Kendileri dindar insanların hayat tarzlarına en iğrenç şekilde, en acımasız derecede müdahale ettiler.
Üniversite öğrencisine yüksek öğrenimi, “Ancak başınızı açarsanız var” dediler.
Çünkü “başı açıkların hayat tarzı”nı dayatıyorlardı..
“Başı açık”lardan başka hiç kimseye, hayat hakkı tanımıyorlardı..
Kızlarımıza “hayat tarzı” dayatıyorlardı da, erkeklerimizi boş mu bırakıyorlardı?
Ne mümkün!
Erkeklere de “Bir sürprizimiz var!” diyerek kafayı çıkartıp, “Liseye İmam Hatipte başladı iseniz, yüksek öğrenimi unutun. Artık hukukçu da olamazsınız, doktor da olamazsınız, mühendis de olamazsınız. İsterseniz ağzınız ile kuş tutun, bu mesleklerin hepsini unutacaksınız” dediler..
Laikçilerin bu dayatmasına karşı çıkar yol ararken, 1970’lerdeki, “Fark dersleri vererek, lise mezunu sayılma ve lise diploması ile üniversiteye girme” akla geldi..
Laikçiler bu yolu da kapattı.
“Fark dersi vererek alınan diploma değil, örgün eğitimde okunulan İmam Hatipin diploması geçerli” dediler..
“Hayat tarzı dayatması”ndaki vicdansızlıklarını katmerleştirdiler..
Laikçi kardeşlerimiz, bunların hiçbirisini “hayat tarzına müdahale” olarak görmüyorlardı..
“Ama sizin bu yaptığınız, hayat tarzımıza müdahale. İnancımıza müdahale” dediysek de..
“Zıt Erenköy” dediler..
Devam ettiler:
“Cumhuriyet bu kardeşim, uyacaksın.. Boru mu bu.. Ya uyacaksın.. Ya da üniversiteyi de o meslekleri de unutacaksın” dediler..
Başka bir şey demediler!..
•
Şimdi gelmişler..
Düşüncemizi açıklamamıza..
“İçki kötü bir şeydir, içmeseniz!?” dememize..
“Yılbaşı eğlenceleri, kültür emperyalizminin bir dayatmasıdır. Biraz uzak dursanız” açıklamalarımıza..
Hop oturup hop kalkıyorlar..
Kalkarken öyle zıplıyorlar ki...
Uzay aracına falan gerek kalmadan, şıppadanak Ay’a, Mars’a, Merkür’e gidecek kadar enerji boşaltıyorlar..
Durun arkadaşlar, bir nefeslenin.
Panik yapmayın..
Biz size sadece kendi görüşümüzü açıklıyoruz..
Sizin yaptığınız gibi, “Herhangi bir tarihte meyhaneye gittiğinizi tespit edersek, üniversiteyi unutun..” demiyoruz. (İHL ile meyhaneyi kıyaslamak tabii ki çok vahim.. Ama bu acımasız çelişkiyi, başka nasıl anlatabilirim ki?)
Sizin 28 Şubat sürecinde yaptığınızı kendimize uyarlayıp, “Yılbaşı eğlenceleri sizin vazgeçilmeziniz ise.. Üniversitelerde hukuk, tıp, mühendislik fakültelerine gitmeyi unutun.. Sizlere barlarda görev verebiliriz, başka iş yaptıramayız” demiyoruz.
“Girdiğiniz imtihanda, yeterli puan alıyorsanız, hukukçu da olursunuz, doktor da, mühendis de.. Yeter ki, puanı tutturun. Yılbaşında eğlenmeniz, mini etek giymeniz, başınızı açmanız, hayat tarzınızın farklı olması.. Aldığınız puanı silmemize sebep olmaz” diyoruz..
Ama yine yaranamıyoruz..
Adamlar paranoyak olmuşlar.
“Hey kardeş. İçki içmesen? Bak sağlığın da pek iyi değil” deyince..
“Benim hayat tarzımı tehdit ediyorsun. Ne hakkın var, benim hayat tarzıma müdahale etmeye” diye başlıyorlar.
Susturabliirsen, sustur..
Sana müdahale eden yok.
Sana zorla bir şey yaptırmaya kalkan yok.
“Ya bu ya da şu” diyen yok..
“Bunu yaparsan, üniversitede okuma hakkın yok” diyen yok..
Topu topu söylenen, “Bunu içersen, sağlığın bozulur. Hem dinimizde de, içki haram! Yine de sen bilirsin, yani!”
Açın ekranları..
Açın gazete sayfalarını..
Hep aynı terane..
Söyledikleri özet olarak şu:
“Bu terörist saldırı çok farklı.. Diğerlerinin hepsinden farklı olarak, son saldırı ‘hayat tarzı’na müdahale.. İşte bu kabul edilemez!”
Dersiniz ki, “Terörist kimlik tespiti yapmış.. Hayat tarzı farklı olanları tek tek belirleyip, itirazlarını incelemiş.. Sonuçta hayat tarzı farklı olanları infaz etmiş..
Hayat tarzı öldürülmeyi gerektirmeyenlere(!) de, ‘Sizler evinize gidin’ demiş..”
Var mı böyle bir şey?
Yok..
Kapıdaki polisten tutun..
İşleri gereği orda bulunanlar da aynı saldırıda öldüler..
Bilmiyoruz, belki hayat tarzı Reina’da her gün eğlenmeyi pek doğru görmeyenlerden kaç kişi, o saldırıda ölmüştür..
Arkadaşını kıramadığı için... “Bir bakayım” diyerek.. Veya bir başka gerekçe ile o mekanda olup, ölenler listesine girenler yok mudur?
Tabii ki vardır..
Ama
Paranoyak olmuşlar..
“Bu saldırı bize.. Bizim hayat tarzımıza.. Artık bizi yaşatmayacaklar” diyorlar..
Tir tir titriyorlar..
Korkmayın arkadaşlar..
Titremeyin..
Bu ülkede sizlere yapılacak şey, en fazlası en fazlası, “Titreyin, kendinize dönün” demekten ibarettir..
Yoksa..
“Yılbaşında eğlendiniz, alnı size bomba..
İçki içtiniz, alın size kurşun..
Namaz kılmadınız, alın size kezzap..
vs.. vs..” şeklinde bir müeyyidelendirme hiç kimsenin hakkı da değil, yetkisi de..
Herkes, kendi yolunda gider..
Kendi düşüncesini açıklar..
Kendi istediği şekilde, başkasına zararlı olmayacak şekilde hayatını idame ettirir..
Bu anlamda, başkasına müdahale de etmez..
Anladınız mı, paranoyak arkadaşlar..
“Hayat tarzımız.. Hayat tarzımız..” diyerek..
Cevap veremediğiniz eleştirilerin altında ezilip, “Bize niye müdahale ediyorsunuz” diyerek, sanki fiziki bir müdahale varmış gibi, sağa sola sataşan çaresiz arkadaşlar..
Anladınız ise, sorun yok.
Anlamadınız ise..
Marş marş, bir psikoloğa!
Yeni Akit