"Hendek Siyasetçileri Villalarda Oturuyorlar"

Diyarbakır’ın Sur ilçesinde 9 ay önce PKK'lıların hendek kazıp barikat kurması üzerine başlayan çatışmalardan sonra altı mahallede sokağa çıkma yasağı ilan edilmişti. En son, 27 Ağustos’ta bazı sokaklar yasak kapsamından çıkarıldı.

“Abi gel hele, buzdolabımın içine bak!”

Dokuz ay sonra girdikleri evlerinin bulunduğu binanın daha merdivenlerinde havada asılı gibi duran ağır koku, gruptakilerden bazılarının elleriyle ağız ve burunlarını kapatarak sokağa koşmalarına yol açıyor. Kimi içeride bir ceset unutulmuş olabileceğine, kimi de bir sokak hayvanının evlerden birinde mahsur kalıp telef olduğuna dair tahminde bulunuyor. Yukarıya ulaşanlardan birinin aşağıya seslenmesi ile kokunun kaynağının buzdolabı ve mutfakta çürüyen yiyecekler olduğu anlaşılıyor.

Buzdolabını gösteren ve ısrarla içine bakılmasını bekleyen Surlunun gözlerinde yaş var. "Giderken bunun fişini dahi çekmemiştim döneriz diye, ama dönemedik" diyor. Bölgede elektriklerin kesilmesinin ardından dolabın içi tamamen kararmış, dondurucu kısmından kıvamlı, siyaha dönüşmüş bir sıvı damlıyor. İyi bir markası olan ve hacminden pahalı bir model olduğu belli olan dolabın kapağını sertçe kapatıp, "Daha borcu bitmedi" diyerek dışarı çıkıyor evin sahibi.

Diyarbakır’ın Sur ilçesinde PKK'lılar tarafından sokaklara hendek kazılması, barikatlarla kapatılması ve patlayıcı düzeneklerinin yerleştirilmesi nedeniyle 11 Aralık 2015'te sokağa çıkma yasağı ve operasyon başlatıldı. Operasyonların ardından sokağa çıkma yasakları aşama aşama kaldırılıyor. Geçtiğimiz hafta sonu bazı sokaklar daha yasak kapsamından çıkarıldı. Evlerinin bulunduğu sokaklar yasak kapsamı dışına çıkan Surlular aylar sonra kapılarını açıp kendilerini bekleyenlerle yüzleştiler. 

Ev ve iş

"Benim bu hayattan tek beklentim, doyabileceğim kadar kazandıran iş ve başımı sokabileceğim bir ev" diyen Fadlı Kaçık, Sur’daki hendek şiddetinin başlamasıyla ikisinden birden olmuş. Tek bir eşya alamadan Dabanoğlu Mahallesi Çiçekçi sokaktaki evini terk eden Kaçık, olaylar sonrası daralmaya giden özel bir şirketteki işinden de çıkarılmış. 

“Geçen sene Aralık ayının ikisi... Sabah namazına doğru bir patlamayla uyandık, ardından çatışmalar başladı. Sesler o kadar yakındı ki sanki evimizin içinde patlıyordu. Üzerimizdeki giysilerle sokağa fırladık sonra polisler tarafından Sur’dan çıkarıldık. O, evimizi, mahallemizi son görüşümüz oldu. Zaten sonraki günlerde yasak geldi. Beklentimiz hep yasağın kalkacağı ve evimize döneceğimiz şeklindeydi. Bu nedenle kayınvalidemin evine gittik ancak misafirliğimizin bu kadar süreceğini tahmin edemedik. 15-20 gün kaldıktan sonra baktık ki yasağın kalkacağı yok, Huzurevleri Mahallesi’nde gecekondu bir ev tuttuk. Bir halı, bir iki yatak döşek ve bir ocak aldık yemek pişirmek için. Olaylar nedeniyle çalıştığım şirket iş yapamaz oldu. Daralmaya giderek beni çıkardılar. Beş parasız kaldım. Devlet bize aylık bin lira kira yardımı yaptı. Onunla ve dostların yardımlarıyla kıt kanaat geçinebildik.”

"Ne olacağız?"

Bu sorunun yanıtı Fadlı Kaçık’ta yok. Tek sahip oldukları 70 metrekarelik evlerinin âkıbetinin ne olacağı. Bu, onların da kaderini belirleyecek. Eğer Sur Projesi kapsamında istimlâk edilip yerine yeni ev yapılırsa kalmaya devam edecekler. Ev verilmeyip parası ödenecekse o zaman yine şanslarını Sur dışında arayacaklar.

Cevatpaşa Mahallesi’nde oturan A.D. evini temizledikten sonra kilitleyip çıkmış. "Oturulacak halde değil" diyen A.D. ismini vermek istemiyor. Bundan sonra yapılacaklara ilişkin somut şeylere ihtiyaç duyduklarını aktaran A.D. altını çizerek ekliyor, "Mahallemize siyasetçi gelmesin."

