Beşer cinsi âkil baliğ olduğunda, günlük hayatın sıradan meselelerinden tutun da inanç meseleleri gibi temel konulara kadar hep bir tercih ya da tercihlerle karşı karşıyadır.
Kimisi ânlık, kimisi uzun soluklu, kimisi de ömür boyu devam eden etkiler bırakır insanın bu dünyadaki yaşam koşusunda. Bizim için tercihlerimizin âhirete yansıyan boyutları da vardır. Hayrı tercihin ve hayırda istikâmetin sonucu rızayı ilahîyi, şerri tercihin ve onda ısrarın gazab-ı ilahîyi celbetmesi gibi.
Diyebiliriz ki, ömrümüz; doğru veya yalnış tercihler arasında yaşanan bir maraton gibidir. İman ve küfür arasında irade belirlemek bir tercihtir meselâ. Gayet masum olan yemekler arasından birisini seçmek de sonunda bir tercihtir, ama kişi bu tercihiyle seçtiği yemeğin tadını da seçmiş bulunmaktadır.
Aldığımız kararların rengi ne olursa olsun onların acı tatlı sonuçlarıyla yaşarız biz, aynen yemek tercihlerimizde olduğu gibi. Bu kararların sonucu hüsran da olsa, surur da olsa neticede bizim irademiz belirlemiştir onu. Burada insan hayatında vuku bulan ama insan iradesinin sözkonusu olmadığı hâllerden bahsetmiyoruz elbette.
Kusur sizde olmadığı hâlde başka bir arabanın gelip çarpması gibi, depreme dair bütün önlemlerinizi aldığınız hâlde şiddetli bir sarsıntıda evinizin yıkılması gibi.. İnsan iradesinin bir rol oynamadığı, kaza ve kader içinde mütalaa edilmesi gereken imtihanlardır bunlar. Oluşumlarında irade nötr olduğu için burada insan masumdur.
Ama bizim bahsettiğimiz şey, insanın irade edip gerçekleşmesi için amel ettiğinde Allah’ın (c.c) tahakkuk etmesi için imkân yarattığı meselelerdir. Meselâ insan, kalbinde kulluğu irade ettiğinde Allah orada imanı ve sevgisini, isyanı seçtiğinde ise küfrü ve ona bağlılığı yaratır.
Bazen de yapılması gereken tercihler iki şey arasında değil de iki paket arasında olur. Paketler arasında tercih yapmak ise hayli zordur. Çünkü her paket, içinde insan nefsine, maslahatına hoş gelen ve gelmeyen unsurları birlikte barındırır. Paketler içinde seçici davranma şansına sahip değildir insan, hangisini seçerse seçsin içindekileri bir bütün olarak tercih etmiş olur.
Burada takınılması gereken tavır öncelikle hangi paketin maslahata daha fazla uygun olduğunu tesbit etmektir. Üniversitede bir bölümü, yaşamak için bir şehiri yahut ömrünüzü paylaşacağınız bir eşi seçerken yapılan tercihler böyledir. Gülü seven dikenine katlanır neticede.
Söz gelişi kişi eş seçtiğinde, eşiyle beraber ailesini, çevresini, kültürünü, yaşam tarzını, prensiplerini ve bir dereceye kadar hayâllerini de seçer. Bir paket tercihtir bu, şunlar kalsın, almıyorum diyemez.
Siyaset de böyledir. Bugün Suriye’ye karşı nasıl tavır takınalım konusunda kafası karışıkların beceremedikleri şey, paketler arasında tercih yapamamaktır diye düşünüyorum. Bir tarafta zâlim Baas rejim, diğer tarafta 40 yıldır onun zulmünün nesnesi olan halk. Baas rejiminin gâlip gelmesinin taşıdığı riskler olduğu gibi ayaklanan halkın iktidarı düşürmesinin de riskleri var.
Biz tercihimizi halktan yana yaptık. Küresel hegemonik güçlerin tezgahlar planladıklarını bilmemize rağmen. Rejimin bekası halkın maslahatlarına tercih edilemez. Bu aşamadan sonra rejimin varlığı daha büyük felâketlere de yol açacaktır.
Velhâsıl, her tercihin sonuçları vardır, onlarla yaşar insan. Önemli olan tercihlerin âhiret öncelikli ve sabiteler merkezli yapılabilmesidir.
YENİ AKİT