Has-Der’de “Hz. İdris ve Hz. Nuh” Kıssaları İşlendi

Muş Has-Der’in bu haftaki konuğu, Muş Alparslan Üniversitesi öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Murat Kayacan, dernek salonundaki programda, Hz. İdris’i anlattı ve Hz. Nuh kıssasına bir giriş yaptı.

Kur’an’da Hz. İdris’ten adı verilerek iki ayette (Meryem, 19: 56; Enbiya, 21: 85) söz edildiğini söyleyen Kayacan, bu peygamberin doğru ve sabırlı bir peygamber olduğunu, günümüz İslam davetçilerinin de onu örnek alarak özü sözü bir ve davette sabırlı kimseler olması gerektiğini vurguladı.

Ardından Nuh kıssasını anlatan Kayacan, Hz. Nuh döneminde bulunan Vedd', Süvâ', Yeğûs', Ye'ûk ve Nesr' adlı beş putun (Nuh, 71: 23), aslında salih kimselerin anısına, onları temsilen yapıldığını belirterek, “Evlere büyük zat görülenlerin resimlerinin asılması, onların aşırı yüceltilmesiyle sonuçlanabilir ve bu, şirk tehlikesi de içerir. Hiçbir sevgi gözleri kör edip Allah sevgisinin önüne geçmemelidir. Allah’a doğrudan dua mümkün ve bunun tavsiye edilmesine rağmen, araya birilerini koyup dua etme putperestlerin putlara yükledikleri fonksiyonu çağrıştırmaktadır. İyi niyet önemlidir ancak her şey değildir. Nuh kıssası bu açıdan da ibretliktir.” dedi.

Tebliğde müjdelemenin yanında korkutmanın da önemli olduğunu vurgulayan Kayacan, “İnansın inanmasın, tebliğin muhatabı kim olursa olsun ‘Sizi Allah’ın azabıyla korkutuyorum.’ (Hud, 11: 25) diyen Hz. Nuh gibi insanları kötülükten vazgeçirme konusunda korkutmanın da rolü unutulmamalıdır.” dedi.

Hz. Nuh’un kavmini kendisine itaat etmeye (Nuh, 71: 3) de çağırdığını söyleyen Kayacan, bu itaati siyasetle de alakalı gören ileri gelenlerin Hz. Nuh’a muhalefet ettiğini, bu kesimlerin “ezilmişlerin” İslam’a eğilim göstermesinden rahatsız olduğunu, dolayısıyla hem ileri gelenlerin hem de ezilenlerin dinin mesajını kavradıklarının net olduğunu belirtti. Ayrıca Kayacan bu ayetten, dinin cami-iş-ev ile sınırlı bir hayatı öngörmediğinin ve toplumun her katmanının gündemine girmesi gerektiğinin çıkarılabileceğini söyledi.

Kayacan, “Kavminin ileri gelenleri: 'Biz seni açık bir sapıklık içinde görüyoruz' dediler.” (Araf, 7: 60) ayeti bağlamında da şunları söyledi: İnkârcılar, Müslümanları sapkınlıkla suçlayarak kendilerini temize çıkardıklarını düşünmektedirler. Bazı kesimler var ki kendileri güzel işler işlediklerini ortaya koyamasalar da “kendilerinin temiz kalpli” Müslümanların ise sapkın ve kötü kalpli olduklarını iddia etmektedirler. Halbuki kimin kalbinin temiz olduğu, kesin olarak bilinemez. Herkesin pratiğine bakılır. Dini yaşamadıkları halde kendilerini “en iyi dindar” gösterip Müslümanlara söylemedikleri hakareti bırakmayanların üzerinden, farzlar kalkmaz. Namaz, hac, oruç vs. tüm farzlar “kalbinin temiz olduğunu söyleyen” ama dinden uzak yaşayanlar için de farzdır. İnsanları sırf propaganda ile kandırdıklarını sananlar aslında kendilerini kandırmaktadırlar.

Sorular bölümünün ardından program sona erdi.

Etkinlik-Eylem Haberleri

Bursa’da Suriye devrimi ve Gazze konuşuldu
"Sürünün İçinde Dijital Dünyaya Bakışlar"
Başakşehir’den Gazze direnişine bin selam!
Adana Özgür-Der’de “Emperyalizm ve Siyonizm İlişkisi” konferansı düzenlendi
Özgür-Der Gençliği “İslami Perspektiften Psikoloji” kitabını değerlendirdi