“Çok sıkıntı çektik, önceki hayatımız zevk sefa içinde değildi ama biliyorduk ki bir kapımız var. Benim tek talebim neyimiz vardıysa onu versinler, ne fazlası ne eksiği. Gördünüz işte gelip açtılar bu çukurları ardından polisi askeri geldi ve biz evimizden olduk. Bu çukurun siyasetçilerini gidip araştırın sorun bakalım kaçı burada oturuyor? Ben size söyleyeyim, hiç. Hepsi Diclekent’te ya da bu nehrin öbür tarafında villalarda oturuyorlar. Sorsan 'Kürt halkı için varız.' Ben de diyorum ki 'Kürt halkı sizin gibi insanları buralarda istemiyor.' Ben gidip oyumu bu adamlara vermiş insanım, bir teki gelip kapımı açmadı. Devlet ve bazı yardım kuruluşları olmasa açlıktan ölmüştük. Benim kanım bozuk değil, ben bunları unutmam, unutursam şerefsizim.”

"Gözü yaşlı bir hanım vardı"

İsminin yazılmasını ve yüzünün gösterilmesini istemiyor. "Anlatacaklarımı dinleyecekseniz anlatayım" dedikten sonra ekliyor, "Gözü yaşlı bir hanım vardı, onun anlattıkları bunlar deyip yazın."

Gözü yaşlı kadın evini yasaktan sonra ilk kez görenlerden. İki gün boyunca temizlik yapmış. "Ne yapsam koku çıkmıyor" diyor. Daracık sokaklardan ulaşılan evinin bulunduğu sokak, binalardan dökülenler ve kırık cam parçaları ile dolu. Artık kullanılamayacak durumda olup atılan eşyalar sokakları daha çok daraltmış. Yürüyenler sürünmemek için âzami dikkat gösteriyorlar. Ama kuruyan su olukları ve kanalizasyondan yükselen kokulardan kaçmak olası değil.

“İşte burası benim evim gelin bakın. İki gündür yıkıyorum temizliyorum, geldiği hâl bu.”

Mutfaktan çıkarılan kap kaçak küçük banyonun tabanına dizilmiş ve ağzına kadar su ve deterjan dolu leğenlere basılmış. İçerisi boşaltılıp temizlenmesine karşın siyah ve kahverengi lekelerle dolu buzdolabının kapısı havalanması için açık duruyor. Salonda üzerlerine örtüler gerilmiş koltuklar ve yanında iç içe geçen sehpaların arkasındaki duvarda kurşun delikleri var. Bir zamanlar dertsiz, tasasız yaşadıkları evlerini ve yaşadıklarını anlatmaya başlayınca yeniden ağlamaya başlıyor.

“İçeri ilk girdiğimde gelip oturdum odanın ortasına. Eşyalarla konuştum. Dedim ki ‘Keşke diliniz olaydı da konuşaydınız, neler olduğunu anlataydınız.’ Ama ses vermediler. Sahip olduğum tek şey bu ev. Dokuz aydır bu gözyaşlarım kurumadı. Başkalarının evlerinde sığıntı gibi yaşadık. Sonra baktık olmuyor küçük bir ev tuttuk. Bize bin lira kira yardımı yapıldı. Bu parayla hem kiramızı hem geçimimizi sağlamak zorundaydık. Beni en çok dostlarımızın, ‘Devlet bunlara yardım ediyor durumları iyi’ demeleri yıktı. Çok üzüldüm, yıkıldım. Eşim işsiz, yeni iş buldu ve asgari ücret alıyor. Şimdi siz söyleyin, 1300 lira ile nasıl geçiniriz biz? Burayı gördünüz, oturabilmemiz mümkün değil. E tuttuğumuz yer bizim değil, göçebe gibi yersiz yurtsuz kolay mı yaşamak.”

Gurbet

Sur’da yapıların çoğu gecekondu. Sıvasız kırmızı tuğla duvarları ve iç içe geçmiş bu evlerde "Ağlayan Hanım"ın sözleriyle "Diyarbakır’ın en fakirleri" barınıyor. "Varlıklı olsak zaten buralarda oturmazdık, ama neye sahipsen servetin de odur" diyor. 

Elektrik ve su yok

Yasağın kalktığı mahallelerde elektrik ve su yok. Bu sokaklarda oturanlar camilerden getirdikleri sularla evlerini temizlemeye çalışıyorlar. Belediye ve DEDAŞ defalarca aranmış ancak olumlu bir cevap alınamamış. Hatice Güder evlerine ancak elektrik ve su verilmeye başlayınca dönebileceklerini anlatıyor.

