Hayatınızı Kim Belirliyorsa İlahınız Odur!

Mine Kırıkkanat’ın Atatürk’ün kendisinin ilahı olduğunu açıklamasında şaşılacak bir şey olmadığını söyleyen Ali Osman Aydın sorunun sadece Kemalistlerin sapkınlığından ibaret olmadığını vurguluyor.

Ali Osman Aydın’ın Yeni Akit’te yayımlanan “Kimin Buyruğuna Göre Yaşıyorsanız…” başlıklı yazısının (16 Kasım 2018) konuyla alakalı kısmı şöyle:

Mine Gökçe Kırıkkanat her zamanki sıra dışı çıkışlarından birini yaptı ve “Atatürk benim ilahım, ona tapıyorum” dedi.

Belki yalnızca kendi düşüncesini belki de kendi gibi düşünen bir takım insanların düşüncelerini ifade etti. Bilemiyorum…

Ama ne olursa olsun ifade bu ,”Atatürk benim ilahım…”

Herkes bir şaşırdı… Net bir şekilde ortaya konulması herkeste ama belki de tezlerinin  doğrulandığını düşünen dindarlarda enteresan bir his uyandırdı bu sözler.

Bu sözlerin ne anlama geldiğini gayet iyi bilmekle beraber bunda şaşıracak, garipsenecek, ilk kez duyuyormuşuz gibi yapacak, tek örnekmiş gibi muamele edilecek bir durum yok bence!

Çünkü toplumumuzda ve elbette modern toplumlarda Allah’tan başka “şeylere” tapan ilk kişi değil söz konusu hanımefendi.

Anne-babasını ilah gibi gören çok kimse biliyorum.

Patronlarına tapan insanlar tanıyorum.

Başkanlarına tapan çok insanla tanıştım.

Şeyhlerine, cemaatlerine tapınmayı adet edinmiş insanları garipsemiyorum bile.

Mine Hanımın aynı Atatürk’e taptığı gibi yıllardır Osmanlı Sultanlarına ve dahi din büyüklerine uluhiyet atfederek tapınanlar var memlekette. “Kadına” tapan erkekler ve “Erkeğe” tapan kadınlarsa en kalabalık müminler topluluğunu oluşturuyor bugün.

Ünlülere tapanları, onlardan bir “ilah” gibi bahsedenleri, Allah’ın buyrukları yerine ünlülerin kılavuzluğunda hayatlarını tanzim edenleri bu köşede sürekli yazmaya, uyarmaya çalışıyorum zaten. Ürettiği mala, markaya, bindiği arabaya, oturduğu eve, statüsüne, unvanına, mutluluğa, makama, metresine, ihalesine, devletine, partisine, vatanına, başarıya, hevasına, kendine, bedenine tapan insanlarsa hepinizin malumu…

Atatürk’e tapanları, onu ilahlaştıranları parmakla gösteren ama gidip Cumhurbaşkanı Erdoğan’a tapan bazı dindar insanların varlığını da belirtmem gerekiyor.

Allah dışında bir “şeye” tapmak… Bu o kadar da karmaşık bir mesele değil ayrıca.

Kimin buyruğuna göre yaşıyorsunuz.

Kimin doğru ve yanlışlarını,doğru ve yanlış kabul ediyorsunuz.

Allah’ın size bir şeyleri emretmesine karşın kimin talimatlarını tercih ediyorsunuz.

Kiminkini ediyorsanız, orada, siz de sorunlu bir Rabb-kul ilişkisi içine girmiş oluyorsunuz.

O yüzden Hanımefendinin söylediklerinde çok şaşıracak bir şey yok.

Dileyen dilediğine tapar ve tapacaktır da…

İnsanlar kendi taptıklarına tapılmasını diğer insanlara dayatmadıkları müddetçe, neye taptıkları kimsenin umurunda olmamalı…

Yorum Analiz Haberleri

"Suriye'den bize ne?" yaklaşımını besleyen körlük
Suriye devrimine çarpık ve indirgemeci yaklaşımlar
Yılbaşında normalleşen haram: Piyango
Yapay zeka statükocu mu?: ChatGPT'de cevaplar neye göre değişiyor?
Devrim ile derinleşen kardeşlik: Suriye & Türkiye