HAKSÖZ HABER
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, İBB’nin İstanbul’da yaşanan kar yağışı konusundaki yetersizliği üzerinden oldukça enteresan bir tepki ortaya koydu. Üstelik tartışmaların üzerinden belirli bir zaman geçmesine rağmen gösterilen bu tepkinin tutarlılığı da tartışmaya açık.
"İstanbul'da yaşanan rezalet başka bir ülkede yaşansaydı o belediye başkanı bir dakika koltuğunda oturamazdı. Doğru olan İmamoğlu'nun affını isteyerek İBB'yi bırakmasıdır" sözleriyle Devlet Bahçeli İmamoğlu’nun istifa etmesi gerektiğini söylüyor.
İBB’nin yetersizliği ortadayken bunun neticesinde “görevden affını istemesini” beklemek epey hayalci bir yaklaşım. Devlet Bahçeli’nin akıl ve mantık dışı sözleri İBB Başkanının hatalarının üstünü de örtmüyor tabi ki! Netice olarak ortada bir “siyaset ve icraat” sorunu var!
Devlet Bahçeli sık sık “Türkiye çadır devleti değildir, kurumları vardır teamülü vardır!” diyerek kaç bin yıllık devlet geleneği ile övünüyor. Türkiye’nin gücünü ve meşruiyetini vurgularken devletçi, milliyetçi argümanları kullanıyor. Bunun yanında demokratik işleyişin öneminden dem vurmayı da hiç bırakmıyor!
Ancak her fırsatta muarızı olan siyasileri istifaya çağırıyor. Hatta MHP’li isimler istifanın da ötesinde tehdit dilini kullanmaktan da çekinmiyorlar. Hani Türkiye muz cumhuriyeti değildi?!
Öte taraftan “16 milyon için çalışıyoruz” sloganıyla “herkesin Ekrem abisi” imajına bürünen belediye başkanı şehre kaos hakimken büyükelçiyle balık restoranındaki yemeğini bile erteleyemiyor!
Ekrem İmamoğlu ve CHP’ye yakın isimler ise önce bu durumu yalanlıyorlar. Ardından şehirdeki onca sıkıntıya rağmen restoranda yemek planları yapmanın hikmetlerini topluma anlatmaya kalkışıyorlar. Önce yalanlayıp ardından övünmek ise en hafif ifadesiyle samimiyetsizliktir!
Sonuç olarak siyaseti engellemeye çalışan siyasiler ve icraat ortaya koyamayıp yalanlarla üstünü örtmeye çalışan yaklaşımlar Türkiye adına bugünden yarına karamsar bir tablonun ortaya çıkmasını sağlıyorlar! Şimdi tekrar sormak istiyoruz: Türkiye muz cumhuriyeti mi?