Hangi uygulama daha güvenli değil?

WhatsApp üzerinden başlayan tartışmalar gündemi meşgul etmeye devam ediyor. Peki, doğru sorular soruluyor mu?

Abdurrahman Güner / HAKSÖZ HABER

Türkiye’de mesajlaşma sistemlerinin güvenilirliği öncelikle ByLock soruşturmaları üzerinden başladı. FETÖ’nün mesajlaşma ağı olarak kullanıldığı iddiası üzerine telefonuna bu uygulamayı indiren birçok kimse niteliği değişmekle birlikte çeşitli mağduriyetler yaşadı. FETÖ’nün örgüt yapılanması içinde gizli mesajlaşmalar için ByLock’u kullanmış olmasını imkan dışı saymıyoruz. Ancak kimin FETÖ’cü olduğu için ByLock’u kullandığının çok iyi bir şekilde tespit edilmesi gerektiğinin altını çizmek gerek.

WhatsApp üzerinden başlayan tartışmalar ise gizlilik ve kişilik haklarının ihlali üzerinden tartışılıyor. Ancak ıskalanan mesele gizliliğin ve bireysel hakların içinde yaşadığımız kültürel kodlarda ne kadar mümkün olduğudur? Zaten her şeyimizi açık etmek üzerine yoğun bir duygusal şartlanmaya tabi tutuluyoruz. Mesele ise sadece WhatsApp ‘sizin verilerinizi alışveriş kullanımı için paylaşacağım’ diyerek yeni bir sözleşme önerdiğinde tartışma konusu oluyor. Enteresan!

Modernizm işleyiş mantığı gereği mahremiyetin ortadan kaldırılması ve imgelerin ‘estetik’ bir şekilde ifşa edilmesini istiyor. Kör göze parmak bir şekilde değil ‘incelikle’ gerçekleştirmek istediği bu mantığını sinema, reklamlar, televizyon, sosyal medya, cep telefonları vd. aracılığıyla dayatıyor. Bu sebeple WhatsApp’ın isteğinin 'devede kulak' kaldığını belirtmek gerek.

İşin en komik tarafı ise WhatsApp’ın yeni sözleşme önerisinin insanları ‘alternatiflere’ yöneltmesi. Şimdiden söylemek gerekirse WhatsApp’ı inşa eden mantık onun ‘alternatiflerini’ var eden mantıktan ayrı düşünülemez. Birbirinin üvey kardeşi olan uygulamalar arasında ‘Telegram benim fotoğraflarıma ulaşmak istiyor ama Signal istemiyor’ şeklinde bir yaklaşım geliştirmek anlamsız. Hepsi sizden bir şeyler istiyor. İstemeye devam edecekler!

Bu yaşananlar bize rahmetli Mehmet Zahid Kotku hakkında anlatılan bir anıyı hatırlattı. Televizyonun evlerde yaygınlaşmaya başladığı dönemlerde mesele Müslümanlar için epeyce tartışma konusu olur. Televizyonun menfi etkisine dikkat çeken Zahid Kotku’ya bir takım eleştiriler yöneltilir. Bir imam, “Televizyon olsa evde, ne manii vardır? Düğmesi yok mu düğmesini çeviririz, istemediğimiz sahneyi kapatırız,” dediğinde Mehmet Zahid Kotku devam eden tartışmaların verdiği sıkıntıyla hiddetlenerek, “Onu yapmak için evliya olmak lazım!"1 cevabını verir.

Ya hiçbir uygulamayı kullanmayalım ya da birbirinin alternatifi olmayan uygulamalar arasında birbirimizi tercihe zorlamayalım. Asıl zor olan şeyi yapmaya çekinip küçük tartışmalar etrafında gündemimizi sığlığa hapsetmeyelim!

 

[1] Aktaran, Vejdi Bilgin, “Adım Müslüman!”, Beyan Yayınları, s. 44

Teknoloji Haberleri

AB, uydu internet sistemini hayata geçirmeye hazırlanıyor
Google Maps'in yönlendirdiği bitmemiş köprüde 3 kişi hayatını kaybetti
Türkiye'nin ilk kuantum bilgisayarı faaliyete geçti
ChatGPT artık bilgisayarlardan da konuşabilecek
Yapay zeka destekli arama motorları ırkçılığı teşvik ediyor