Yeni Şafak / Faruk Beşer
Biz de O’ndan istiyor, biz de O’na sığınıyoruz
Demiştik ki, Kuranıkerim’de yer alan ya da Resulüllah’ın (sa) bize öğrettiği duaların bir hedefi de bizim şunu öğrenmemizdir: Bu dualarla bize istememiz öğretilen şeyler güzel ve olması gereken şeylerdir. Yapabileceğimiz kadarıyla bunları öncelikle biz fiilen gerçekleştirmeliyiz. Yapamadığımız noktadan itibaren Allah’tan yardım istemeliyiz. Mesela Allah’tan sağlık ve sıhhat isteyip de sağlıklı olmanın yollarını arayıp onlara fiilen girmezseniz böyle dua etmenizin bir anlamı kalmaz.
Allah’a sığınmamız istenen şeyler de kötü ve yanlış olan şeylerdir, onların da yok edebileceklerimizi öncelikle biz yok edecek, sonra olmamaları konusunda Allah’tan yardım dileyeceğiz. Hastalıktan Allah’a sığınır, ama sizi hasta edecek şekilde yaşarsanız dediğinizin aksini bizzat siz yapmış olursunuz. Siz sebeplere sarılıp Allah’tan destek isteyeceksiniz, O da size, başarabildiklerinizin ötesinde katkıda bulunacak. Yani dilden önce fiili duanızı yapmış olacaksınız ki, bu duanın ilave bir katkısı olmuş olsun. Bu, ayrıca bu konuları bilmemizi gerektirir. Fıkıh kuralı şudur: ‘Bir farzın yerine getirilebilmesi için gerekli olan şeyler de farzdır’.
Bu açıdan Resulüllah’ın mesela; ‘Allah’ım, sana sığınırım’ cümlesi ile başlayıp, hangi şeylerden Allah’a sığındığına baktığımızda karşımıza ilginç bir harita çıkar. Söz gelimi çoğu farklı cümlelerde ve farklı münasebetlerle olmak üzere onun şu duaları yaptığını görürüz:
Allah’ım, acizlikten sana sığınırım. Tembellikten, korkaklıktan, cimrilikten, yaşlılığın dertlerinden, kasvetten, gafletten, üzüntü ve kederden sana sığınırım.
Allah’ım, ailemi geçindirememekten, horlanmaktan, miskinlikten, fakirlikten, kendine yetersizlikten, zilletten, küfre, fıska ve şirke düşmekten sana sığınırım.
Allah’ım, müminlerle ayrı düşmekten, ikiyüzlülükten/nifaktan, desinler için hareket etmekten, riyadan, gösterişten sana sığınırım.
Allah’ım, sağırlıktan, dilsizlikten, cinnet getirmekten, cüzzamdan, barastan, kötü hastalıklardan sana sığınırım.
Allah’ım borç altında ezilmekten sana sığınırım. Resulüllah böyle deyince birisi, ya Resulüllah, borçtan ne kadar da çok Allah’a sığınıyorsun diye hayretini bildirdi. O da şu ders verici ilginç cevabı verdi. ‘Çünkü insan borcunu ödeyemeyince yalan söyler, söz verir sözünde duramaz, bunlar da cehenneme götüren şeylerdir’. O Emîn olduğuna göre demek ki, bunu bize öğretmektedir.
Allah’ım, insanların kahrından, üzerimdeki nimetlerin ansızın yok olmasından, sıhhatimin ve afiyetimin kaybolmasından, haramın her türlüsünden, bela ve musibetlere duçar olmaktan, bedbahtlıktan sana sığınırım.
Allah’ım, afiyetimin bozulmasından, belaların yormasından, kötümserliğin kuşatmasından, kötü kazadan, düşmanların üzerime sevinmesinden sana sığınırım.
Allah’ım, hayatın ve ölümün fitnesinden, cehennem azabından ve ona götüren her şeyden, deccalın şerrinden sana sığınırım. (Deccal kavramını ayrıca yazmayı düşünüyorum, ama kısaca yalancı ve aldatan demektir. Bozuk düşüncelerden, hakkı batıl batılı hak gösteren ideoloji ve felsefelere ve insanları buna zorlayan kişilere kadar her şey deccaldır).
Allah’ım, uçuruma yuvarlanmaktan, suya batmaktan, yangından, Allah yolundan dönüp ölmekten, ölüm anında imanımı şeytana kaptırmaktan, yılan sokmasından, zenginliğin azdırmasından, fakirliğin şerrinden sana sığınırım. Görünür görünmez pisliklerden, kalbe gelen vesveselerden, faydası olmayan bilgiden, dinlenmeyen duadan, doyma bilmeyen nefisten/ihtirastan, rüzgâr afetinden, ürpermeyen kalpten, işlerimin darmadağın olmasından sana sığınırım. (Demek ki, düzen ve metot önemlidir).
Allah’ım, pazarlardaki kötülüklerden, hileli alışverişlerden, yolculuğun sıkıntılarından, daha kötüye götürmesinden, insanı rezil ve rüsvay eden işlerden, zamanın musibetlerinden, zulmetmekten ve zulmedilmekten, sapmaktan ve saptırmaktan, kaymaktan ve kaydırmaktan, kabalık etmekten ve edilmekten, aç kalmaktan, hıyanet etmekten, nefsimle baş başa bırakılmaktan sana sığınırım. Alttan üstten, sağdan soldan, arkadan önden gelecek bütün kötülüklerden sana sığınırım.
Allah’ım, şeytanın ve şeytanlaşmış insanların şerrinden, hakikati örten her karanlıktan, hasetçinin hasedinden sana sığınırım…
Seri bir bakışla ulaşabildiklerim bunlar. Elbette daha başkaları da var. Ve biz de Resulüllah’ın istediği her şeyi Allah’tan istiyor, onun sığındığı her şeyden, bu koronalı Ramazan günlerinde O’na sığınıyoruz.