Hayvanları Çok Seviyorlar Ama İnsanlara Gelince…

Ali İhsan Karahasanoğlu hayvanlara eziyet haberleri üzerine duyarlılık gösterisi sergileyen kimi çevrelerin Esed zalimi örneğinde görüldüğü üzere insanlara eziyet eden canavarlara nasıl dost olabildiğinin görmezden gelinmemesi gerektiğini hatırlatıyor.

Ali İhsan Karahasanoğlu’nun Yeni Akit’teki köşesinde yayınlanan konuyla alakalı bugünkü (18 Haziran 2018) yazısı şöyle:

HAYVANSEVERLİKTE SAMİMİ İSENİZ, BU SÖZLERİ İZAH EDİN!

Olayı biliyorsunuz..

Sakarya’da bir köpek yavrusu dört ayağı kesilmiş şekilde bulundu.

Tedavi edilmek istendi..

Başarılamadı..

Vahşete büyük tepki geldi..

Yavru köpeğe o vicdansızlığı reva gören kim ise, yakalanıp idam edilmesi bile istendi..

İktidarı ile, muhalefeti ile herkes birleşti..

Seçime gittiğimiz bu dönemde..

Hemen her konuda ayrışan Türkiye, “bir yavru köpeğin uğradığı vahşet”te aynı noktada buluştu..

Tabii ki “idam isteme” noktasında olmasa da..

O vahşete imza atan(lar)ın bulunup, yargılanması noktasında, hepimiz hemfikir olduk..

Evet, Türkiye tek yürek oldu..

Oldu da..

Bu verilen “tek yürek” görüntüsü..

Şeklen miydi?

Tribünlere yönelik miydi?

Seçmene şirinlik amacıyla mıydı?

Yoksa gerçek miydi?

Anlamak kolay..

“Hayvana acıyan”, ama “insanlara acımayan..”

“Hayvanlara eziyete idam cezası isteyen..”

Ama “güvenlik güçlerini şehid edenlere idam cezası verilmesi” istendiğinde, “Hangi çağda yaşıyorsunuz” diyen..

15 Temmuz darbe girişiminde halkın üzerine kurşun sıkanların imza attıkları vahşeti görmezden gelip, direniş sırasında darbecilere iki tane yumruk sallayan sivil vatandaşlardan hesap sorulması gerektiğini iddia eden..

İnsanlara.. Siyasilere.. Sözde hayvanseverlere..

İnanabilir miyiz?

Tabii ki hayır..

Bir cumhurbaşkanı adayı..

Kimyasal gazların atıldığı bir coğrafyadan Türkiye’ye sığınan insanları kastederek, “Burası aşevi mi?” derse, onların hayvanseverliğine inanabilir misiniz?

Sokaktaki hayvana sahip çıkmak gerektiğini söyleyenler, sokaktaki Suriyelilere yardım edilmesine karşı, “3 milyon Suriyeliye 40 milyar dolar harcandı. Yazıktır, günahtır” diyorlarsa..

İnsana yapılan yardımı, “günah” olarak niteliyorlarsa..

“Gereksiz masraf” olarak niteliyorlarsa..

“Bayrama giden Suriyeliyi, bir daha Türkiye’ye geri almam.. Kapıları kapatırım. Orada ne yapıyorsa yapsın” diyerek, insanları bir katilin eline bırakacağını söyleyenler..

Sokaktaki ayakları kesilmiş bir köpek yavrusuna sahip çıkıyorlarsa..

Onların hayvanseverliğine inanabilir miyiz?

İnsana şefkat gösteremeyenlerin..

Hayvana sahip çıkacağına, nasıl inanabiliriz?

 

Yorum Analiz Haberleri

Meşru olanı savunursan karşılığını elbet görürsün!
Türkiye solu neden hala Esed rejimini savunuyor?
Sosyal medyada görünürlük çabası ve dijital nihilizm
İran aparatlarının komik antipropagandalarına vakit ayırmak bile coğrafya için zaman kaybı...
Nasıl ki ilk Müslümanlar tüm zorluklara rağmen direndiyse Gazzeliler de öyle direniyor!