'nin kuzeyindeki durumun hiç olmadığı kadar kötü olduğunu ve herkesin açlıktan ölme endişesi içinde olduğunu söyledi.

HAKSÖZ HABER

ABD tarafından desteklenen Filistin Yönetimi Başbakanı Muhammed Iştiyye, yeni siyasi düzenlemelere ihtiyaç olduğunu söyleyerek Pazartesi günü istifa ettiğini açıkladı. Filistin Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas'ın kararı kabul ettiği bildirildi.

Iştiyye’nin istifası, Biden yönetiminin de çağrıda bulunduğu üzere, Filistin Yönetimi için olası reformlara yönelik bir hamle olarak görülüyor. Iştiyye ayrıca Gazze'de yaşananları "soykırım" olarak nitelendirdi ve Siyonistlerin Batı Şeria'daki baskısını kınadı.

Siyasi hamleler sürerken, 2 milyondan fazla Filistinli Gazze Şeridi'nde tehlikeli koşullarla karşı karşıya kalmaya devam ediyor. Pazar günü Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan, önümüzdeki günlerde Gazze'deki esirlerin serbest bırakılmasını ve Filistinlilere insani yardımın artırılmasını sağlayacak bir ateşkes anlaşmasına varılabileceğini umduğunu söyledi. Siyonist liderler ise Gazze'nin güneyindeki Refah kentinden insanları zorla tahliye etme ve ardından buradaki Hamas taburlarına saldırmak üzere askeri güçlerini gönderme planlarını hala sürdürdüklerini söylüyorlar.

Gazze'deki acı gerçekler yardım kuruluşlarını endişelendirmeye devam ediyor. Birleşmiş Milletler artık bölgede insani yardım operasyonları yürütemeyeceğini söylüyor. Son günlerde Gazze'ye giren yardım kamyonlarının sayısı savaş öncesine göre çok azaldı. Bu araçlar da çaresiz ve aç insanlardan oluşan kalabalıklar tarafından saldırıya uğradı. The World'ün sunucusu Carolyn Beeler, Kudüs'teki Norveç Mülteci Konseyi'nden* Shaina Low ile konuştu ve Gazze'nin kuzeyindeki durumun daha önce hiç olmadığı kadar kötü olduğunu söyledi.

Carolyn Beeler: Gazze'ye gıda yardımı ulaşıyor mu?

Shaina Low: Bir miktar gıdanın girdiğine inanıyorum. Genel olarak oraya çok çok az şey ulaşıyor. Eğer karaborsada satılan bir şeyler varsa da, 140 günü aşkın bir süredir devam eden saldırılarla karşı karşıya olan çoğu insan için maliyeti çok yüksek. Gazze'nin kuzeyinde ve Gazze Şehri'nde kalan bir avuç çalışanımızdan duyduğumuz kadarıyla un, mısır, yağ ve temel olarak hayvan yemi tükenmiş durumda - ki bu da yemeye başvurmak zorunda kaldıkları şey çünkü kayda değer miktarda yiyecek bulunmuyor. Geçen hafta Dünya Gıda Programı (WFP) tarafından yayınlanan bir rapora göre Gazze'nin kuzeyinde iki yaş ve altındaki çocukların %15,6'sında akut yetersiz beslenme belirtileri görülüyor. Bu oran 7 Ekim'den önce Gazze'de tespit edilen oranın 16 katından fazladır.

Peki ya Refah'a yığılmış yaklaşık 1,5 milyon Filistinlinin bulunduğu güneyde durum ne? Orada gıda durumu nedir?

Hâlâ biraz yiyecek var. Bir kısmı, İsrail'in taahhüt ettiği günde 200 kamyonluk yardımın bir damlası olan ve hala içeri girmeyi başaran çok az sayıdaki yardım kamyonuyla geliyor. Ancak ticari piyasada bulunan yiyeceklerin maliyeti büyük ölçüde şişirilmiş durumda. Eskiden 30 yumurtayı dokuz şekele, yani 2 doların biraz üzerinde, iki buçuk dolara alabiliyordunuz. Bu maliyet şimdi 100 şekel civarında, yani 30 yumurta için 30 dolara yakın, ki çoğu insan bunu karşılayamıyor. Diğer temel gıda maddelerinin fiyatları da hızla arttı. Çoğu insanın gıda satın almaya gücü yetmiyor. Yardıma muhtaç durumdalar ve gelen yardımlar da yeterli değil.

BM kuruluşu olan UNRWA, Gazze Şeridi'ne yapılan yardımların tamamını olmasa da büyük bir kısmını koordine ediyor ve kolaylaştırıyordu. Neden operasyonları durdurmak zorunda kaldılar?

