Heretik bir hareket olarak Kadıyanilik

Abdulkadir Aksöz, Kadıyani (Ahmediyye) oluşumunun tarihsel sürecini inceliyor.

Abdulkadir Aksöz / Mecra

Dini ve siyasi tartışmalar arasında Ahmedilik

Mirza Gulam Ahmed Han tarafından kurulan Ahmedilik Hareketi, günümüzde en çok tartışılan İslami oluşumların başında geliyor. Kurulduğu yere nispetle Kadıyanilik olarak da bilinen hareketin adı Mirza Ahmed’in Hz. Peygamber’in ismine işaret etmek istemesiyle Ahmediyye şeklinde değiştirilmiştir. Cemaat, İslam mezhepler tarihinde çoğu zaman Kadıyanilik olarak isimlendirilse de uluslararası literatürde “Ahmadiyya Movement” olarak kabul görüyor.

Kökenleri, 19. yüzyılın sonlarında İngilizlerin kontrolünde olan kuzey Hindistan'ın Kadıyan köyüne dayanan Ahmediyye hareketi, kendisini Müslüman bir hareket olarak tanımlamakta ve Kur'an'ın öğretilerini takip etmektedir. Ahmediyye Müslüman Topluluğu’nun liderleri “Halife” adıyla anılmaktadır. Bu durum Gulam Ahmed’in takipçilerine Allah’ın mesajını halifelik aracılığıyla koruma sözü verdiğine inanılmasından kaynaklanıyor.

Ahmedilik'in kurucusu Mirza Gulam Ahmed Han.

Topluluk, halifenin ruhani varlığının İslam'ın gerçek değerlerini destekleyerek insanlığı birleştirebileceğine inanmaktadır. Gulam Mirza Ahmed’in 1908’de ölümünden sonra beş halife görev almıştır. Hareketin halihazırdaki lideri (halifesi) Mirza Masrur Ahmed’dir ve İngiltere’de yaşamaktadır.

Günümüzde Ahmediyye cemaatinin merkezi Pakistan’ın Rabwah şehridir.

Ahmediyye Cemaati, kendisini uluslararası alanda Kuzey Amerika, Güney Amerika, Asya, Avustralya ve Avrupa’nın birçok ülkesinde şubesi bulunan dini bir cemaat olarak tanımlıyor. Yaklaşık 200 milyona yakın takipçileri olduğunu belirten Ahmediler, Mirza Gulam Ahmed’i âhir zamanda tüm dinlerin beklediği kişi, yani beklenen müceddid (Mehdi ve Mesih) olduğunu iddia ediyor. Bu bağlamda Mirza Gulam Ahmed, cemaat tarafından “Mirza Gulam Ahmed Kadıyani-İmam Mehdi ve Vad’olunan Mesih” sıfatıyla hürmet görüyor.

 

Mirza Masrur Ahmed, Ahmediyye Hareketi'nin bugünkü lideri konumunda.

Ahmediler, Gulam Ahmed’le ilgili peygamberlik iddiası, kılıçla cihadın reddi ve Gulam Ahmed’e inanmayanların kafir sayılması gibi heretik görüşlere sahiptir. Bu bağlamda cemaatin temel görüşleri Ehli Sünnet cemaatlerinin tepkisini çekmiş ve tekfir edilmişlerdir.

  • Ahmediler 20. yüzyılın sonlarında iki kola bölünmüştür.

Bunlardan biri Kadıyan Ahmedileri olup Gulam Ahmed’in peygamber olduğunu kabul etmektedir. Öte yandan Lahor Ahmedileri, Gulam Ahmed’i peygamber olarak değil mesih ve mehdi olarak görüyor. Ahmediler Allah, ahiret, kader gibi konularda Ehli Sünnet inancını benimsediklerini dile getirmektedirler. Ahmediyye Cemaati mensupları kendilerini Sünni Müslüman olarak tanımlıyor.

Ahmediyye, halihazırda Gulam Ahmed'i peygamber veya mesih olarak görenler olmak üzere iki kola ayrılmış durumda.

Ne var ki Ahmediyye Cemaati’nin bu görüşleri 1953 yılında Pakistan’da “Anti-Kadiyani” hareketinin doğmasına yol açmıştır. Sapkın bir tarikat olarak nitelendirilen Ahmedilik, Pakistan’da bir sorun haline dönüşmüştür. Diğer Müslüman cemaatler “Ahmedilik Sorunu” üzerine tartışmaya başlamışlardır.

