Doğrusunu isterseniz sebebini az çok bildiğimi düşünmeme rağmen 6 Nisan muhtırası beni müthiş derecede rahatsız etti.
Öyle söylenildiği gibi "Ezik muhtıra" falan değil.
Bal gibi muhtıra!
Bal gibi ama:
Kaba,
cüretkar
ve dahi küstahça.
İşleyen sisteme,
yürüyen işleme,
ortadaki onca belgeye,
şahide, kanaate,
devletin savcılarına,
bağımsız hakimlere...
Ve tabii ki geçmişteki bunca acı ve kanlı tecrübeye rağmen yazıldığı için...
Daha da cüretkar, daha da küstahça.
Bu "yargıya açıktan müdahaleyi hedefleyen" bir muhtıra.
Öncekilerden daha farklı ve bence daha da cesurca!
Hâlâ muhtıra verecek gücü kendilerinde görüyorlar demek ki!
En önemli tehlike de bu!
Hâlâ ve hâlâ sivil hayata müdahale edebilme cesaretini gösterebiliyorlar demek ki.
Hâlâ ve hâlâ askeri vesayeti devam ettirmeye çalışıyorlar demek ki.
Hâlâ ve hâlâ kendilerini ülkedeki bütün kurum ve kuruluşlardan üstün ve imtiyazlı görüyorlar demek ki.
Elbette bir yaptırımı olmalı!
Yargıya müdahalenin yaptırımı yok mu?
30 yıl önceki 12 Eylül darbesinin hesabını sorma peşinde olanların kendilerine gölgeleri kadar yakın cüretkar kalkışmaların hesabını sormaları beklenir.
Bugün Türkiye'de çok sayıda gazeteci hakkında Ergenekon davası haberleri yaptığı için binlerce dava açılmıştır.
Dava konusu "Yargıya müdahale"dir.
Gazeteciler yargıya müdahale başlığı altında yargılanabiliyorsa, Genelkurmay'ın bu cüretkar kalkışması da elbette yargılanmalıdır!
Haklarında yargıya müdahale sebebiyle dava açılan gazeteciler 6 Nisan muhtırasından sonra "Genelkurmay'ın yargıya müdahalesi serbest mi" diye sormaya başladılar.
Değilse, Genelkurmay askeri yargı ile sivil yargıyı karıştırmaya başlamış olmasın!
Bu kadar mı kafaları karışık?
Ne yani, askeri mahkeme başkanına mı emir veriyorsun?
Ne hakla?
Anlamakta güçlük çekiyorsanız bu sizin sorununuz!
"Anlamakta güçlük çekme" sorunu ile muzdarip bir kadro ile yüz yüze olduğumuzun ikrarıdır bu muhtıra.
Anlasaydınız şaşardım!
Bugüne kadar yasamayı, yürütmeyi, yargıyı, hatta cumhurbaşkanlığını kendinize göre anlamlandırdığınız için artık olup biteni anlamakta güçlük çekiyor olmanıza şaşırmadım.
Ama rahatsız oldum!
Artık HSYK yargıya istenildiği gibi müdahale edemediği için Genelkurmay kendisini müdahale için ortaya koyma cüretini gösterebildiği için rahatsız oldum!
İşin bir tarafı bu.
Bir tarafı da şu:
Ergenekon Savcısı Zekeriya Öz eski makamına veda konuşmasında "İşimizi yaparken herkesten yardım gördük, askerden de yardım gördük. Teşekkür ederiz" biçiminde bir açıklama yaptı ya...
Bu muhtırayla diyorlar ki Balyozcular'a...
"Hayır biz yardım etmedik. Sizin içeride olmanızda herhangi bir dahlimiz yok. Rahat olun. Sizi biz satmadık..."
Acaba?
Gerçekte anlamakta güçlük çektiğiniz değil de anlatmakta zorluk çektiğiniz şey bu olmasın!
Bir şey söyleyeyim mi size:
Sizi anlamakta güçlük çekmiyorum!
Tanıyorum sizi!
Siz, elinizde silah olduğu için, daha önce defalarca yaptığınız gibi hâlâ milleti esir alabileceğinizi düşünen üniformalılarsınız.
Sizi anlıyorum, anlamakta hiç güçlük çekmiyorum.
Hatta her geçen gün daha iyi anlıyorum.
Hele şu GATAkullileriniz yok mu?
Kobaylarınız,
Heronlarınız,
kendi döşediğiniz mayınlarınız,
askerin elinde patlatılan el bombalarınız,
Dağlıcalarınız,
Aktütünleriniz,
Balyozlarınız,
Eldivenleriniz,
Sarıkızlarınız,
Ayışıklarınız...
BUGÜN