Hataydaki Kamp Haberleri ve Muhaberat

Ardan Zentürk, günlerdir bilinçli bir karalama kampanyasına tabi tutulan Suriyeli mülteci gerçeğini yazdı.

CHP, ulusalcılar, Kemalistler, sol çevreler ve medya tarafından dezenformasyon yoluyla yapılan karalama kampanyası son hız devam ederken Star yazarı Ardan Zentürk, kamplarda bulunan insanların mahiyetiyle ilgili bir yazı kaleme aldı. Zentürk, yazısında çaresiz insanları ve Türkiye’nin Suriye politikasını zor durumda bırakmaya dönük Muhaberat’tan ajanların da mülteci görünümüyle sorun çıkarmak için Hatay’a geldiğine dikkat çekiyor:

Kampların gerçeği

Ardan Zentürk / Star

Mülteci kampları, Suriye iç savaşının topraklarımıza taşıdığı bir gerçek. İnsanlar, yaşadıkları yerleri can güvenlikleri sağlanamadığı için terk ediyor ve çareyi bize sığınmakta buluyorlar. Ne yapalım? Sınırı kapatıp, hepsini kaderlerine terk mi edelim? Biz bu kadar mı bencil olduk, bu kadar mı günlük yaşamının dar sokaklarında kaybolup gitmiş Avrupalılar kadar dünyadan bi’haber, hatta bazen acımasız rotalara yönelmenin işaretlerini veriyoruz?

İnsanlar orada öldürülüyor!..

Kadınlar, çocuklar tecavüz ve ölüm tehdidi ile karşı karşıyalar.

Sivillerin yaşadıkları mahalleler savaş alanı. Ülkenin dört bir yanında kitle katliamları yaşanıyor. İnsanlar toplu mezarlara üst üste gömülüyor.

...Ve insanlar vahşetten kaçıyorlar...

Çok mu meraklı, evini-barkını bırakıp senin çadırlarına yerleşmeye? Sonunun ne olacağını bilmediği sürgün yaşamını kim yaşamak ister? Atasının toprağını, binbir zorlukla yaptığı evini terk edip, bir çadır kente yerleşen insanlardan söz ediyoruz. Ölümle yaşam arasındaki o çok ince çizgide kalmasa niye gelsin, niye bilmediği bir ülkenin insanlarının insafına sığınsın?

Kimler olay çıkartıyor

Yalnız Türkiye topraklarında değil, Lübnan’da da “Suriyeli mülteci gerçeğini” yakalamaya çalışmış bir insan olarak“meseleyi” aktarayım. Mülteci kamplarında dört farklı insan tipiyle karşı karşıyayız: 1- Saf değiştirmiş askerler. Bunlar yüksek korumalı kampta, dünya ile bağlantıları kısıtlı olarak yaşıyorlar.2- Ailesini kurtarmak için bize sığınmış olanlar, savaş bir an önce bitse de terk ettikleri evlerine dönseler düşüncesiyle son derece sakin bir yaşam sürüyorlar. 3- Serseri takımı. İşsiz/güçsüz. Kamptan ayrılıp bir şekilde Edirne’ye varmak oradan da Avrupa’ya kaçmanın hesaplarını yapıyorlar. 4- Suriye gizli servisi “muhaberat”ın sızdırdıkları. Bunlar “kadrolu sorun çıkartıcı” olarak adlandırılıyorlar.

İşimizin zor olduğu bu tabloda açıktır. Topraklarınıza gelen insanları, ancak, onları misafir ettikten bir süre sonra tam olarak anlayabiliyorsunuz. Kimsenin alnında “maceracı” veya “ajan” yazmıyor!..

Kamplarda ve çevrede sorun yaratanlar ağırlıklı olarak işsiz-güçsüz-ailesiz takım ile Muhaberat’ın elemanları. Türk yetkililer, bunlara karşı uyanık ve hızlı tedbir alabiliyor.

Şehir merkezlerine tedbir

Bölgedeki yetkililer ile görüştüm: “Hataylılar üzgün. Basındaki kampanyada, komşularına sırt çevirmiş insanlar gibi gösterilmekten de çok rahatsızlar. Ortada abartılan dedikodulardan başka bir olay da yok. Ama biz yine de tedbirler alıyoruz. Örneğin, zamanında pasaportuyla ülkemize normal giriş yapmış ve kent merkezlerindeki akrabalarında yaşayan Suriyeliler var, onlardan bile çadır kentlere gitmelerini istiyoruz. Bir de, çadır kentlerde kalmaları gerekirken kent merkezlerinde yaşamayı tercih etmiş olanlar var, onları en kısa zamanda bulunmaları gereken kamplara almayı hedefliyoruz. Bu insanların kent merkezlerinde yaşamaları kışkırtmalar açısından risk oluşturuyor. Rejim muhalifi görünümlü bir Muhaberat elemanının Türk vatandaşı bir Nusayri’yi darp etmesi bile büyük olay çıkartabilir, bütün bunları hesaba katarak çalışmalarımızı sürdürüyoruz.”

Genellemeler çok yanlış

Sözünü ettiğimiz iki grubun “sözde mültecileri” bölgede rahatsızlık yaratmış mıdır? Evet. Bu çok doğal, çünkü bölge insanı bu tür insanlardan kaynaklanan olaylar karşısında tepki de verebilir. Ama, bu insanların yarattıkları sorunlar nedeniyle bize sığınan ve tek hedefi “hayatta kalmak” olan masum insanları tartışmak? Hayır!..

Savaş çok sert

Suriye hesaplaşmasının dışa yansıyan yüzündeki “acımasızlığı” anlatmak için Lübnan’dan örnek vereyim. Lübnan hükümeti, topraklarına sığınan Suriyeliler için bizdeki gibi kamplar kuramıyor!.. Neden?.. Hizbullah baskısı...İran yanlısı örgüt, Suriyeliler’e resmi destek verildiği taktirde “harekete geçeceğini” söylemiş durumda. Canlarını zor kurtaran masum siviller Lübnan’da, bu ülkedeki Sünni nüfusun yaşadığı yerlerde başlarının çaresine bakmak zorundalar.

Nerede insanlık? Nerede Müslümanlık? Nerede “vicdan...”

“Aynı zihniyet” belli ki, Türkiye’deki kampları “kaşıma” derdinde...

İyi de... Niye alet oluyorsunuz?..

DİP NOT: Şu anda 15 bin mülteci Türkiye’ye girmeyi bekliyor. Yeni kampların kurulması nedeniyle girişler biraz yavaşlatıldı ama Suriye topraklarındaki mültecilere de elimiz uzanıyor. Tuvalet, yemek, su sorunları yine bizim tarafımızdan çözülüyor. Biliniz.

 

Yorum Analiz Haberleri

"Suriye'den bize ne?" yaklaşımını besleyen körlük
Suriye devrimine çarpık ve indirgemeci yaklaşımlar
Yılbaşında normalleşen haram: Piyango
Yapay zeka statükocu mu?: ChatGPT'de cevaplar neye göre değişiyor?
Devrim ile derinleşen kardeşlik: Suriye & Türkiye