Her konuda Avrupa diyenler sokak köpeklerine sıra gelince...

​​​​​​​Her konuda, Avrupa diye ahkam kesenler.. Sokak köpekleri konusunda da, “Avrupa ne yapmışsa ona bakalım, Almanya’da sokak köpekleri serbestçe parklarda dolaşabiliyorsa biz de onları taklit edelim” dediğimizde.. hemen ona da itiraz ediyorlar..

Ali Karahasanoğlu / Yeni Akit

Sokak köpekleri sorunu gittikçe büyüyor.

Tartışma artık içinden çıkılmaz bir noktaya doğru hızla ilerliyor.

Küçük çocuklara, yaşlı kadınlara “yaralamalı saldırılar” derken, artık ölümlere sebebiyet veren köpek saldırılarıyla karşı karşıya kalıyoruz.

Aslında sorunun hem tespiti hem de çözümü, ideolojik bakışlar olmadığı takdirde çok basit.

Diğer ülkelere bakacaksınız, orada bu sorun var mı yok mu araştırıp tespit edeceksiniz, nasıl çözmüşler göreceksiniz ve kendi inancımıza uygun bir çözüm ise siz de uygulayacaksınız.

Zaman zaman söylüyoruz; “Amerika’yı yeniden keşfetmeye gerek yok” diyoruz.

Ama kime anlatacaksınız?

Çözüm noktasında ciddi bir adım atılacağını anladıkları an hemen kıyameti kopartıyorlar: “Neee? Köpekleri toptan itlaf mı edeceksiniz, bu ne vicdansızlık?”

Oysa sokak köpeklerini toptan itlaf edelim diyen yok.

“Uyutalım, bir daha uyanamasınlar” diyen de yok!

En basit çözüm olarak sokak köpeklerinin bir kısmının kısırlaştırılması.. Büyük oranda da barınaklarda yaşamalarının sağlanması öneriliyor.

Algı yapacaklar ya! 

Mama satışları azalmasın diye konuyu çarpıtacaklar ya!

Sanki “köpekler toptan itlaf edilsin” diyen varmış gibi yaygara kopartıyorlar.

Canlıların öldürülmesine, sizden önce dindar insanlar karşı çıkarlar.

Ama sokak köpekleri üzerinden algı üzerine algı oluşturanlara baktığınız zaman, zannedersiniz ki dindarlardan çok onlar canlıları koruyup kolluyorlar.

Bu tartışmada, hızlıca şu tespitleri yapabiliriz... Sokak köpeklerinin öldürülmesini istiyormuş gibi algı oluşturanlar aslında o hayvanların kısırlaştırılmasına da karşı çıkıyorlar.

Aynı çevrelere baktığınız zaman, insanlar için kürtajın bir hak olduğunu söylüyorlar. İnsanda kürtaj hak. Kısırlaştırma da hak.  

Ama sokak köpeklerinde, hepsi için değil bir kısmı için kısırlaştırmaya kalkıştığınızda..

Kıyameti kopartıyorlar.

Bir başka tespit:

Sokak köpekleri konusunda ”O da olmaz, bu da olmaz, diğer çözüm hiç olmaz” diyerek her çözüme karşı çıkanlar, dikkat edin göçmenler konusunda nasıl bir ırkçı ve yasakçı politika öneriyorlar.

“Düne kadar aynı Osmanlı Devleti çatısı altında birlikte yaşamışız, şimdi kendi ülkelerinde despot bir rejim tarafından zulme uğruyorlar, geçici bir süreliğine ülkemize gelmişler ev sahipliği yapsak ne olur” dediğimizde..

“Ülkenin demografik yapısı değişiyor, yakında Suriyeliler belediye başkanı seçecek, milletvekili seçecekler. Ülkelerine gitsinler burada ne işleri var?” Diyerek insanları misafir oldukları bu ülkeden kovmaya kalkışanlar.

“Gitsinler kendi ülkelerinde savaşsınlar bize ne ölürlerse ölsünler!” Diyerek insanların bile bile ölüme gitmesini teklif edenler.

Sokak köpekleri için ise ”Siz de hiç vicdan yok mu o köpekleri kısırlaştırmaya ne hakkınız var? Onların da bu dünyada yaşama hakları yok mu?” Diyerek bize laf yetiştiriyorlar.

Bir tespit daha yapayım..

Tam da sokak köpeklerini kebaplarla bir başka hayvanın etleriyle itinayla beslemenin insanlık görevi olduğunu söyleyenler..

Geçtiğimiz yıllarda yoğun olarak Güney Doğulu vatandaşlarımız için dillendirdiklerini, şimdilerde ise göçmen kardeşlerimiz için söyledikleri bir niteleme var: “Hiç de durmuyorlar 7-8 çocuk yapıyorlar!”

İnsanlar için saygısızca bu nitelemeyi yapanlar, hatta bir defa da bu civarda yavru sahibi olan hayvanlarla benzetmeye kalkışanlar..

Şimdi tam da köpekler için kısırlaştırma dillendirildiğinde..

“Sizin buna hakkınız yok. Doğadaki canlılara müdahale edemezsiniz” diyerek itirazda bulunuyorlar.

Bir başka tespit daha yapayım; ilginçtir çocuk parklarında dahi bulunmalarının hak olduğunu iddia edenler..

Aynı zamanda göçmenler için milletin kendi nafakasından kesip yaptığı yardımlara, devletin yaptığı yardımlara “Türk milleti açken, göçmenlere bakıyoruz” söylemi ile itiraz ediyorlar.

Aynı kesim sıra sokak köpeklerine gelince, “Belediyelerin asli görevi tabii ki sokak köpeklerini barınaklarda mamalarla beslemeleri gerekir. Devletin sokak köpeklerine veterinerlik hizmeti vermesi gerekir” diyebiliyorlar.

Düşünebiliyor musunuz? Çanakkale Savaşı’nda birlikte düşmana karşı can verdiğimiz Suriye’den gelen insanlara yapılan sağlık yardımlarının kesilmesini isteyenler, sokak köpeklerine her türlü veterinerlik hizmetinin daha da artırılarak verilmesini istiyorlar.

Bir tespit daha.. 

Her konuda, “Avrupa’da şu şöyle, Almanya’da bu böyle.. Fransa şöyle uyguluyor, İngiltere böyle yapıyor” diye ahkam kesenler.. 

Sokak köpekleri konusunda da, “Avrupa ne yapmışsa ona bakalım, Almanya’da sokak köpekleri serbestçe parklarda dolaşabiliyorsa biz de onları taklit edelim” dediğimizde..

Avrupa’da sokak köpeği diye bir olgu olmadığını bildikleri için hemen ona da itiraz ediyorlar..

“Yok yok, bu konuda Avrupa’yı taklit etmeyelim.”

Toplumumuzdaki keskin ayrılış ne kadar dramatik değil mi?

Sokak köpeklerinin saldırgan olmadığını aslında suçun insanlarımızda olduğunu iddia eden, özellikle soldan çarklı kesimin çelişkileri ne kadar keskin değil mi?

Yorum Analiz Haberleri

2024 senesinde coğrafyamızdaki siyasi olaylar
Birleşmiş Milletler neden yeni Suriye'de rol almamalı?
Suriye Devrimi'ne Kur’an penceresinden bakış
İran kendi ipini çekiyor…
Ekran karşısında beyni çürüyen bir nesil...