HDP’yi kapatmak çözüm mü?

Ayşe Böhürler, Yargıtay’ın soruşturma kararıyla yeniden alevlenen HDP’nin kapatılması meselesini değerlendirdiği yazısında, MHP’nin etkisiyle “HDP kapatılsın”  söyleminin etkisine giren AK Partili unsurların keyfini kaçıracak şeyler söylüyor!

HAKSÖZ-HABER

MHP lideri Devlet Bahçeli’nin ısrarlı çıkışlarının da katkısıyla bir süredir ülke gündemini meşgul eden HDP’nin kapatılması meselesi, Yargıtay’ın parti hakkında başlattığı soruşturmayla yeni bir aşamaya evrildi.

Bu konuyu Yeni Şafak’taki köşesinde gündeme taşıyan Ayşe Böhürler, parti kapatmanın neden çözüm olamayacağını yakın siyasi tarihe ilişkin karşılaştırmalı somut veriler üzerinden gayet net şekilde izah ediyor.

Bilindiği üzere, Ayşe Böhürler AK Parti’nin kurucu üyelerinden… Kuruluşundan itibaren Merkez Karar Yönetim Kurulu’nda (MKYK) üst üste dört dönem görev aldı. Bugün Meclis’te değil ve aktif siyaset yapmasa da siyaseti ve AK Parti’yi yakından izliyor. Yeni Şafak gazetesinde halen yazarlığını sürdüren Ayşe Böhürler, yer yer iktidar partisi içindeki fanatiklerin keyfini kaçıracak türden şeyler söylemekten de çekinmiyor. Böhürler’in HDP’nin kapatılması meselesini değerlendiren yazısı da bu cinsten.

Ayşe Böhürler’in bahse konu yazısı (6 Mart 2021) şöyle:

HDP’yi kapatmak çözüm mü?

Ayşe Böhürler, Yargıtay’ın soruşturma kararıyla yeniden alevlenen HDP’nin kapatılması meselesini değerlendirdiği yazısında, MHP’nin etkisiyle “HDP kapatılsın”  söyleminin etkisine giren AK Partili unsurların keyfini kaçıracak şeyler söylüyor!

HAKSÖZ-HABER

MHP lideri Devlet Bahçeli’nin ısrarlı çıkışlarının da katkısıyla bir süredir ülke gündemini meşgul eden HDP’nin kapatılması meselesi, Yargıtay’ın parti hakkında başlattığı soruşturmayla yeni bir aşamaya evrildi.

Bu konuyu Yeni Şafak’taki köşesinde gündeme taşıyan Ayşe Böhürler, parti kapatmanın neden çözüm olamayacağını yakın siyasi tarihe ilişkin karşılaştırmalı somut veriler üzerinden gayet net şekilde izah ediyor.

Bilindiği üzere, Ayşe Böhürler AK Parti’nin kurucu üyelerinden… Kuruluşundan itibaren Merkez Karar Yönetim Kurulu’nda (MKYK) üst üste dört dönem görev aldı. Bugün Meclis’te değil ve aktif siyaset yapmasa da siyaseti ve AK Parti’yi yakından izliyor. Yeni Şafak gazetesinde halen yazarlığını sürdüren Ayşe Böhürler, yer yer iktidar partisi içindeki fanatiklerin keyfini kaçıracak türden şeyler söylemekten de çekinmiyor. Böhürler’in HDP’nin kapatılması meselesini değerlendiren yazısı da bu cinsten.

