"Her Ramazanı bir öncekini aratmayacak şekilde ihya etmeliyiz"

Ramazan ayına veda etmeye hazırlanırken pandemi şartlarının ikinci Ramazan'ı hakkında ilahiyatçi-yazar Muhamed Emin Yıldırım ile hasbihal ettik.

HAKSÖZ HABER

Ramazan ayının sonuna yaklaşırken pandemi şartlarında geçirdiğimiz ikinci Ramazan hakkında kıymetli Müslümanlarla hasbihal etmek istedik. Haksöz Haber'in soruşturma serileri bu bağlamda 'Ramazan sohbetleri' üst başlığıyla bir dizi röportaj gerçekleştirdi. 

Son röportajda ilahiyatçi-yazar Muhammed Emin Yıldırım pandemi şartlarının değiştirici konumunu avantaja çevirmek için önemli tavsiyelerde bulunuyor. Sorularımıza cevap verme nezaketini gösterdiği için kendisine bir kere daha teşekkür ediyoruz...


Muhammed Emin Yıldırım: "Her Ramazanı bir öncekini aratmayacak şekilde ihya etmeliyiz"

Ramazan ayının Müslümanların düşünce dünyalarında bir çok çağrışımı var. Zekat, yardımlaşma kültürü, teravih namazları ve benzeri ayırt edici hususlar söz konusu. Sizce Ramazan ayının mahiyetini gereğince idrak edebilmek için nasıl bir usul ve söylem takip edilmeli?

Kesinlikle Kur'an'ı Kerim'den tekrardan Ramazan ayının ruhunu, hikmetini, gayesini, illetini iyice tespit etmemiz gerekiyor. Zaten bizim en büyük problemimiz aslında Ramazanla alakalı olduğu gibi diğer alanlarda da iki temel kaynağımız olan Kur'an ve Sünnetten istenilen oranda beslenememek. Bazı şeyleri de sadece lafızda bırakmak. Bakara Sures’inde Ramazan ayında orucun farzıyetiyle alakalı söylenen o muhteşem ayette Cenab-ı Hak hem orucun tarihçesini hem orucun farziyetini hem de orucun müslümanlar için ne anlam ihtiva ettiğini kısacık bir ayette ortaya koyuyor.

يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا كُتِبَ عَلَيْكُمُ الصِّيَامُ كَمَا كُتِبَ عَلَى الَّذ۪ينَ مِنْ قَبْلِكُمْ لَعَلَّكُمْ تَتَّقُونَ﴿١٨٣﴾ۙ (Bakara, 183)

Buradaki asıl  üzerinde durulması gereken, bir çok alan var ama sorunuzla alakadar olan "لَعَلَّكُمْ تَتَّقُونَۙ " "umulur ki sakınırsınız, takvaya eresiniz. "  Demek ki bu ayda yapılan her türlü şey bizi takvaya ulaştırmalı. Eğer Ramazan bizde bir takva seferberliğine dönüşmüyorsa ve işin nihayetinde bizim üzerimizde bir takva elbisesi oluşmuyorsa işte orada Kur'an'ın bizden istediği bu emrin temel mesajı ihmal edilmiş olur. Dolayısıyla meseleye biraz bu çerçeveden yaklaşmak gerekir.

Ramazan ayının kendine has bir ruhu var. Bu nedeniyle herkes için ayrı bir mana ve duygu derinliğine sahip. Çocukluğunuzdan bu yana gelen Ramazan aylarını düşündüğünüzde olumlu veya olumsuz ne değişti ve gözden kaçırılan hususlar neler?

Ben 40 yıllık Ramazan anılarımı hatırlarım, yani şuan da yaş 48 oldu. 40 yıl boyunca yaşadığımız Ramazanların her birisinin tabi ayrı bir hatırası var zihinlerimizde. Ama artık bu nostaljik ifadelerden kendimizi kurtarmamız gerekiyor. “İki günü aynı olan ziyandadır” diyen bir peygamberimiz var. Eğer kalkıp hep geriye dönüp “ah o eski ramazanlar” deyip meseleyi bir duygusallığa yada bir nostaljiye mahkum edersek yine meselenin ruhunu kaçırmış oluruz.

