Zekeriya Bey!Ergenekon davasına bakan mahkeme, AK Parti hakkında açılan kapatma davasının iddianamesini hazırlayan savcıların isimlerinin bildirilmesini istemiş.
Çok doğru bir araştırma..
Hukuk devleti için, olmazsa olmaz bir soruşturma..
Bakkaldan ekmek yürüten çocuğu yargılıyoruz da.. Durup dururken, bir siyasi partiye kapatma davası açan, görevini ideolojik görüşlerine alet edenleri niye yargılamayalım?
Ne yapılmıştı da, AK Parti için kapatma davası açmışlardı?
Başörtü yasağının, üniversitelerde kaldırılması için, anayasaya bir madde eklemesi yapmışlardı..
Sadece AK Parti oyları ile değil, MHP’li milletvekillerinin de oy desteği ile, 411 oyla kabul edilmişti, anayasa değişikliği..
Hemen akabinde, bizzat Yargıtay Başsavcısı’nın kendi beyanına göre, bu değişiklik “bardağı taşıran son damla” olarak gösterilmiş, AK Parti için kapatma davası açılmıştı..
Açtınız mı o davayı?..
Açtınız.
Şimdi de, size dava açılmasını, olgunlukla karşılayacaksınız.
Yok öyle, “Biz istediğimize dava açarız. Ama bize kimse dava açamaz” yollu efelenmeler..
Bal gibi de açılır.
Açılıyor da işte..
Bakmayın siz, soruşturmanın hedefinde olan savcıların, “Bizi hep dağıttılar.. Sürgüne yolladılar.. Bu soruşturma siyasidir” şeklindeki açıklamalarına..
Hiç de siyasi bir soruşturma değil.
Esas onların hazırladıkları iddianame siyasi idi..
Bir parti, seçime girmiş. Seçime girerken seçmene, “üniversitede başörtü yasağını kaldırma sözü” vermiş. Büyük bir oy oranı ile iktidara gelmiş. Akabinde de, muhalefet partilerinden birisi ile anlaşarak, 411 milletvekilinin desteği ile anayasada değişiklik yapmış.
Bu değişikliği, yani bir yasama faaliyetini, kapatma davasına dayanak yapmak, 4 sene sonrasında değil, hemen o an açılacak ceza davasının konusu olmalı idi..
Ama o yıllarda, yargının tepesi, zaten o kafaların elinde idi.
Onun için de, bir şey yapılamadı.
Yapılamadı ama..
Bizim hatırlatmalarımız kayıtlara geçti..
O tarihte; Başsavcı dahil, kapatma davasına katkıda bulunan tüm görevlilerin yargılanmaları gerektiğini belirtmiştik.
Yapılanın çok açık bir suç olduğunu, bunun en somut delilinin de, “bardağı taşıran damla” olarak tanımlanan başörtü yasağının kaldırılmasına oy veren MHP için aynı davanın açılmaması olduğunu belirtmiştik.
Öyle ya.. Başörtü yasağını kaldırmak suç ise.. Buna AK Parti de, MHP de destek verdi. Niye AK Parti’ye dava açıldı da, MHP’ye dava açılmadı?
Çok net bir suçüstü hali vardı..
Sadece bu delil dahi, Başsavcı ve davaya katkı sunanların mahkumiyeti için yeterli idi..
Olmadı.
Şimdi bu konu soruşturulmaya başlandı..
Soruşturulmaya başlanınca da, skandal kapatma davasına katkı sunanlar, savunmaya geçtiler:. Onlardan birisi de, YARSAV üyesi Zekeriya Sevimli. O tarihte Yargıtay Savcısı olarak kapatma davasına katkı sunan Sevimli, Cumhuriyet gazetesine şu açıklamayı yapmış: “AKP’nin ‘laiklik karşıtı eylemlerin odağı’ olduğu iddiası, Anayasa Mahkemesi’nin 10 üyesince ‘tescil’ edildi. Bir organizasyonun varlığı iddia ediliyorsa, 10 üyenin de bu varsayım gereğince (örgütsel) yapılanmanın üyesi olduklarını kabul etmek gerekir” demiş.
Hay ağzına sağlık, Zekeriya Bey..
Biz de, tam onu diyorduk zaten..
Ama bir kişi hariç.
O 10 kişi arasında bulunan Sacit Adalı, yıllarca bu ülkede, özgürlüklerin kısıtlanmasına karşı çıkan bir yüksek yargıç olarak tanınıyordu.
Ancak AK Parti kapatma davasında, ne oldu ise, fikrini değiştirdi..
Fikrini mi değiştirdi, yoksa tehditlere mi boyun eğdi?
İşte bunun da tespitinin tam sırasıdır..
O günlerde, kapatma yönünde oy kullanan üyelerin tamamının yargılanmaları gerektiğini söylemiştik zaten.
Onlar yargılanmamışlardı ama.. Biz o yazılarımızdan dolayı, bugün dahi yargılanmaya devam ediyoruz. Onun içindir ki, Sevimli Bey’in sözüne “Hay ağzına sağlık” diyoruz.
Yüksek yargıçlar da yargılansın..
Özellikle de Sacit Adalı üzerindeki baskı ortaya çıkarılsın.
Ki, hukuk devleti olduğumuza inanalım.
YENİ AKİT