Ayşe Böhürler’in bahse konu yazısı (6 Mart 2021) şöyle:

Sorunların çözümüne katkı sağlamayan yöntemler

Einstein’ın sözüdür “Sorunları, onları oluşturan yöntemlerle çözemezsiniz.” Yazıları çalışırken çeşitli konularda özetler okumayı seviyorum. Özet; o konudaki işlem matematiğini, hangi sonuçların ortaya çıkardığını daha hızlı algılamaya katkı sağlıyor. Unuttuklarımızı hatırlatıyor. Gündemde yine bir parti kapatma meselesi var. “Yine” diyeceğim çünkü siyasi tarihimizden bir mini özet yaptım. Sonuç aşağıdaki gibi…

Buradaki matematiğe bakınca parti kapatmak çözüm olmadığı gibi seçmen nezdinde de siyasi hareketi daha da güçlendirmiş, sivilleşmeye sekte vurmuş, Kürt seçmeni daha çok birbirine kenetlemiş. Tam da dağ kadrolarının arayıp da bulamadıkları propagandaya sebep olmuş. Yıllar önce bu meseleler üzerine konuşurken Leyla Zana, Sırrı Sakık gibi isimlerin aralarında olduğu kuşak için ‘konuşulabilecek son kuşak’ lafını çok işitmiştim. Parti kapatma kararını elbette yargı verecek, ancak bunun etkileri üzerine geçmişe bakarak bir değerlendirme yapmakta fayda var. Hepimiz çok iyi biliyoruz ki; Kürt seçmen çok disiplinli, parti örgütü olmasa da çok iyi örgütleniyor. Çok hızla yeni bir oluşuma çok daha da güçlenerek gidiyor. Parti çatısı altında örgütlenemediğinde ittifaklar içinde ya da bağımsız her şekilde milletvekili çıkartıyor. Siyasi tarihimizde sayısız örneği vardır. Alınacak bir kararın ayrıca HDP’den sonra Kürtlerden en çok oyu alan parti olan AK Parti’ni seçmen kitlesini etkileyeceğini de görüyorum. Siyasi kararları alırken verilerin yol gösterici olması gerektiğine inanarak kısa bir özeti paylaşmak istiyorum.

1923-1960 yılları arasındaki süreçte partiler en çok irtica ve komünizm gerekçesiyle kapatıldı. 1965 yılına kadar Siyasi Partiler Yasasına sahip olmayan Türkiye’de partilerin tabi bulunduğu hukuki statünün belirlenmesinde de problemler yaşandı. Bu dönemde partiler farklı kurumlar tarafından kapatılmışlar.

1960 ÖNCESİNDE KAPATILAN PARTİLER…

Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası (1925) Türkiye’de irtica gerekçesi öne sürülerek kapatılan ilk parti olmuş. İslam Koruma Partisi (1946), Çiftçi Köylü Partisi (1946), Türk Sosyal Demokrat Partisi (1946), Türkiye Sosyalist Emekçi ve Köylü Partisi (1946), Türkiye Sosyalist Partisi (1952), Türk Muhafazakâr Partisi (1953); Millet Partisi (MP) -1954-; İslam Demokrasi Partisi (1952), Vatan Partisi (1957).

1960 SONRASINDA KAPATILAN PARTİLERDEN BAZILARI

İşçi-Çiftçi Partisi (1968), Türkiye İşçi Partisi (1971), Türkiye İleri Ülkü Partisi (1971), Milli Nizam Partisi (1971), Büyük Anadolu Partisi (1972), Türkiye Birleşik Komünist Partisi (1991), Sosyalist Türkiye Partisi (1993), Özgürlük ve Demokrasi Partisi (1993), Demokrat Parti (1994), Yeşiller Partisi (1994), Sosyalist Birlik Partisi (1995), Demokrasi ve Değişim Partisi (1996), Emek Partisi (1997), Refah Partisi (1998), Demokratik Kitle Partisi (1999), Fazilet Partisi (2001)…

HEP’TEN HDP’YE 7 PARTİ

Kürt siyasi partilerinin temelleri 1987’de SHP’nin yüzde 24 alarak 99 milletvekili çıkardığı seçimlerde atıldı. Seçmen ilk kez Kürtlerin örgütlü olarak desteklediği bir parti çatısı altında Meclis’e milletvekili gönderdi. SHP’nin 1989’da Paris’te yapılan Kürt Konferansı’na katıldıkları gerekçesiyle 7 Kürt milletvekilini ihraç etmesi, legal Kürt siyasi partisinin doğmasına sebep oldu. İhraç edilen milletvekillerinin girişimiyle 1990’da Halkın Emek Partisi HEP kuruldu.