Aslında her gelen Ramazan bir öncekinden daha güzel olmalı. Eğer gelen Ramazanlar geçmişi aratıyorsa bu bizim için bir ziyan ama geçmişe ait bazı hatıraların zihinlerimizde çağrışmasının bir mahsuru yok. Çocukluğumuzda, annemizin babamızın sağ olduğu o günlerde, o sofralarda beraberce geçirdiğimiz zaman dilimleri elbette ki insanda bir hasret oluşturur. Biz sekiz kardeşiz mesela. 8 kardeşimiz anne ve babayla 10 kişiyle o sofraları tekrardan yakalayabilmemiz şuan mümkün değil. Vefat edenler oldu, dağılanlar oldu, gidenler oldu ve onlar da sadece geçmişe ait bir hatıra olarak kaldı. Çocukluğumuzda yaşadığımız ortamların küçük yerleşim yerleri olması, işte Erzurum'un Horasan ilçesinde insanların hepsinin birbirini tanıması bunlar çok güzel şeylerdi. Oradaki o teravihlerin lezzeti, tadı, fakir fukarayla olan ilişki hepsinin üzerimizde önemli etkileri var. Tabi ki şu zamanlarda bir daha aynı şekilde yaşanması güç şeyler ama bugün de başka güzel şeyler var Elhamdulillah. Ben her Ramazanı bir öncekini aratmayacak şekilde ihya etmeye gayret edilmesi gerektiği kanaatindeyim. Kendim de onu yapmaya çalışıyorum. Kardeşlerime de biraz bunu tavsiye edebilirim.

-Pandemi şartları bütün dünyayı etkisi altına aldı. İnsanlar artık daha zorlu koşullar içinde gündelik yaşamlarını idame ettirmeye çalışıyorlar. Ancak bunun yanında bir takım yeni imkanların da ortaya çıktığı söylenebilir belki. Koronavirüs gerçekliğinde Ramazan ayınız nasıl geçiyor

Bu iki Ramazanda da ben elhamdulillah online olarak derslerimi, programlarımı yaptım. Şuanda da halen yapmaya devam ediyorum. Geçen sene başlattığımız 30 günlük bir programımız vardı bu sene de biraz farklı bir biçimde yaptık yine tekrardan onu. Elhamdulillah bunlar bize bir imkan sağladı. Yani belki pandemi olmasaydı bu kadar yoğun ve zor bir programa evet deme imkânımız olmazdı. Bazı şeyler hayatımızdan çıkıyor ama Cenab-ı Hak başka şeyler de ikrâm ediyor. Şuan da biz mesela geçmiş yıllara baksanız teravihleri camilerde kılamıyoruz, evlerimizde çoluk çocuğumuzla kılıyoruz. Camilerde kılmamanın bir dezavantajı var ama evlerimiz mescide dönüşmüşse o dezavantajı avantaja çevirmişiz demektir. Derslere salonların el verdiği oranda sayılı insanların katılımı olabilirdi ancak şimdi binlerce insan dijital derslerimizde, medreselerimizde bu işten besleniyorlar. Dolayısıyla bu süreci biraz farklı bir biçimde bereketli bir biçimde geçirmenin gayretini verdik. İnşallah Cenab-ı Hak öyle bir salih amel olarak bizlerden kabul buyurur.

Ramazan ayı muhtevası gereği daha fazla ibadetle iç içe olunan bir zaman dilimi. Modernleşme ile birlikte içine hapsolduğumuz veya kendimizi hapsettiğimiz şartlar ise müslümanları hayra çağıran ümmet vasfından uzaklaştırıyor ne yazık ki. Bu bağlamda Ramazanlarımızı daha verimli geçirmemiz adına önerileriniz nelerdir?

