HDP'nin tekzibi

Hilal Kaplan

Çarşamba günü Markar Esayan ve benim Yeni Şafak'ta yayınlanan ve âkil insanlar toplantısında Başbakan Davutoğlu'nun 1 Ekim'de Demirtaş'la kendi arasında gerçekleştiğini anlattığı diyalogdan yola çıkarak yazdığımız yazılarımıza HDP'den tekzip geldi. Önce metni aktaralım, sonra analiz edelim:

'Yeni Şafak gazetesi yazarlarına tekzip...

Yeni Şafak Gazetesi yazarları Sayın Hilal Kaplan ve Sayın Markar Esayan'ın bugünkü köşe yazılarında Eş Genel Başkanımız Sayın Selahattin Demirtaş'ın Başbakan Sayın Davutoğlu ile 1 Ekim'de yaptığı görüşmeye dair bir takım iddialar yer almıştır.

Sayın Demirtaş'a atfedilen söz ve ifadeler, yaşandığı ileri sürülen diyaloglar gerçeği yansıtmamaktadır. Her şeyden önce, Sn Demirtaş'ın 'Bundan böyle her yer Kobanê olacak' şeklinde herhangi bir çağrısı ya da ifadesi olmamıştır.

İkincisi; Sn Demirtaş, görüşmede PYD'nin acil taleplerini iletmiş, koridor açılmasını önermiş ve Ankara'nın PYD ile bir an önce temas kurmasını, yakınlaşmasını istemiştir.

Koridor açılmasına yönelik hükümet kanadının tüm seçenekleri masaya sunduğu ve HDP'nin bunları kabul etmediği, karşı çıktığı yönündeki iddialar gerçeği yansıtmamaktadır. Tam tersine, koridor açılması için çaba sarf eden, çağrı yapan HDP tarafı olmuştur. Önceki gün açılan koridorun aslında 1 Ekim'de yapılan görüşmede Sayın Demirtaş'ın dile getirdiği en önemli başlık olduğunu hatırlatmak isteriz.

Üçüncüsü; sınır ötesi operasyon tezkeresiyle ilgili olarak, Sn Davutoğlu'nun tezkerede Kobanê'yi ilgilendiren hususlar olduğunu söylediği, bunun üzerine Sn Demirtaş'ın da 'Bunları fark etmedik' dediği ileri sürülmektedir. Böyle bir şey söz konusu değildir. Sn Demirtaş, savaş tezkeresine karşı çıktıklarını ve hayır oyu vereceklerini hem Sn Davutoğlu ile görüşmesinde hem de görüşme sonrası yaptığı açıklamada net bir biçimde ifade etmiştir, Meclis'teki oylamada da zaten hayır oyu kullanılmıştır.

Tüm bu gerçeklerden hareketle; HDP başından bu yana diyalogdan ve çözümden yana tavır ortaya koymuş, hükümetle diyalog halinde sorunların çözümü için çaba sarf etmiş ve etmektedir. Diğer yöndeki yorum ve değerlendirmeler HDP'nin politik tutumunu yansıtmamaktadır.

Kamuoyuna saygıyla duyurulur.'

***

Tekzip metninin Markar Esayan ve bana yönelik olması ilginç. Zira ikimiz de daha önce başka gazetelerde de yer almış olan Başbakan'ın sözleri üzerinden yazıları kâleme almışız. Dolayısıyla bir tekzip olacaksa, bunun esas muhatabının Başbakan'ın kendisi olması gerekir. Anladığım kadarıyla HDP, direkt Başbakan'ı hedef alarak oradan gelebilecek bir karşı açıklamayı göze alamayarak, iki yazarın üzerinden meseleyi yumuşatarak halletmeye çalışmayı tercih etmiş. Sorun yok, barış için tekzip edilmek de şereftir. Metinden devam edelim.

Tekzip metninde, Demirtaş'ın 'Bundan böyle her yer Kobanê'dir' diye bir sözü olmamıştır deniyor. HDP'nin 6 Ekim günü halka yaptığı çağrıda yer alan cümlelerden biri aynen şu: 'Bundan böyle her yer Kobanê'dir'. Şayet Demirtaş Eş Başkanı olduğu partinin çağrısını sahiplenmiyorsa, bunu bilmek hakkımız. Ya da HDP, söylediklerimiz kurum olarak bizi bağlar, partinin başında olan kişiyi değil gibi otonom bir yapıya kavuştuysa, onu bilmek de...

Gelelim, Demirtaş'ın ilk kez Başbakanlık'ta ağırlandığı ve çıkışta olumlu geçtiğini söylediği 1 Ekim tarihli toplantıya... Toplantıda Demirtaş'a YPG'ye ağır silah vermek dışında her tür seçenek sunulmuş ve tekzip de bu seçeneklerin sunulmadığını iddia edemiyor. Sadece koridor açılması talebi reddedildi diyor ama nasıl bir koridor ve o koridordan neyin geçeceği meselenin bam telini oluşturuyor. Kast edilen ağır silah koridoruysa, Davutoğlu bunu kendilerine savaş ilan eden bir örgütün yan koluna bunu sağlayamayacaklarını söylüyor. Ancak peşmerge koridoruysa, bunu zaten teklif ettiklerini belirtiyor. Demirtaş bir yalanlama yapacaksa, 'bize peşmerge koridoru teklif edilmedi' diyerek açıklığa kavuşturmalı. Ayrıca eğer Davutoğlu tüm seçenekleri reddeden kişiyse, neden o görüşmenin çıkışında 'IŞİD'in bölgeden atılması için yapılması gerekenler konuşuldu. Başbakan'ın bu konudaki tutumu olumludur' dediğini de izah etmeli. Ve tabii bu olumlu tavırdan sadece beş gün sonra, 40 insanın ölümüyle sonuçlanan 6 Ekim çağrısında, neden halkı 'sokaklara, alan tutmaya, harekete geçmeye, süresiz direnişe' davet ettiğini de...

Tekzibin, üzgünüm ama en eğlenceli cümlesi de şu olsa gerek: 'HDP başından bu yana diyalogdan ve çözümden yana tavır ortaya koymuş, hükümetle diyalog halinde sorunların çözümü için çaba sarf etmiş ve etmektedir.'

Hem de 'başından bu yana'.

Peki!

YENİ ŞAFAK