Neden hayatımızın neşesi kaçtı? Artan hayat pahalılığını, durmaksızın büyüyen şehirlerin içinde küçüldükçe küçülen insani münasebetleri, giderek artan trafik stresini, işgal ve katliamların tetiklediği kitlesel göç hareketlerini, işsizlik ve ahlaki yozlaşmayı görmezden gelmiyoruz elbette. Fakat hayatın anlamı ve hedefi noktasında küresel ölçekte ciddi sorunlar yaşandığı aşikâr değil mi? Hani aydınlanma ve ilerlemeyle insanlık huzur ve refah iklimin egemen olduğu bir dünyada yaşayacaktık hepimiz! Bilimsel ilerleme ve laik-demokratik yönetim biçimiyle her türlü keyfi keyfiliğin, saltanatın ve yolsuzluğun önü kesilecek birey ve toplum sevgi ve barışla dolup taşacaktı ya, ne oldu bu hülyalarımıza?