Günümüzde her insan, bilgisi oranında güçlü ve o oranda saygındır. Bu nedenle, eğitim kurumlarının toplumdaki yeri ve işlevleri değişmiştir. Üniversiteler, toplumların kalkınmasında, gelişmesinde ve saygınlığında öncü; ekonomik ve siyasal yaşamında etkin rol oynayan kültürel iletişim merkezleri haline dönüşmüştür.
Bilimsel araştırma yapma, bilgi üretme ve yayma, eğitim öğretim yapma, nitelikli insangücü yetiştirme, topluma önderlik etme ve kamuoyu oluşturmaları bakımından üniversiteler önemlidir.
Cumhuriyetin kurulduğu ilk yıllarda ülkemizde yükseköğretim kurumu olarak yalnızca İstanbul Darülfünunu vardı. 1933 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi, İstanbul Darülfünunu kaldırarak yerine İstanbul Üniversitesini kurmuştur.
1933-1946 yılları arası, İstanbul Teknik Üniversitesi ile Ankara Üniversitesi kurularak ülkemizdeki üniversite sayısı 3’e yükselmiştir.
1973 yılında üniversite sayısı 9’a yükselmiştir. 1978 yılına kadar geçen sürede ise 10 yeni üniversite daha kurularak üniversite sayısı 19’a çıkarılmıştır.
1981 yılında kabul edilen 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu ile yükseköğretimde yeni bir başlangıç oluşturulmuştur. 1982 yılında 10 yeni üniversite daha kurularak üniversite sayısı 29’a yükseltilmiştir.
Bugün itibariyle ülkemizde 68’i Devlet, 25’i de vakıf üniversitesi olmak üzere 93 üniversitemiz bulunmaktadır. Bugün üniversitelerimizin bünyesinde 603 fakülte, 182 yüksekokul, 292 enstitü, ve 486 meslek yüksekokulu bulunmaktadır.
Maşaallah üniversite açılmayan il kalmamış...
Bul bir bina as tabelayı al sana üniversite...
Anaokulu açar gibi, İlkokul açar gibi, lise açar gibi bu kadar basit...
Öyle mi?...
Eğitim öğretim durumu nedir; öğretim elemanı yeterli mi; laboratuar var mı; ders araç gereci var mı; kitap var mı, kaynak var mı; barınma imkanı nasıl; il'in sosyal düzeyi; kültürel düzeyi uygun mu... hiç önemli değil...
Aklıma bir zamanlar moda olan "her il'e havaalanı" çılgınlığı geldi...
Hatırlarsınız, onlarca havaalanı yapımına girişilmişti... Sonra duyduk ki bunların bir kısmının inşaatı yarım kalmış, bir kısmının inşaatı bitmiş ama kullanılmıyormuş, çok az bir kısmına da yılın belli dönemlerinde 1-2 uçak iniyormuş...
Bu ülkeye yazık değil mi?...
Bu ülkenin kaynaklarına yazık değil mi?...
Siyasetçiler oy uğruna çılgınlıkta sınır tanımıyor...
Yapılan iş ülkenin, milletin faydasına mı değil mi; getirisi ne, götürüsü ne,… hiç önemli değil…
Önemli olan milletin gözünü boyamak, oyunu almak…
Bunu da halkımız "hizmet yapılıyor, yatırım yapılıyor" diye yutuyor; şak-şak alkışlıyor...
Şakşakçı bir milletiz vesselam…
Gerçekleri de ifade edersen adın "felaket tellalı" oluyor...
Sevgili halkımız, biz felaket tellalı olalım önemli değil, "umut tacirleri" söğüşlemeye devam etsin...
Öyle mi?...
Öyleyse paşa gönlünüz bilir. Size pişmişse, bize dünden soğumuş…