Aslında itikaf denilen ibadetimiz var Ramazan’da. Özellikle Rasululah efendimizin son 10 günü yapılmasını tavsiye ettiği ve kendisinin de hayatı boyunca 9 kez yaptığı, hatta bir sene yapamadığı için bir sonraki sene 20 güne çıkardığı bir ibadettir. İtikaf özellikle insanın kendi iç dünyasına dönmesi ve yeniden Hira’yı yaşamasıdır. Modern hayat, çoğu insanın bu itikaf ibadetini yapmasını engel oluyordu ama iki senedir bu pandemiyle beraber aslında bir icbari itikaf yaşıyoruz. Eğer gerçekten değerlendirebilsek şu andaki pandemi koşullarındaki Ramazan, bizim iç dünyamıza yolculuk etmemizin, yeniden eksikleri imar etmemizin, noksanları tamamlamamızın, kendimizle yüzleşmemizin, ciddi bir muhasebe yapmamızın, bir imkanı. Dolayısıyla özellikle Ramazan’da biraz iç dünyamıza dönüp ruhanileşme dediğimiz maneviyatımızı güçlendirecek şeylerde fazlaca gayret etmek en doğrusu. İnşallah bizler de bu noktada sorumluluğumuzu yerine getirmiş oluruz.

Ramazanın da yine sonuna yaklaşıp bayrama hazırlanırken okurlarımız için sizden kitap tavsiyesi istiyoruz.

Bu sene biz Siyer Vakfı olarak tarih yılı ilan ettik. Ben “Tarih yılı” için kardeşlerime 5 tane kitap tavsiye etmiştim. Bu kitapların aynılarını sizin vesilenizle okurlarınıza da tavsiye etmek isterim. İlk kitabımız “Tarihi ve Sosyal Yapısıyla Siyer Coğrafyası” idi, benim kitabım. Burada biraz daha siyer coğrafyasını farklı yönleriyle tanıyabileceğimiz bir imkan var. Hepimizin yakından tanıdığı Mahir İz, merhumun “Yılların İzi” diye bir hatıratını tavsiye ederim ikincil olarak. “Küresel Çağda Tarih Yazmak” Lynne Hunt’un çok güzel, farklı bir biçimde tarih bilinci alabileceğimiz bir kitabını tavsiye edebilirim. Üçüncü olarak Ahmet Dallal’ın “İslam ve Bilim” diye kısa da olsa bir bilim tarihiyle alakalı bir kitabı var, onu tavsiye etmek isterim. Son olarak da Hakan Temir kardeşimizin “Arap Yarımadasında Kabile Hayatı” diye özellikle siyer okumalarımızda çok farklı bir biçimde istifade edebileceğimiz bir tez çalışması. Akademik anlamda güzel noktalara temas edilmiş. Bu vesileyle gelecek bayramın tüm kardeşlerim için hayır ve bereket getirmesini Cenab-ı Hak’tan niyaz ederim. Bu Ramazan’ı dertlerimize şifa kılsın ve ümmet olarak şuurlanarak, ayağa kalkarak kaybettiğimiz izzeti, takvayı yeniden kazanarak bundan sonraki ömrümüzü geçirmek hepimize nasip olsun. Selam ve dua ile...

Sorularımıza cevap verdiğiniz için teşekkür ederiz. Şimdiden hayırlı bayramlar…

Soruşturma Haberleri

Ankara'da "Filistinli Çocuklara Yönelik Hak İhlalleri ve Soykırım Raporu" açıklandı
“İslami sembolleri ve Müslümanları hedef alan eylemler birkaç psikopatın aşırılığı olarak görülemez”
Kur’an yakma: İfade özgürlüğü mü, tehlikeli bir saygısızlık mı, suç mu?
"Eşcinsellik doğuştandır" yalanı nasıl ortaya çıktı?
"İslam aktif, hayatın içerisindeki her probleme cevap arayan bir din"