Yanun köyünün diğer sakinleri gibi 47 yaşındaki Raşid Merar da vaktinin büyük bir bölümünü evlerinin etrafına kadar yaklaşan yerleşimcilerin saldırılarını engellemek için harcıyor.
Merar, işgal ordusunun tüm baskı ve engellemelerine rağmen köy halkının önünde direnmekten başka bir alternatifin olmadığını söylüyor.
İtmar yerleşim bölgesi 1982 yılında köylülerin itirazlarına rağmen köyün bağrına saplanmış ve köylülerin birçoğunu yerinden etmiş.
Merar, köyün tepelerinde kurulan askeri kulelerden İsrail ordusunun köydeki her türlü hareketi, geleni-gideni izlediğini anlatıyor.
Yerleşim kanseri
Raşid Merar, kanser olarak nitelediği yerleşim yerlerinin Yanun köyünün toplam 16 bin dönüm olan arazisinden 13 bin dönümünü kaplamış durumda olduğunu ifade ediyor ve Filistinlilerin topraklarına asker zoruyla el konulduğunun altını çiziyor. Merar geri kalan topraklara ise girişlerin izne bağlı olduğunu söylüyor.
İsrail işgal güçleri Yanun’u İtmar ve 2000 yılından sonra onun etrafında kurulan 5 diğer yerleşim birimiyle işgal etmiş durumda. Bazısına ‘Cedunim’ ve ‘Ulam’ gibi isimler verilmiş, bazısı ise ‘777’ ve ‘836’ şeklinde rakamlarla ifade ediliyor.
Merar, işgal ordusunun yerleşimcilerin tecavüzlerine göz yumduğunu, yerleşimcilerin insanlara saldırdığını ve bine yakın zeytin ağacını kestiğini de ekliyor.
İsrail bununla kalmayarak köyün çevresiyle irtibatını sağlayan ana yolu kapatmış. Ulaşımın sağlandığı tali yolu ise keyfi şekilde istediği zaman kapatıyor ve köylülerin hareketlerine büyük kısıtlamalar getiriyor. Bundan dolayı köye araçla ulaşmak ya da dışarı çıkmak çok pahalı.
İsrail, köylülerin tek geçim kaynakları olan hayvanlarını suladıkları ve otlattıkları alanları da kendilerine yasaklamış. Köylüler evlerinin bitiminden sonra sadece onlarca metreyle ifade edilebilecek bir alanda hareket edebildiklerini aksi takdirde İsrail askerlerinin ateşine maruz kaldıklarını söylüyor.
Yabancı aktivistler
Dünya Kiliseler Birliği’nin yardımıyla 2003 yılından bu yana destek amacıyla köyde kalan değişik yabancı aktivist gruplar bu hak ihlallerini ve yerleşimlerin genişlemesini gözlemliyor.
İngiliz vatandaşı Kenneth Hodgesn, Yanun’da yerleşim yerlerinin nasıl genişlediğini gözlemlediğini söylüyor. Hodgesn, yerleşim yerlerinin nasıl genişletildiğini şöyle anlatıyor: "Önce tellerden birinin üzerine karavanlar yerleştiriliyor. Daha sonra bu yere el konuluyor ve kısa bir süre içinde yerleşim inşası başlıyor."
Hodgesn, yerleşim yeri inşasını durdurmalarının mümkün olmadığını ancak köydeki varlıklarının köy halkı üzerinde rahatlatıcı bir etkiye sahip olduğunu söyledi.
Alman Christine Hellberlen, köydeki yabancı aktivistlerin gözlem ve belgeleme işlevi yerine getirdikleri görüşünde. Ona göre kameralar işgalcilerin silahlarından daha güçlü. Çünkü işgalcilerin skandallarını dünyaya duyuruyor.
Hellberlen, belgeledikleri olayları değişik hukuk örgütleri yoluyla yayınladıklarını; hükümetlerine, arkadaşlarına ve basına gönderdiklerini sözlerine ekliyor.
Yanun köyünün nüfusu; eğitim, ulaşım ve mescit gibi en temel ihtiyaçların karşılanamaması, İsrail’in sürekli tutuklamaları sonucu geçtiğimiz yıllar boyunca 170’den fazla kişinin köyü terketmesinin ardından şu anda 80 civarında.
Yanun köyü ahalisi Filistin yönetiminden yardım alamamaktan şikayetçi. Selam Feyyaz Hükümeti sırasında köylerinin ismi haritadan silinmiş. Bu da İsrail’in bölgeyi Yahudileştirmesini kolaylaştırmış.
( Al Jazeera /Atıf Daglis - Yanun köyü)