Hatice Civelek: "Eşimin Cezaevinden Çıkmasını ve Tedavi Olmasını İstiyorum"

Cezaevindeki eşini ziyaret dönüşünde geçirdiği trafik kazasında 2 kızını, kayınpederi ve kayınvalidesini kaybeden Hatice Civelek, mağduriyetlerini dile getiren bir mektup kaleme alarak eşinin tahliyesini talep etti.

Hatice Civelek, eşi ve ailesinin yaşadıkları tam bir trajedi. Mağduriyetler bir yana, eşiyle görüşten dönüşte 2 kızı, kayınbaba ve kayınvalidesini yitirmişti. Hatice Civelek de eşi Evren Civelek de KHK ile meslekten ihraç edilmiş ve Evren Civelek cezaevine konulmuştu.

Derinleşen mağduriyeti üzerine bir mektup kaleme alan Hatice Civelek, yetkililerden hasta eşinin tahliye edilip tedavisinin yaptırılmasını istiyor.

Hatice Civelek’in mektubu şöyle:

Ben 1986 doğumlu Hatice CİVELEK. 15 Temmuz darbe girişiminden sonra 672 sayılı KHK ile ihraç olmuş bir sınıf öğretmeniyim. Eşim EVREN CİVELEK ise 5 Nisan 2017 tarihinde İstanbul’un Sultanbeyli ilçesinde bir devlet lisesinde Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmenliği yaparken gözaltına alındı. 7 Nisan günü ise tutuklanarak Ankara Sincan T Tipi CİK'na gönderildi. Oradan yaklaşık 40 gün sonra biz ikametimiz olan Düzce’ye sevk istemiş olmamıza rağmen Keskin CİK’na sevk edildi. Burada yaklaşık 3 ay kaldıktan sonra mahkemesi oldu. Mahkemede öğrendik ki koğuş içinden de bir şikâyet olmuş. Daha sonra bu şikâyetten de bir mahkeme açıldı ve mevcut mahkeme ile birleştirildi. Eşim ilk mahkemeden sonra tekli odaya alındı.

Belli aralıklar ile 6 duruşma görüldü. Hiç bir delil olmadan sadece itirafçıların ifadeleri ile mahkemeler ertelendi. Bu süreç boyunca da eşim sürekli Düzce’ye sevk istedi.

7 Aralık 2018 tarihinde ben, babam (Emin Balıkçı), kayınvalidem (Havva Civelek), kızlarım (Naime Berra ve Betül Civelek) Keskin’e eşimi görmeye açık görüşe gittik. Görüşten Düzce’ye dönerken Ankara Mamak’ta trafik kazası geçirdik. Kazada babam, kayınvalidem ve kızlarım hayatlarını kaybettiler. Ben ise çeşitli kırıklarla kurtuldum. Sırtımdaki omurga kırığından ameliyat olarak hastaneden taburcu oldum.

İnsanlar anne – babasını kaybetme, evladını kaybetme, sevdiklerinin yaralanması, işini kaybetme, özgürlüğünü kaybetme gibi olayların sadece birini yaşadığında bile ağır psikolojik sorunlar yaşarken eşim bunların hepsini aynı anda yaşadı. Bunun sonucu olarak da hem psikolojik hem de fizyolojik çöküş kaçınılmaz oldu. Eşim zaten şeker hastası idi. Yaşadıklarından sonra bu hastalığı çok daha ağır seyretmeye başladı.

Kazadan yaklaşık bir buçuk ay sonra 28 Ocak 2019 tarihinde Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davasında 7. duruşmada biri mevcut davasından diğeri birleştirilen davasından 12 yıl ve 13 yıl 6 ay olmak üzere toplam 25 yıl 6 ay ceza aldı. Gerekçeli karar okunduğunda tüm yargı mensuplarını hayrete düşüren bu karar yetmezmiş gibi 17 Ocak 2019 tarihinde, birleştirilen ikinci dava ile ayni konu ve iddianameye sahip 3. bir dava Kırıkkale 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde acildi. Bu mahkeme de hala devam etmekte.

Ben, evlatlarını, babasını, işini, sağlığını kaybetmiş bir kadın olarak sizden yardım istiyorum. Hayattaki tek dayanağım olan (ki eşim için de aynısı söz konusu) eşime çok ihtiyacım var. Eşim, ağır seyreden psikolojik rahatsızlıkları yüzünden aklını kaybetmek üzere. Ruhi problemlerin de zirveye çıkardığı fizyolojik problemleri de (şeker, kolesterol, vb.) eşimi çok zorluyor. Evlatlarının cenazelerinde bir arada olamayan, birbirine sarılıp ağlayamayan bizler gerçek manada zor günler geçiriyoruz. Eşimin cezaevinden çıkmasını ve biran önce psikolojik tedavisinin olmasını istiyorum. Bu konuda yardımlarınızı bekliyorum.

Hukuk Haberleri

Gazze eylemlerine hakaret eden Fatih Altaylı hapis cezası aldı
Sinan Ateş cinayeti davasında gerekçeli karar açıklandı
Mülakat sistemi yeni mağdurlar üretmeye devam ediyor: Yazılıda rekor kırdı, mülakatta yok sayıldı!
Bu ne acele! Suriyeli muhacirlere aile hekimliği uygulaması sonlandırılıyor
Cumaya giden işçisini ekmeğinden eden işveren müstehakını buldu