UNRWA, birçoğu El Fetih’e bağlı olmayan ve hatta üye bile olmayan Filistinli polis memurlarına güveniyordu. UNRWA bu polis memurlarının başta gıda yardımı olmak üzere yardımların taşınması ve dağıtımına eşlik etmelerine bel bağlamıştı. Ancak İsrail yardım dağıtımlarını, genellikle yardım dağıtıldıktan ya da teslim edildikten hemen sonra polis memurlarını hedef almak için bir fırsat olarak kullandı. Bu nedenle Gazze'de Filistin polisini hedef alan bir dizi doğrudan saldırı gerçekleşti ve polislerin sağladığı güvenlik işlevsiz hale getirildi. Polisler de saldırıların önüne geçmek için yardım dağıtımlarında yardım kuruluşlarına eşlik etmeyeceklerini ifade etmek zorunda kaldılar. En nihayetinde ise çok büyük bir kıtlığın yaşandığı bölgede yağmalama olayları başladı. Olaylar bununla da sınırlı kalmadı ve çocukları, eşleri ve hastaları için endişe eden insanlar korkuyla yardım malzemesi taşıyan kamyonları dahi hedef almaya başladılar.

İsrail'in güneyinde Mısır'la olan Nitzana sınır kapısında toplanan halk, Hamas militanlarının elindeki tüm rehineler serbest bırakılana kadar Gazze Şeridi'ne insani yardım ulaştırılmasını protesto etti, 27 Şubat 2024. İsrail, Gazze'ye gönderilen uluslararası yardımları bölgeye ulaştırılmadan önce denetliyor.

Gazze'nin farklı bölgelerine havadan bazı yardımlar yapıldı. Bu Gazze'deki insanlara ihtiyaç duydukları şeyleri ulaştırmak için ne kadar etkili bir yöntem?

Elbette her türlü yardıma ihtiyaç var ve yapılan her yardım çok faydalı. Ancak yaratabildikleri etki açısından bu gerçekten okyanusta bir damladan ibaret. Asıl mesele hava yardımlarına duyulan ihtiyaç değil. Asıl mesele Gazze'nin her yerine ulaşabilme ve insani yardım çalışanlarının güvenliğini garanti altına alma ihtiyacıdır. Gazze'ye yardım ulaştırmanın yolları var. Misal olarak Kerem Şalom geçidi 7 Ekim'den önce faaliyetteydi. Son birkaç aydır da faaliyette ama kapasitesine yakın bir şekilde çalışmasına izin verilmiyor.

Peki, Kerem Şalom sınır kapısının tam olarak faaliyete geçememesinin ardında ne var?

İsrail’in çok daha hızlı bir şekilde tarama yapabilecek kapasite ve araçlara sahip olmasına rağmen buradaki geçişlere yönelik prosedürü çok uzun sürüyor. Bunun da ötesinde, son birkaç haftadır İsrailli sivillerin protesto gösterileri düzenlediğini ve yardım girişini engellediğini görüyoruz. İsrail'in işgalci güç olarak uluslararası hukuk uyarınca sivil halkın hayatta kalması için temel ihtiyaçlarını karşılama yükümlülüğü vardır. Bu protestoları durdurmak ve yardımı içeri sokmak yerine birkaç düzine İsrailli sivilin yardımın içeri girmesini engellemesine izin veriyorlar. Geçen hafta birkaç gün boyunca Gazze'ye 10'dan az yardım kamyonu girdi ve bazı günler Kerem Şalom Sınır Kapısı'ndan hiç yardım girmedi.

Gazze'deki meslektaşlarınızla temas halinde olduğunuzu biliyorum. Onların Gazze’de hiçbir şey değişmezse ne olacağına dair korkuları neler?

Yani herkes açlık ve hastalık konusunda endişeli. Hastalıkların yayılmasının artmaya devam ettiğini görüyoruz. Birbirine çok yakın yerlerde ya da toplu barınaklarda yaşayan insanlar var. Çadırlarda ya da dışarıda, hava koşullarına maruz kalarak uyuyan insanlar var. Çatışmalar sonucunda en az 30,000 kişinin hayatını kaybettiği bildirildi. Ancak bu durum ne kadar uzun sürerse, ölü sayısının sadece çatışmaların doğrudan bir sonucu olarak artmasından değil aynı zamanda açlık ve insanların üstesinden gelemediği önlenebilir veya tedavi edilebilir hastalıkların bir sonucu olarak dolaylı ölümlerin de artmasından endişe ediyoruz.


Haber görselinde: Filistinli kalabalık, Refah'taki bir fırından ekmek almak için mücadele ediyor, 18 Şubat 2024. Uluslararası yardım kuruluşları, Siyonistler ile Hamas arasındaki savaş nedeniyle Gazze'nin gıda, ilaç ve diğer temel malzeme sıkıntısı çektiğini söylüyor.

*Norveç Mülteci Konseyi, yerinden edilen insanların haklarını koruyan bir sivil toplum kuruluşudur.

Çeviri Haberleri

Amsterdam'daki saldırının Yahudilikle ve antisemitizmle alakası yok!
Trump'ın gelişi Filistin meselesinde neyi değiştirecek?
Trump neyi başararak seçimleri kazandı?
Demokrat Parti neden kaybetti?
10 yaşındaki Raşa'nın vasiyeti: Lütfen benim için ağlamayın...