‘’Belki de Allah sizinle onlardan düşmanınız olan kimseler arasında (karşılıklı) bir sevgi/dostluk meydana getirecektir. Allah kadirdir. Allah bağışlayıcıdır, engin merhamet sahibidir. Allah, din konusunda sizinle savaşmayan ve sizi yurtlarınızdan çıkarmayanlarla iyi ilişkiler içinde olmanızı ve onlara adaletli davranmanızı yasaklamaz. Allah adaletli olanları elbette sever. Allah ancak, din konusunda sizinle savaşmış, sizi yurtlarınızdan çıkarmış ve çıkarılmanıza yardım etmiş olanlarla dostluk kurmanızı yasaklar. Kim onlarla dost olursa işte bunlar kendilerine yazık etmişlerdir’’ (Mümtehine 7-9)
Ayetlerde Kur’an’ı Mübin kişiler ve topluluklar arası ilişkilerde herkesin mâkul karşılayacağı bir düstura vurgu yapmaktadır. Asıl olan sükûnet ve fıtri ahlak üzere ‘güven ve emniyet’ içinde bir arada yaşamaktır. Karşıdakine düşmanca ilişkiler içine girmenin gerekçesi onun din özgürlüğünü ortadan kaldırmaya yönelik savaş ilân etmesidir. Yaşanılan yere, İslami kimliğe, değerlere karşı mütecaviz eğilimlere yöneldiğinde ona karşı gerekirse aynı sertlikte mukabele etmektir.
İslam eminlik (güven) ve selam (barış) dinidir. İslam tüm insanlığın saadetini hedefleyen bir inançtır. Bütün dünyaya sistemini egemen kılmak ister. İnsanlığın tümünde, Allah’ın lütfu ve inayetiyle insanların birbirlerinin haklarını gözeten bir sistem kurmayı amaç edinir.