Abdullah Yıldız / Yeni Akit
İsmail Heniye’nin şehadeti
31 Temmuz 2024 Çarşamba günü 06.10’da kara yolculuğuna başlamışken radyodan işittim kara haberi: “Hamas lideri İsmail Heniye bu sabah İran’ın başkenti Tahran’da uğradığı bir suikast sonucu şehid edildi…”
Vakur dik duruşuyla Filistin davasını son nefesine kadar savunan Filistin’in seçilmiş başbakanı İsmail Heniye için şehadet özlenen bir makamdı ve şehid olmayı her an bekliyordu:
“Ölmekten korkmuyorum. Benim hayatım İslâm’a feda olsun. İslâm ve ümmet söz konusuysa benim hayatımın hiçbir önemi yok. Biz ya hür yaşayacağız ya da şehid olarak öleceğiz” diyordu.
Son vasiyeti, 3 Ağustos 2024 günü Filistin davasını destekleyen tüm gönüllülerin meydanlara inmeleri idi. O gün onun bu vasiyetine uyan milyonlar Türkiye’de, İslâm ülkelerinde ve tüm dünyada Filistin-Gazze ve Kudüs’ün özgürlüğü için “tek yürek” olarak meydanlarda kenetlendiler…
Tarihi Filistin topraklarının Askalan (Aşkelon) kentinden göçe zorlanan Filistinli bir ailenin çocuğu olarak 29 Ocak 1962’de Gazze’deki Şati Mülteci Kampı›nda dünyaya gelen İsmail Heniye, İslâmî terbiyesini bir İslam alimi olan babasının dizinin dibinde aldı. 1987’de Gazze İslam Üniversitesini bitirdi.
Onun üniversiteyi bitirdiği 1987’de bir grup Filistinli Müslüman öncü, Şeyh Ahmed Yasin liderliğinde Hamas’ı kurmuştu. Heniye de Müslüman Kardeşler Teşkilatı’nın (İhvan) bir kolu olan bu harekete girdi.
1989’da Birinci İntifadaya katıldığı ve Hamas üyesi olduğu gerekçesiyle tutuklanan Heniye, 1992’de serbest bırakıldıktan sonra, İsrail tarafından İslami Cihad ve Hamas üyesi 415 kişilik bir grup ile birlikte Güney Lübnan’a sürüldü. Ertesi yıl Gazze’ye geri döndü.
Hayatı boyunca direnişin içerisinde yer alan ve mücadeleci kişiliğiyle öne çıkan Heniye, “Hamas’ın özel güvenliğinin sorumlusu olduğu” iddiasıyla 1987’de 18 gün, 1988’de 6 ay ve 1989’dan itibaren 3 yıl olmak üzere İsrail hapishanelerinde tutuklu kaldı. Hamas lideri Ahmet Yasin, 1997 yılında İsrail hapishanesinden çıktığında Heniye, onun en yakın yardımcılarından biri oldu ve 1999’dan 2004’e kadar Şeyh Yasin’in özel kalem müdürlüğünü yaptı. Hamas’ın 2006’daki seçim zaferinin ardından Başbakanlık görevine getirildi. İsrail’in Ekim 2006’da Gazze’de konvoyuna ve Mayıs 2007’de evine düzenlediği füze saldırılarından kurtuldu. Temmuz 2024’te ise Tahran’da uğradığı suikast ile şehid oldu.
Üç oğlu ve dört torununun katil Siyonistler tarafından şehid edildikleri haberini aldığında Heniye’nin metanetini koruyarak Filistin davası için yaptığı diplomatik görüşmelere ara vermeyişi gözümün önünden hiç gitmeyen bir manzaradır… Bu olaydan önce de sonra da nice yakınları şehid oldular. İşte onun ve ailesinin ağızlarından dökülen şu cümle, onların davaya adanmışlıklarını belgeler niteliktedir:
“Heniye ailesinin kanı hiçbir Filistinlinin kanından daha değerli değildir.”
Onlar Ahzab Suresinin 23. ayetinde kendilerinden övgüyle söz edilen sadık müminlere benziyorlar:
“Müminlerden öyle adamlar vardır ki, Allah’a verdikleri söze sâdık kaldılar. İçlerinden bir kısmı verdikleri sözü yerine getirmiştir (şehit olmuştur). Bir kısmı da (şehit olmayı) beklemektedir. Verdikleri sözü asla değiştirmemişlerdir.”
Şehid İsmail Heniye son yolculuğunda görüntüleniyor; elinde Mushaf, gözü ise Nisa/74. ayetin üzerinde: “O halde, dünya hayatını verip ahireti satın almak isteyenler Allah yolunda savaşsınlar. Kim Allah yolunda savaşırken öldürülür veya galip gelirse biz ona yakında büyük bir mükâfat vereceğiz.”
Kur’an-ı Kerim’e vukûfiyeti ile tanınan hafız İsmail Heniye’nin namaz kıldırırken çekilmiş videolarında zammı sure olarak Kur’an’dan hangi bölümleri okuduğuna hep dikkat kesilmişimdir. Bir teravih namazında A’râf suresinin 129. ayetini gözyaşlarına boğularak ve sesi titreyerek okuduğunu hatırlıyorum (mealen):
“Onlar, ‘Sen bize gelmeden önce de geldikten sonra da bize işkence edildi’ dediler. Mûsâ, ‘Umulur ki Rabbiniz düşmanınızı helâk eder ve nasıl hareket edeceğinizi görmesi için onların yerine sizi yeryüzüne hâkim kılar’ dedi.”
İnanıyoruz ki, Allah’ın yardımıyla Filistin Cihadının zaferle sonuçlanması yakındır: “Nasrun min-Allahi ve fethun garîb… (Allah’tan bir yardım/zafer ve yakın bir fetih! Müminleri müjdele!)” (Saff Suresi, 13).
Rabbim İsmail Heniye başta olmak üzere, Şeyh Ahmet Yasin, Rantisi ve diğer tüm mücahidlerin şehadetlerini kabul buyursun… Âmin.