“Hayır”cılara düşen görev: Kalemleri kırmak!

Ali İhsan Karahasanoğlu

Adı Hürriyet, kendisi faşizm kokan gazetenin Oktay Ekşi’sinden Tufan Türenç’ine, Yılmaz Özdil’inden Sedat Ergin’ine kadar hemen tüm yazarları “Hayır” oyu verilmesi için, halkı yönlendirmeye kalkıştılar.
Halk dün sert bir tokat ile cevabını verdi: % 58 EVET!
Vatan gazetesinde Güngör Mengi’ye, Mustafa Mutlu’ya, Can Ataklı’ya.. Hikmet Bila’ya... Onlar da halkı, “Hayır” oyu verilmesi için sözümona bilgilendirdiler!..
Halk onlara da aynı tokatı yapıştırdı..
Sözcü’de Emin Çölaşan’dan Necati Doğru’ya,
Milliyet’te Fikret Bila’dan Abbas Güçlü’ye, Derya Sazak’a, Hasan Pulur’a, Güneri Cıvaoğlu’na..
“Tehlikenin farkında mısınız” ile meşhur Cumhuriyet gazetesindeki Cüneyt Arcayürek’ten Ali Sirmen’e, HikmetÇetinkaya’ya.. Haberturk’te Bekir Coşkun’dan Ece Temelkuran’a..
Halk bunların hepsine, “Sizin vereceğiniz akıla ihtiyacımız yok!” dedi.
“% 58 EVET”in anlamı, “evet oyları daha fazla çıktı” ile de sınırlı değil.
Kimse olayı böyle bir basitliğe indirmeye kalkışmasın..
“Evet” diyenlerin “Hayır” diyenlere üstünlüğü, öyle % 1, % 2-3 falan değil.
“Evet” diyenler, tamı tamına % 18 daha fazla, hayır diyenlere karşı...
Öyle ise, bu halka toplum mühendisliği yapmaya kalkışanlar, şimdi oturup kararlarını vermeliler.
Halkı kendi şahsi çıkarları için yönlendirmeye çalışanlar, kendi üzerlerine düşen işi yapmalılar..
Hayır, gidip Boğaz Köprüsü’nden aşağıya atlamalarını önerecek değilim.
Ama hiçbir şey olmamış gibi, 10 ay sonraki seçimlerde de yine “Nerde kalmıştık” diyerek, “Gerici iktidar gidiyor.Son günlerini yaşıyorlar. CHP iktidara yürüyor” türünden mavallar okumanın da sonu geldi artık.
Halk bunlara, 22 Temmuz’da, Cumhurbaşkanı’nın halk tarafından seçilmesi referandumunda ve son olarak da dün ardı ardına ağır tokatları yapıştırdığına göre; bu zevatın da artık, kalemlerini kırıp, köşelerine çekilmelerinin vakti gelmiş olmalı..
Hoş, onlar kenara çekilmeseler de, bundan sonra yapabilecekleri bir şey yok artık..
Çünkü hiçbir şey, artık eskisi gibi olmayacak!
Bundan böyle yok öyle, mütedeyyin insanlara iftira edip, “eleştiri yaptım” numarası ile cezadan sıyrılmak.
Yok öyle, muhafazakâr gazetecinin küçücük eleştirisini en ağır şekilde cezalandırıp, lâikçi gazetecilere “Basın, anayasal görev ifa etmektedir” gerekçesi ile adeta madalya takmak..
Hukuk adamları, hukukçu olacak artık.
Artvin CHPeski Milletvekilinin yeğeni, bir gün bile şark hizmeti görmeden oturtulduğu Yargıtay Savcılığı koltuğundan Başbakan’a meydan okuyamayacak: “Gücün yetiyorsa, kapat bakalım!”
Bir başka milletvekilinin yeğeni, tepeden inerek geldiği Yargıtay’da ahkâm kesip, “Ben hakaret davası kitabı yazdım, iyi bilirim hakareti” diyerek, Başbakan ile laf yetiştirmeye kalkışamayacak.
Hakim, hakimliğini bilecek!
Siyasete merak saldığında da, cübbesini çıkarıp, adam gibi siyaset yapacak!
Cübbe ile siyaset dönemi kapandı artık!
CHP milletvekillerinin çocukları / yeğenleri, gerçek kimliklerini gizleyerek karşımıza çıkıp, “Biz hukuk adına konuşuyoruz. Bizim siyasi mülahaza ile hareket ettiğimizi kimse iddia edemez” mavalları okuyamayacak artık.
Tüm mesailerini mütedeyyin insanlara kara çalma yolunda harcayanlar, karısı Danıştay’da, kocası gazetelerde ahkâm keserek halkın özgürlüklerini kısıtlamaya kalkışamayacak artık.
Siyasete bulaşan cübbeli, kapının önüne konulacak!
Derin devletin üzerine giden Savcı Ferhat Sarıkaya gelecek, derin devletin temsilcileri gidecek!
Darbeye dava açan savcılar göreve gelecek, darbecileri tahliye etmek için terörist Apo’dan bile yardım isteyenler gidecek!
Bakmayın siz, “hayır” şakşakçılarının “Anayasa ilk defa mı değişiyor” iddialarına..
Türkiye’de Anayasa, ilk defa halk tarafından dün değiştirildi..
Neticelerini de, hep birlikte göreceğiz!..

VAKİT