Herkes kurtulmadıkça hepimiz tehdit altındayız!

Korona virüs ve mülteci sorunu dünyanın bugün var olan şartlarıyla devam edemeyeceğinin en büyük göstergeleri.

Abdurrahman Güner / HAKSÖZ HABER

Korona virüsün farklı etnik, dini kökenden veyahut siyasi, toplumsal statüden insanlar arasında ayrım gözetmeden yayılım göstermesi modern dünyanın göz yaşartıcı eşitlik ideasını bir anlamıyla gerçekleştirdi. Modern zamanlarda insanlık hastalıkta eşitlendi. Modernleşmenin ve onun kurumlarının mahiyetini anlamak açısından oldukça ibretlik olan bu durum bir virüs karşısında herkesin çaresizliğini de gözler önüne seriyor.

Aşı çalışmaları bir yana daha tam olarak nasıl ortaya çıktığı bile anlaşılamayan bir virüsün sağladığı(!) eşitlik zemininde zengin ile fakirin, siyah ile beyazın aynı tehdit ile karşı karşıya kaldığını görüyoruz. İnsanlığı özgürlük, eşitlik ve kardeşlik idealinde bir araya getirme ülküsü için işlemediği cürüm kalmayan ideolojilerin suni çözümleri asıl problemi ortadan kaldırmaya yetmiyor. İnsanı salt maddi bir varlık olarak ele alan veyahut onu hayvani isteklere ve hırslara mahkûm etmeye çalışan düşünme biçimleri ve yönetim sistemleri virüsün yerle bir ettiği düzeni ayakta tutmaya çalışıyorlar.

Sekülerleşmeye bağlı olarak gelişen bireyciliğin tahakkümü artık açıkça işlevsiz hale gelmiştir. Korona virüs kişinin sadece kendi kişisel temizliği ve önlemleriyle ortadan kaldırılamayacak bir yayılım arz ediyor. Hep birlikte düşünülerek aşılabilecek sorunlar yumağı herkesin kurtulmadığı vakit hepimizin tehdit altında olduğu gerçeğini gün yüzüne çıkartmıştır! İyiliği emredip kötülükten alıkoyması gereken Müslümanların düşünce geleneklerinin şüphesiz bu süreçte insanlığa söyleyeceği çok şey var. Ancak Müslümanların kendi idraklerinin farkında olmamaları alternatif sunmalarının önündeki en büyük engelin de yine kendileri olduğunu gösteriyor.

Her şeye rağmen mülteci meselesi özelinde düşünecek olursak Müslümanların aldıkları sorumluluk tüm eksiklerine rağmen önemli bir hususa işaret ediyor. Birlikte bir şeyler yapma örnekliğini tüm sıkıntılara rağmen gerçekleştirebilmek, korona virüsün paramparça ederken insanlığa hatırlattığı hasletlere dair umut vaat eden bir görüntü ortaya çıkartıyor. Mültecilerin yaşadıkları sıkıntılara karşı Müslümanların ve vicdan sahibi insanların sorumlu davranışları dünyayı daha yaşanabilir bir yer haline getirecek. İdeolojik söylemlere eklemlenmiş, dünyayı sadece kendi dar zaviyesinden okuyan ve sadece siyahi olduğu Suriyeli veya Uygur olduğu için insanları ırkçı-ayrımcı bir şekilde kategorize edenlerin yarının dünyasında yeri olmayacak inşallah.  “Sakın Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin. Çünkü kâfirlerden başkası Allah’ın rahmetinden ümit kesmez.” (Yusuf Suresi, 87. Ayet)

Yorum Analiz Haberleri

Meşru olanı savunursan karşılığını elbet görürsün!
Türkiye solu neden hala Esed rejimini savunuyor?
Sosyal medyada görünürlük çabası ve dijital nihilizm
İran aparatlarının komik antipropagandalarına vakit ayırmak bile coğrafya için zaman kaybı...
Nasıl ki ilk Müslümanlar tüm zorluklara rağmen direndiyse Gazzeliler de öyle direniyor!