İsa'nın ikinci gelişini bekleyen Hristiyanlara Hz. Mehdi'yi, Hindulara Krişna'yı ve Buda'yı arayan Budistlerin hepsine kendileri için vaat edilen mesih olduğunu ilan eden Gulam Ahmed’in öğretisi dinlerüstü bir şekle bürünüyordu. Nitekim Gulam Ahmed, Hz. İsa ve Hz. Peygamber’in ruhunu taşıdığı iddiasını öne sürüyordu. Böylesi bir durum Ahmedilerin kafir olarak görülmesine zemin hazırlamıştır.

Ahmediler, inançları sebebiyle çok geçmeden bir "sorun" haline geldiler.

Ahmediyye, Pakistan'ın kurulmasında öncü bir rol oynayarak bağımsızlık hareketi lideri Cinnah ile yakın işbirliği yapmış; ordu, bürokrasi, hükümet ve ülkenin yeni doğmakta olan sanayi sınıfları içinde önemli görevlerde yer almıştır. Ancak daha sonra kamu ve özel kuruluşlarda görev alan pek çok Ahmediyye mensubu görevden alınarak çeşitli cezalara çarptırılmışlardır. Böylece Pakistan’da çeşitli şiddet olaylarının fitili ateşlenmiştir.

Bağımsız Pakistan'ın kurucusu olarak görülen ve bu sebeple "Kaid-i Azam" olarak anılan Muhammed Cinnah.

Lahor'daki Ahmediyye mülklerini tahrip edilerek liderlerini suikast girişiminde bulunulmuş, ordunun devreye girmesiyle olaylar yatıştırılabilmiştir. Rabwah şehri ağırlıklı olarak bir Ahmediyye kasabasıdır ve aynı zamanda topluluğun manevi merkezidir. 1973 yılında çıkan cemaatler arası öğrenci olaylarında pek çok kişinin hayatını kaybetmesi üzerine Ahmediler, Rabwah şehrinde devlet içinde devlet kurmakla suçlandı. Protestolar şiddetlendi ve Pencap'ın çeşitli şehirlerine yayıldı. Anti-Kadıyaniler, Ahmediyye'nin sahip olduğu ev ve işyerlerini yağmaladılar.

Anti-Kadıyaniler şiddet olaylarının durması için Ahmedilerin kafir ilan edilmesini talep ediyorlardı. Artan muhalefet karşısında, dönemin başbakanı Zülfikar Ali Butto sükunet çağrısı yapıyor ancak şiddet olayları son bulmuyordu. Gazeteler, Butto hükümetinin tüm Pakistanlıların hayatlarını ve mülklerini korumaya kararlı olduğunu ve hükümetin orduyu bu amaçla kullanmaya istekli olduğunu belirtmiştir.

Ahmdilerin yoğun olarak yaşadığı Rabwah'ta meydana gelen olaylar, yapıya bakışı bütünüyle değiştirdi.

Televizyon ve radyoda konuşan Butto ise vahşet ve şiddet yoluyla sorunun çözülemeyeceğini vurgularken Ahmediyye meselesinin 90 yıllık bir sorun olduğunu ve bir günde çözülemeyeceğini deklare etti. Muhalifler ise sorunun siyasi boyutunu kavrayarak yaşananları tetikleme yolunu seçtiler. Muhalif liderler Butto’yu sorunu halının altına süpürmekle itham etmeye başladılar. Meclisteki muhalefet partileri Ahmediler’in gayrimüslim bir azınlık olarak kabul edilmesi için yasa tasarısı hazırladı. Muhalefet partileri ve din adamları, hükümeti önerilen yasa tasarısını sunmaya zorlamak için sokaklara çıkma tehdidinde bulundular.

Zülfikar Ali Butto, Ahmedilerin "gayrimüslim" ilan edilmesine karşı çıkmış, ancak baskılara karşı koyamamıştı.

Butto, Ahmediyye'yi bir azınlık ilan ederek devletten ve devlet kurumlarından uzaklaştırmanın ekonomiye ve ülkenin politik istikrarına zarar vereceğini ileri sürmüştür. Ayrıca, konunun dini bir mesele olduğunu ileri sürerek Ulusal Meclis'in bu işle meşgul edilemeyeceğini savunmuştur.

Muhalifler ise Butto’nun bir sene önce (1973 yılında) yürürlüğe koyduğu Anayasa'nın Pakistan'ı bir İslam Cumhuriyeti olarak ilan ettiğini belirterek konunun meclise taşınmasında kararlı olduklarını gösterdiler.

