Hayali Cemaat Değil Ümmet İçin Vatandaşlık

Bizim muhacir kardeşlerimiz ile bir hedefimiz var; onlarla özgürce hiçbir kısıtlamaya, tariz ve zorbalığa maruz kalmadan Halep ve Şam sokaklarında dolaşmak, camilerinde namaz kılmak ve evlerinde sohbet halkalarına katılmak.

Sinan Ön / Haksöz Haber

Türkiye’nin son yıllarda izlediği dış siyasetin dünya küresel sistemi içinde ayrık otu gibi durduğu aşikar. Cumhuriyet tarihi boyunca batıya endeksli politikalar yüzünden görülmeyen bu irade dünya egemen sistemleri tarafından pek hoş karşılanmamakta.

İşte bu ortamda “muhacirlere yönelik vatandaşlık hamlesini nasıl anlamalıyız?” sorusunu sormamız gerekiyor. Bu duruma ulusal, milliyetçi bir bakış açısı ile yaklaşamayacağımız gibi modern vatandaşlık tanımı üzerinden de değerlendiremeyiz.

Vatandaşlık açıklamasına; toplumun her kesiminden olumsuz tepkiler geldi. Erdoğan’ın kendi tabanının dahi bu durumu kabullenmekte zorlandığı gözleniyor.

Kavram Antik Yunan’da erkeklere ve elit bir sınıfa tanınan haklar ile diğerlerini dışlayan bir kökene sahiptir. Toplumsal statünün soy, ekonomik durum, dini hiyerarşi üzerinden belirlendiği bu toplumda vatandaşlık imtiyaz sahiplerini ayıran unsur olarak kullanılmıştır. 

Yazının Devamı >>>

Yorum Analiz Haberleri

Camiler Ermeni, Rum ve Yahudilere de satılmış
Sosyal medyanın aptallaştırdığı insan modeli
Dünyevileşme ve yalnızlık
Cuma hutbelerindeki prangalar kırılsın
Batı destekli spor projeleri neye hizmet ediyor?