Topluluk, Suriye İdlip’te yaşayan yüzlerce yetim çocuğun iftarına vesile olmak için “Suriyeli Yetimlerin İftar Sofrasındayız” adıyla bir kampanya başlattı. Topluluk gönüllüsü öğrencilerin ve hayırseverlerin destekleriyle bugüne kadar 250 yetime iftar verildi.
Kampanya ile ilgili topluluk gönüllüsü Ayşenur Cemiloğlu şunları söyledi: ”Malumunuz Ramazan ayı içerisindeyiz. Ramazan; bereketin, paylaşmanın, hayrın bol olduğu bir aydır. Müslümanlar olarak birbirimizin derdine deva, sıkıntılarına çare, mazlumlara umut olmayı en çok hissettiren, hatırlatan mübarek günlerdeyiz. Bizler de HBT ailesi olarak bu günlerde de yardımlarımızı sürdürüyor günlük bir çok ailenin ihtiyaçlarını karşılamaktayız.
On Yıldır Devam Eden Savaştan Milyonlarca İnsan Etkilendi
Bilindiği üzere yaklaşık on yıl önce Suriye’de başlayan savaş hala devam etmektedir. Bu savaştan milyonlarca mazlum etkilendi. Yurtlarından ayrılmak zorunda kalanlar, evsiz bırakılanlar, yakınlarını kaybedenler ve yetim bırakılanlar. Bizler, Müslümanlar olarak, dünyanın başka bir yerinde acı çeken, mağdur olan ve yardıma ihtiyaç duyan kardeşlerimize tepkisiz kalmamalıyız. Bundan dolayı zor şartlar altında yaşam mücadelesi veren mazlum Suriyeli kardeşlerimize de bu mübarek ayda gönüllülerimizle yanlarında olduğumuzu hissettirmek, imkanlarımız dahilinde ihtiyaçlarını karşılamak için ordaki yetimlerimizin sofralarında olmaya, onların iftar bedelini karşılamaya katkı sunduk. Suriye’de yaşanan savaştan birçok insan mağdur ve mazlum duruma düştü. Geride birçok yetim çocuk kaldı. Bu çocuklar tahayyülümüzün bile tahammül etmediği bir çok acıya, yokluğa küçücük bedenleriyle maruz kalıyorlar ne yazık ki. Yaşanan çatışmalarda 9 milyon 200 bin çocuğun çeşitli şekillerde yardıma muhtaç olduğu, 1 milyondan fazla çocuğun da yetim kaldığı söyleniyor. Ve Avrupa’ya giden binlerce çocuk da maalesef kayıp…
Yetimleri Kollamalı, İhtiyaçlarını Karşılamalıyız
Hayırseverlerin yardımlarıyla Suriye’de yapılan 3 büyük yetimhanede yaklaşık 1400 yetim barınmakta ve aynı zamanda bu yetim kardeşlerimizin anneleriyle birlikte kalabileceği yerler de hayırseverlerin katkılarıyla yapılmış. Yetimhanedeki çocukların giderlerinin yanında annelerinin de giderleri yine hayırseverlerin bağışlarıyla karşılanmaktadır. Burda Suriye’de her türlü fedakarlığı yapan sivil toplum kuruluşlarımıza ve çalışanlarına teşekkür etmek istiyorum. Allah onlardan razı olsun inşallah. Bu gönüllü kuruluşlarımız ordaki yetimlere aile olmaktalar. Bu kuruluşlarımız olmasaydı bu çocukları dışarda bin bir türlü tehlike bekliyor olacaktı. Ki nitekim Avrupa’ya giden mültecilerin binlerce çocuğunun kaybolduğu bilgisini okuyor ve haberlerde duyuyoruz. Bu yetimler arasında farklı yaşlarda olanlar var. 2 aylık, 2 yaş ve 10 yaş üstü… Bazıları annesini bilmeyecek/ tanımayacak kadar küçük. Yaşanan savaşın tüm yükünü omuzlamışlar sanki istemeden/ farkında olmadan... Ama her şeye rağmen tebessümleriyle insana şükrü öğreten, hatırlatan çocuklar bunlar. Bizler de HBT ailesi olarak onların yüzündeki bu tebessüme vesile olmak için ve Kur’an’ın da bizden istediği, peygamber efendimizin de “Müslümanlar arasında kim yetimi kollarsa, yemesine içmesine ve giydiklerine onu da ortak ederse, Allah cennetine mutlaka onu koyacaktır.” düsturuyla başlattığımız yardım kampanyasıyla onlarca yetim çocuğun iftar bedelini karşılamaya vesile olduk. Mazlumun dini, dili, ırkı yoktur ki bunlar din kardeşlerimiz. Kendimiz için istemediğimiz bir şeyi din kardeşimiz için de istememeliyiz. Yardımlarımızı esirgememeliyiz, gücümüz yettiğince onların hayatlarına dokunmalıyız.
Suriye’deki Kardeşlerimizin Yardım Taleplerine Sessiz Kalmamalıyız
Suriye’de yaşayan kardeşlerimizin yardım taleplerine sessiz kalmayalım. Gücümüzün yettiği, elimizden geldiği kadarıyla yanlarında olduğumuzu hissettirmeliyiz. Bizler, aynı gökyüzü altında aynı yeryüzünü paylaşıyor olabiliriz ama aynı kadere sahip değiliz. Allah’ın bizi açlıkla, evsizlikle ve yurtsuzlukla sınamadığı bir kaderin/hayatın şükrünü ihtiyaç sahibi insanlara yardım eli uzatarak edebiliriz. Görmezden gelip, vicdanlarımızın arka planına atamayız. Yardım, hem insani hem de kulluk vazifemizdir. Tüm yükü belli kurum ve kuruluşlara yüklemeden herkes imkanı dahilinde yardım etmelidir. Yapılan yardımların, infağın malı azaltmadığına tam tersi arttırdığına, bereketlendirdiğine inanan bir gelenekten geliyoruz, şeytani nefislerimizi teskin etmemiz gerektiğine inananlarız. Çünkü insanın nefsi cimriliğe meyillidir. Nitekim ayeti kerimede Rabbimiz:” De ki: Rabbim, kullarından dilediğine bol rızık verir ve (dilediğinden de) kısar. Siz hayra ne harcarsanız, Allah onun yerine başkasını verir. O, rızık verenlerin en hayırlısıdır(Sebe:39).” buyurmakta. Yaptığımız yardımların, güzel şahitliklere vesile olmasını umduğumuz için sizlere de duyurmak istiyoruz. Herkesin imkanları ölçüsünde az ya da çoğa bakmaksızın infak etmesi, Allah’ın verdiği rızkı paylaşmasını diliyoruz zira sahip olduklarımızda tüm mazlumların hakkı vardır. Bizler paylaştıkça başkalarının sıkıntısı giderilmekte. Bu vesile ile katkı sunan herkese teşekkür eder ve katkılarının devam etmesi için de Allah’a dua ediyoruz.“