  • Uzun süren tartışmalar ve gerilim dolu atmosfer altında 7 Eylül 1974'te tasarı kabul edildi ve Ahmediyye Pakistan’da gayrimüslim bir azınlık haline geldi.

70'li yılların başında uzun süre devam eden tartışmalar son buldu ve Ahmediler, "gayrimüslim" azınlık olarak tanımlandı.

İş dünyası, eğitim ve öğretim alanlarında aktif olarak yer alan çok sayıda Ahmediyye mensubu toplumdan dışlandı. Bu durum Ahmediyye karşıtları tarafından sevinçle karşılandı. Pakistan’ın yönetiminde söz sahibi olma arayışının merkezine oturan Ahmediler, uzun yıllar politik ve ekonomik güç mücadelesinin konusu olmuşlardır. Butto sonrası Pakistan yönetimini darbe yoluyla devralan Ziyaül Hak, ülkede İslam’ı tam manasıyla tesis etmek amacıyla Ahmediler’i İslam’a ve Pakistan’a karşı bir tehdit olarak kabul etmiştir.

  • Çıkardığı kararnameler ile İslam karşıtı gruplar içerisine alınan Ahmediler hakkında yayın yapmak, onları Müslüman olarak göstermek yasaklanmış, camileri ibadethane olarak kabul görmemiştir.

Pakistan'ın yönetimini askeri darbeyle ele alan General Ziyaül Hak, Ahmediyye Hareketi'ne karşı oldukça sert bir tavır sergilemişti.

2017 yılının Eylül ayında Pakistan’da Seçim Reformu Değişiklik Taslağı ülkede Ahmedilik tartışmalarını yeniden alevlendirmiştir. Sokak hareketlerini doğuran sebep, milletvekillerinin seçim kanunda yer alan yemin metninin değiştirilmesiydi. “Yemin ederim ki Hz. Muhammed son peygamberdir.” ibaresi “İnanıyorum ki Hz. Muhammed peygamberdir.” şeklinde değiştirilmiştir. Bu durum karşısında Ahmedizm’in yeniden güçleneceğine inanan Sünni gruplar, protesto gösterilerine başlamıştır.

Ahmedilerin dünyanın pek çok yerinde okulları, camileri ve hastaneleri bulunuyor.

Lebbeyk Ya Resullullah (Emret ya Resulullah) Hareketi üyelerinin oluşturduğu göstericilere polisin müdahale etmesi sonucu başkentte ve diğer şehirlerde kitlesel protestolar patlak vermiş, çok sayıda gösterici hayatını kaybetmiş ve yaralanmıştır. Göstericiler yasa değişikliğinin Ahmedilerin önünü açmak için yapıldığını iddia ederken hükümet sorunun bir ifade hatasından kaynaklandığını bildirerek olayları yatıştırmaya çalışmıştır.

Nihayetinde Pakistan meclisi, tepkilere neden olan Hazreti Muhammed'le ilgili ifadede yapılan değişikliği iptal etmek zorunda kalmıştır. Yaşanan olayların ardından Pakistan adalet bakanı istifa etmiştir.

Ahmediyye Hareketi, dünyanın pek çok yerinde olduğu gibi Afrika ülkelerinde de etkin durumda.

Kadıyanilik veya Ahmedilik günümüzde 16 binden fazla cami, 500'ün üzerinde okul ve 30'un üzerinde hastane ile dünyanın dört bir yanına yayılmış durumda. Pakistan’daki varlığına şiddetle karşı çıkılan cemaat, Türkiye dahil olmak üzere pek çok ülkede faaliyet yürütüyor.

Yönetim mekanizması İngiltere’de olan cemaat yazılı ve görsel medyada oldukça aktif. Sosyal medyayı da etkin bir biçimde kullanan yapı, farklı dillerde yayın yapabiliyor. Pakistan siyasi tarihinde önemli bir yer edinen Ahmediler, dini görüşleriyle siyasi tartışmaların odağındadır. Ahmediler halihazırda dünyanın farklı bölgelerinde Gulam Mirza Ahmed Han’ın görüşlerini yaymaya devam ediyor.

İslam Düşüncesi Haberleri

Felah; fıtrat ve vahiyle yeniden buluşmamızda!...
Diyanetten hatırlatma: Tüm kumarlar haramdır!
Kemalistlerin cehaleti uçsuz bucaksız saçmalama özgürlüğü sunuyor!
İ’tizâl ile itidal arasında Allah nerededir?
Mutlak kötüye karşı el-Kassam’ın özgürleştirici ribatı ve cihadı