Her türlü ırkçı yaklaşım, şeytan askerliğine soyunmaktır...

​​​​​​​'Türkiye'de yaşayan herkes kendisini Türk'üm diye tanımlamalıdır..' diye dayatmacı sözler, tam da emperyalistlerin işine gelecek bir izah görünümüne bürünmektedir. 

Selahaddin E. Çakırgil’in yazısı:

19 Haziran Çarşamba günkü yazımızda, Almanya Tarım Bakanı Cem Özdemir'in kendisini anlattığı ve yeni yayınlanan 'Ben Almanyalıyım..' isimli kitabı etrafında yapılan tartışmalara değinmiş, o konuda, 15 Temmuz 2016'da, en alçakça yöntemle sahnelenmek istenen bir askerî darbe hıyanetinden sonra, o günün atmosferine de uygun bir düşünceyle tesis olunan 'Millî Savunma Üniversitesi'nin en üst sorumluluğuna getirilen Prof. Afyoncu'nun, bu kitabın isminden hareketle, 'Ben Almanya'lıyım', 'Ben Türkiyeliyim..' gibi isimlendirmeler yapılamıyacağına; 'Ben Alman'ım', 'Ben Türk'üm..gibi nitelemeler yapılması gerektiğine dair görüşleri üzerinde durmuş ve bu yaklaşımın, insanları, yaşadıkları ülkelerdeki resmî ideolojik tercih veya dayatmaları kabullenmek gibi bir mecburiyete sürükleyeceğini anlatmaya çalışmıştık. Kezâ, bu yaklaşımla, bu ülkeden Batı Avrupa ülkelerine gitmiş olan ve şimdi de 'çifte vatandaşlık' hakkı tanınan milyonlarca insanımıza da -farkında olmayarak- yaşadıkları ülkelerin halklarının ekseriyetini teşkil edenler gibi, ,'Ben Alman'ım, ben Fransız'ım deyiniz' denilmek istendiğine ve bunun çok temel bir yanlış olduğuna da değinilmişti. Aynı mantıkla, Çin ve Rusya'daki on milyonlarca Müslümanın da kendilerini o ülkedeki hâkim olan etnik unsurlara mensup olarak göstermelerine de tepki gösterilemeyecek midir?

Yazının devamı >>>

Yorum Analiz Haberleri

Gazze katliamında ABD'nin rolü
Endonezya’da “Değiştirilmesi teklif dahi edilemeyen” madde: Filistin davası
"Mustafa Kemal'in askerleri"ne ne zaman dur diyeceğiz?
Gazze katliamı ve Hasbara’nın iflası
Medyadaki ahlaksızlığa neden göz yumuluyor?