Yahya Fırat - Haksöz Haber
CHP ile yaptığı ittifak nedeniyle seçimlerde beklediğini elde etmeyen HDP, 4. Olağanüstü Büyük Kongresini Ankara’da gerçekleştirdi.
TİP’in başını çektiği sol-sosyalist blok ile ittifak yapan HDP, kapatılma riski dolayısıyla Yeşil Sol Parti listelerinde seçimlere girme kararı almıştı. Ancak hem Kemal Kılıçdaroğlu’nu karşılıksız desteklemesi hem de ittifaktaki sol partilere gösterdiği büyük tolerans nedeniyle HDP sandıktan umduğunu sonuçları göremedi.
Seçimin faturasını mevcut yönetime kesen HDP’nin asıl sahipleri, “öz eleştiri” adı altında çeşitli toplantılar tertip ettiler ve nihayetinde olağanüstü kongreye gitme kararı aldılar.
Bazıları bu kararların spontane veya demokratik bir ortamda alındığını düşünüyorsa fena halde yanılıyor. Çünkü her seçimde olduğu gibi önceden belirlenen ve Kandil’den onay alan iki “eş genel başkan” kongreye aday olarak gösterildi.
Başka adaylar olmadıkları için Sultan Özcan ve Cahit Kırkazak eş genel başkanlığa seçildiler.
Zaten başka adayların olması söz konusu olmuyor. Önceden belirlenen iki aday kongrede tüm delegelerin oyunu alarak eş genel başkanlık sıfatını elde ediyor. Ve kongre seçimleri böylece son derece “demokratik” bir ortamda gerçekleşmiş oluyor!
Demokrasiyi dillerine pelesenk yapan HDP ve öncülleri, tepeden verilen kararlarla yönetildi ve yönetiliyor. “Tek adam” mantalitesini sürekli eleştiren bu zihniyet aslında tek adam ve tek adamlar tarafından yönetiliyor. Lakin, öyle bir hava estiriliyor ki dışarıdan gören Türkiye’nin en demokratik ve en şeffaf partisinin HDP olduğunu sanacak.