“Binamıza gelen kablolar kesilmiş. DEDAŞ’ı arıyoruz ama ‘Gidip kablo alın bağlayalım’ diye bir cevap veriyorlar. Belediyeyi arıyoruz cevap alamıyoruz. Sokaklar pislik içinde temizlik yok. Elektrik ve su olmazsa dönüp oturamayız. E dışarıda tuttuğumuz ev için devlet bin lira yardım ediyordu. Şimdi bu sokak yasak kapsamından çıkarıldığı için o parayı da keserlerse perişan oluruz. Zarar tespit komisyonu evimizdeki eşyalar için 3750 lira fiyat biçmiş. Allah aşkına bu paraya bir ev dizebilir misiniz? Geldik evin sağını solunu düzeltmeye çalıştık, biraz temizledik ama oturulabilecek halde değil. Yine dışarıda kiraladığımız eve döneceğiz.”

"Bu kış biliyorum ki çok üşüyeceğiz"

Menice Ülük Dabanoğlu Mahallesi’nde avlulu bir evde oturmuş yasaktan önce. Yasaktan onra evine gelip kırık dökükleri attıktan sonra elinde hiçbir şey kalmadığını söylüyor. Eşi yatalak olan beş çocuk annesi Menice Ülük devletin kendilerine bir an önce sahip çıkmasını istiyor.

“Devlet yardım etmiyor desem yalan olur, her ay bin lira yardım etti bize. Ama çocuklarımın ve eşimin bütün yükü bizim üzerimizde. Al bak, (gösterdiği telefonunun arayan kısmında ev sahibi yazısı okunuyor) beni arıyor diyor ki 96 lira elektrik parası gelmiş. Adam haklı kullanmışız elektriği ödememişiz. Ama yok, vallahi yok nasıl ödeyeyim ben. Döndük geldik ev harap halde, eşyalar kırılıp dökülmüş, yiyecekler bozulmuş. Ata ata içeride bir şey kalmadı. Bu avluda çıplak kaldık. Şimdi burada oturamam, kiraladığım eve de dönemem ben ne yapacağım siz söyleyin.”

Diyarbakır’ın Sur ilçesinde Cevatpaşa, Fatihpaşa, Dabanoğlu, Hasırlı, Cemal Yılmaz ve Savaş Mahallelerinde PKK'lılarca açılan hendek ve barikatlar nedeniyle 11 Aralık 2015’te ilan edilen sokağa çıkma yasağı peyderpey daraltılıyor. Evlerine aylardan sonra gidebilen Surluların tamamına gerginlik hâkim. Sur’da evlerini onarıp oturmayı düşünenler olsa da çoğu Surlu için böyle bir ihtimal dahi yok. Çünkü evleri ya kullanılamayacak durumda ya da yasağın sürdüğü bölgelerde. Yasaklı sokaklarda iş makinelerinin yıkım çalışmaları ise sürüyor. Çoğu Surlu evlerini bir daha göremeyecek ve Sur’un uzağında yaşamaya devam edecek. Menice Ülük bu durumu şu sözlerle ifade ediyor; “Biliyorum ki bu kış bizim için çok soğuk geçecek ve çok üşüyeceğiz.”

Hendekler ve sonrası... 

Sur’da PKK’lılar tarafından sokaklara hendeklerin kazılması ve barikatla kapatılması sonucu başlayan çatışmaların ardından 11 Aralık 2015'te 15 mahallenin altısında sokağa çıkma yasağı ilân edildi. 9 Mart 2016'da ilçedeki operasyonlar sona erdi, arama-tarama faaliyetleri devam etti. Genelkurmay Başkanlığı, operasyonlar sırasında 71 güvenlik görevlisinin hayatını kaybettiğini, 271 PKK'lının da öldürüldüğünü açıkladı.

Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu, 1 Nisan’da Sur ile ilgili geniş kapsamlı bir eylem planı hazırladıklarını söyledi. Davutoğlu açıklamasında, “İnsanımızın mekânla ilişkisi bozulmayacak, mülkiyet hakkı ve mimari doku kesinlikle korunacak. Mülkü olanlar mağdur edilmeyecek, kiracılar korunacak hatta gecekondularda yaşayanlar bile mağdur edilmeden modern yapılarda barındırılacak” diyerek Sur ilçesinde yapılacaklara ilişkin kamuoyuna bilgi verdi. Sur’da Cevatpaşa, Fatihpaşa, Dabanoğlu, Hasırlı, Cemal Yılmaz ve Savaş Mahallelerindeki bazı sokaklarda yasak devam ediyor. Arama-tarama biten sokaklar yasak kapsamından çıkarılıyor. 27 Ağustos 2016'da da bu mahallelerde bulunan bazı sokaklar ve evler yasak kapsamı dışına çıkarıldı. İlçedeki tahrip olmuş evler ile gecekonduların yıkımı da sürüyor. 

Al Jazeera

Gündem Haberleri

ABD'den Türkiye'ye "Hamas'a ev sahipliği yapmayın" uyarısı
10 Kasım dayatmasında yeni dönem: Törene katılmayan öğrenci için veliden savunma istediler
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan: UCM'nin kararı "umut verici"
Orhan Miroğlu: Bilimsel düşüncenin önündeki en büyük engel Kemalizmdir
HÜDA PAR’dan İslam âlimi Şeyh Said için soru önergesi