HDR’den Özgür-Der’e Destek!

Avrupa’da faaliyette bulunan İnsan Onuru ve Hakları Derneği (HDR), Özgür-Der’e açılan kapatma davası üzerine bir basın açıklaması yaptı.

Basın açıklamasının tam metni:

Özgür-Der'e kapatma davası demokrasinin gereğidir

Almanya, demokrasinin en gelişmiş olduğu sayılan ülkelerden biridir. Bugün Özgür-Der'e açılan kapatma davasının bir benzeri ile biz Almanya'da İnsan Onuru ve Hakları Derneği -HDR- olarak muhatap oluyoruz.

İsrail'in cinayetlerini ve ona yardım eden ABD ve AB'nin suç ortaklıklarını ifşa ettiğimiz için Yahudi düşmanlığı gütmek ve Batı'nın değerlerine düşmanca tutum içerisinde olmakla suçlandık. Böyle bir anlayışa sahip olan bizlere demokrasinin "nimetlerinden" [insan hakları, din ve vicdan özgürlüğü, ifade özgürlüğü] yararlanma hakkı tanınmamalıymış.

Bu nedenle geçtiğimiz hafta Kuzey Ren Vestfalya eyalet meclisine sosyal demokrat partili milletvekilleri tarafından HDR'yi kapatma imkanının araştırılmasına ilişkin önerge verildi. Sonucunu biz de merakla bekliyoruz. Gerek HDR'nin, gerekse Özgür-Der'in kapatılmasını yasal olarak gerektiren herhangi bir suç unsuru mevcut olmadığından, burada resmi otorite tarafından tamamen siyasi hedeflerin gözetilidiği aşikardır. Asıl hedef, açılan bu kapatma davaları ve buna paralel olarak yürütülen baskın, operasyonları ve medya aracılığı ile oluşturulmak istenen kamuoyu baskısı ile Özgür-Der ve HDR çevresine gözdağı vermek, bu çevreleri sindirmeye çalışmaktan başka bir şey değildir.

Amacımız Özgür-Der'e açılan kapatma davasını kınamayı vesile kılarak HDR'nin de benzeri durumda olduğunu duyurmak kesinlikle değildir. Asıl amacımız, yasal suç unsuru olmamasına rağmen, biri genel olarak sözde en gelişmiş, diğeri de halkı Müslüman olan ülkelerin en gelişmiş(!) demokrasisi sayılan iki ayrı ülkenin, kendilerini eleştirenlere karşı gösterdikleri totaliter reflekslerindeki paralellikleri göstermektir.

Aslında Özgür-Der'in törenleri boykot çağrısı, resmi otoritenin işine gelmeli. Zira resmi otorite başörtülüleri törenlere, hastanelere, üniversitelere ve diğer kamusal alanlara almayarak bunu yasaklarla fiilen uygulamaktadır. O halde neden boykot çağrısından rahatsız oluyorlar?

HDR'nin İsrail, ABD ve AB'yi eleştirirken kullandığı ifadelerden çok daha sert ifadeleri, örneğin kendisi de bir yahudi olan Norman Finkelstein veya Almanya'nın eski çalışma bakanı Norbert Blüm kullanıyor. Fakat ne Norman Finkelstein'ın kitapları yasaklandı, ne de Norbert Blüm yahudi düşmanı ilan edildi.

Demek ki demokrasilerde, resmi ideoloji veya dine inanmayan veya bunlara mensup olmayanların resmi ideolojiyi ve dini eleştirmeleri yasaktır. Hele hele bu eleştiriyi Müslüman olarak yapmanın kesin olarak yasak olduğunu iyice anlamış olduk.  Gerek Türkiye'de, gerekse Almanya'da resmi ideoloji, kendilerini eleştirenlerin bu eleştirilerini inançlarının gereği olarak yaptıklarını ve bunun toplum üzerindeki etkisini çok iyi bildiğinden dolayı bundan çok rahatsız.

İstedikleri kadar derneklerimizi kapatsınlar, bizler zalimin zulmünü yüzüne haykırmaktan asla geri durmayacağız. Bununla da biz zayıflamıyoruz, tam aksine daha da güç kazanıyoruz. Zira bizim kendisinden korktuğumuz, teslim olduğumuz ve sırtımızı dayandırdığımız tek bir otorite vardır.

İnsan Onuru ve Hakları Derneği -HDR-

Basın Açıklaması Haberleri

Türkiye’nin göç raporu yayınlandı
“Çocuk katliamlarına, ayrımcılık ve şiddetine dur de!”
İslami STK'lar: Gazze için meydanlara inmekten vazgeçmeyeceğiz
Ey Sisi, Gazze halkının açlık ve susuzluktan ölümünü daha ne kadar seyredeceksin?
ANFİDAP: “Sisi Gazze’deki soykırıma sessiz kalma utancından kurtulmalıdır”