İsveç’in Stokholm kentinde 1972’de yapılan Birleşmiş Milletler (BM) Çevre Konferansı’nda alınan kararla, 1974 yılından bu yana 5 Haziran “Dünya Çevre Günü” olarak kutlanıyor.
Bu yılın temasını “yeniden doğayla buluşmak” olarak belirleyen BM, insanları doğayı yeniden keşfetmeye çağırıyor ancak insanın çevresine yaptığı tahribat, buluşulabilecek doğanın ne durumda olduğununun, çevre kirliliğinin ulaştığı boyutlarının sorgulanmasına neden oluyor.
“Her Yıl Milyonlarca İnsanın Ölümüne Neden Oluyor”
Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) 2016 yılına ilişkin verilerine göre, çevre kirliliğinin yol açtığı hastalıklar her yıl 12,6 milyon insanın ölümüne neden oluyor.
Çevre kirliliği; hava, su, toprak kirliliği ve iklim değişikliğini kapsayan geniş bir kavram olarak karşımıza çıkıyor. İklim değişikliğinin etkileri görece daha yavaş hissedilse de hava ve su kirliliğinin etkileri daha hızlı görülüyor.
Su Kirliliği
İnsan için en önemli yaşam kaynaklarından biri olan suyun kirlenmesi, günümüzde insanlığın karşı karşıya olduğu en ciddi ekolojik tehditlerden biri.
BM verilerine göre, dünyada hâlen 663 milyon insanın içilebilir suya erişimi bulunmuyor, yaklaşık 1,8 milyar insan da pis su kaynaklarını kullanıyor.
1990-2015 yılları arasında iyileştirilmiş su kaynağına erişimin yüzde 76’dan yüzde 91’e çıkmasına rağmen su kıtlığı, dünya nüfusunun yüzde 40’ını etkiliyor ve bu oranın gelecekte daha da artması bekleniyor.