1990’da kurulan HEP’in Genel Başkanı Fehmi Işıklar idi. 20 Ekim 1991 genel seçimlerinde SHP ile ittifak yapan parti SHP listesinden 18 milletvekiliyle Meclis’e girdi. 1993’te parti kapatıldı…1993’te eski HEP’li vekiller DEP grubunu kurarak SHP’den ayrıldılar. Leyla Zana’nın Kürtçe yemini ile başlayan kriz 1994’te dokunulmazlıkların kaldırılmasına kadar devam etti. Anayasa Mahkemesi DEP’i 16 Haziran 1994’te kapattı.

1994’te Murat Bozlak başkanlığında Halkın Demokrasi Partisi (HADEP) kuruldu. HADEP Kongresi’nde açılan Öcalan posteri ve PKK bayrakları, Murat Bozlak ve bazı parti yöneticilerinin tutuklanmasına neden oldu. Anayasa Mahkemesi 13 Mart 2003’te HADEP’i kapattı.

24 Ekim 1997’de Demokratik Halk Partisi (DEHAP) kuruldu. “Örgütlenmesini tamamlamadan seçime girdiği” iddiası üzerine 2002’de kapatma davası açıldı. DEHAP 2005’te kendini feshetti. Eski DEP milletvekilleri Hatip Dicle, Orhan Doğan, Selim Sadak ve Leyla Zana 2004’te hapisten çıktıklarında 2005’te Demokratik Toplum Hareketi (DTH) adıyla yeni bir siyasi hareketin öncüleri oldular. DTP ismiyle partileşen hareket 2007 yılında seçime bağımsız girdi. 11 Aralık 2009’da Anaya Mahkemesi oy birliği ile DTP’nin kapatılmasına ve 37 kişiye beş yıl siyaset yasağı uygulamasına, Ahmet Türk ve Aysel Tuğluk’un milletvekilliklerinin düşürülmesine karar verdi.

İstanbul bağımsız milletvekili Ufuk Uras’ın katılımıyla grup kurmak için yeterli sayı olan 20 milletvekiline ulaşınca, 2 Mayıs 2008’de Mecliste Barış ve Demokrasi Partisi adıyla yeni bir grup kuruldu. Selahattin Demirtaş, genel başkanlığı kazandı. 2011 genel seçimlerinde 36 milletvekili çıkardılar. 27 Ekim 2013 tarihinde Ertuğrul Kürkçü ve Sebahat Tuncel eşb aşkanlığında Mecliste Halkların Demokratik Partisi adıyla yeni bir parti kuruldu. Başka partilerin katılımıyla Türkiye solunun bazı parti ve örgütleri, HDP adı altında bir araya geldi. 28 Nisan 2014’te BDP milletvekilleri HDP’ye geçti. HDP adıyla milletvekilliği seçimlerine, BDP adıyla yerel seçimlere girmeye karar verildi. HDP, 7 Haziran 2015 seçimlerinde yaklaşık 6 milyon oyla yüzde 13,12 oranıyla 80 milletvekili çıkarttı. 1 Kasım 2015’te yenilenen seçimde 59 milletvekili çıkartabildi…

Siyaset elbette davalar, fikirler, değerler üzerinden yapılır. Ancak sonuçlara bakmakta da fayda var.

Yorum Analiz Haberleri

Meşru olanı savunursan karşılığını elbet görürsün!
Türkiye solu neden hala Esed rejimini savunuyor?
Sosyal medyada görünürlük çabası ve dijital nihilizm
İran aparatlarının komik antipropagandalarına vakit ayırmak bile coğrafya için zaman kaybı...
Nasıl ki ilk Müslümanlar tüm zorluklara rağmen direndiyse Gazzeliler de öyle direniyor!