Haramları yadırgamayacak “gerçek” Müslümanlar aranıyor(!)

Kızılcık Şerbeti isimli dizide geçen diyalog oldukça sıkıntılı bir temsil biçimine işaret ediyor.

Abdurrahman Güner / HAKSÖZ HABER

Son yıllarda dindar-muhafazakar aileleri merkeze alan dram dizileri revaçta. Bu diziler doğallıktan ve sahicilikten uzak bir şekilde dindar aile yaşamını televizyona taşıyor. Misal olarak Star TV’deki imamın müezzin oğlunun seküler kadınla ilişkisini merkeze alan “Ömer” isimli dizinin danışmanlığını Emre Dorman yapıyor.

Emre Dorman herkesin malumu olduğu üzere “Kur’an’daki bilimsel mucizeler” içerikli kitap ve programlarıyla popülerlik kazanmış bir isim. Türkiye’yi modernleştirdiği için Atatürk’e rahmet okuyan Dorman’ın muhafazakar-dindar ortalama ile nasıl bir ortak noktası olduğu meçhul. Emre Dorman danışman olursa ortaya en fazla komik, içerikten yoksun bir dizi çıkabilirdi…

Kızılcık Şerbeti de Show TV’nin Ömer’i tabir-i caizse. Ramazan ayında bu tarz diziler haliyle Ramazan içerikli konulara odaklanıyorlar. Kızılcık Şerbeti de tıpkı Ömer gibi seküler aile-dindar aile çatışması etrafında inşa edilmiş. Dindar aileye gelin olarak giden seküler kız burada uyum sorunu yaşarken iki aile etrafında Türkiye’deki esaslı gerilim konularından birisi işlenmeye çalışılıyor.

Ancak bu öyle bir şekilde yapılıyor ki tamamen inandırıcılıktan uzak yapay bir atmosfer hakim. Dindar aile babasının bıyıklarını görenler ne demek istediğimizi anında anlayacaktır!

Kızılcık Şerbeti’nde Ramazan sebebiyle yaşanan içki sohbeti ise sosyal medyada ciddi tartışmalara sebep oldu. Kıvılcım isimli karakter ile “muhafazakar erkek arkadaşı” Ömer’in arkadaşlarıyla gittikleri iftar yemeğinde Ömer’in arkadaşının turistlerin içki içmesinden rahatsız olması Kıvılcım’ın tepkisini çekiyor.

"Mübarek Ramazan ayında içki içilmesinden" rahatsız olan kişiye “Türkiye laiklik için çok mücadele verdi” şeklinde tepki gösteren Kıvılcım, epey kendisini ifade edebilirken içki hassasiyetine sahip olan gürültü çıkarmaktan başka bir şey yapamıyor.

Burada ki aktarım biçimi oldukça karikatürize. Bunun rahatsız edici olduğunu kabul etmek lazım. Sosyal medyada da en çok bu duruma tepki gösterilmiş. Ancak bize kalırsa esas sorun bu ikilinin tartışmasına Ömer isimli karakterin yaptığı müdahale de saklı…

Kıvılcım’ın “muhafazakar erkek arkadaşı” Ömer “Ya arkadaşlar yapmayın lütfen, saçma sapan bir tartışmanın içindeyiz. Ben bugüne kadar din ve inanç üzerinden yapılan hiçbir tartışmanın sonuca vardığını görmedim” dedikten sonra “Yan masada ne yapıldığı beni ilgilendirmez. Ben kendime bakıyorum. Gerçek Müslüman yadırgamayandır” şeklinde sözlerini tamamlıyor. Bunları ifade ederken de kendisiyle aynı sosyo-kültürel zeminden gelen arkadaşına bakıyor.

Sol-seküler kesimin dini, insan eyleminden ve yaşantısından soyutlayarak “vicdan” adını verdikleri ve gerçekte ne olduğun kimsenin bilmediği bir şeye hapsetme tavrı oldukça kadim bir meseledir. Bu sayede din tüm ibadetleri, sembolleri ve tabir-i caizse tüm ruhuyla “kişi ile Allah arasındaki” bir şeye dönüşür.

Özetle harama haram, helale helal diyemeyen seküler bir din ortaya çıkmış olur. Kızılcık Şerbeti dizisi tüm Türkiye’ye haramları yadırgamayacak “gerçek” Müslümanlar olunması çağrısında bulunuyor. Iskaladığı nokta ise doğrudan İslam’ın ne olduğu ile alakalı.

Biz Müslümanlar “yadırgadığımız” için Müslümanız! Bu dine girebilmek “La” demek ile mümkün oluyor. Müslümanlar sadece kötü olarak gördükleri alışkanlıklardan kaçınmıyorlar. İçkiyi de fahşanın her türlüsünü de reddettikleri gibi insanları da bundan alıkoymayı kendilerine sorumluluk biliyorlar. Zira üstünlüğün ırk, cinsiyet, makam ve mevki ile değil Allah’a karşı sorumluluklarının bilincinde olmak yani takvalı olmak olduğunu Müslümanlar kendilerine din bellemişler! Bu bağlamda bizim yadırgadığımız şeyler çoktur. Bu noktada Müslümanların durdukları yerin modernliği içselleştirmiş kafalar tarafından anlaşılamaması Müslümanları duruşlarını sorunlu hale getirmez. Sorun anlama zorluğu çekenlerin havsalasındadır

“İslam’a giriş 101” şeklinde özetlenebilecek bu kadar esaslı bir mevzuyu laik-seküler kesim anlamamak için elinden geleni yapıyor. Temel çatışmanın sebebi bu. Bu sebeple Ömer karakteri gibi karaktersizleri “gerçek Müslüman” olarak lanse edip oluşturmaya çalıştığınız algı boşa kürek çekmekten başka bir şey değil. Daha inandırıcı şeyler bulmanız gerekiyor…

Yorum Analiz Haberleri

Meşru olanı savunursan karşılığını elbet görürsün!
Türkiye solu neden hala Esed rejimini savunuyor?
Sosyal medyada görünürlük çabası ve dijital nihilizm
İran aparatlarının komik antipropagandalarına vakit ayırmak bile coğrafya için zaman kaybı...
Nasıl ki ilk Müslümanlar tüm zorluklara rağmen direndiyse Gazzeliler de öyle direniyor!