"Cemaatin darbe yapacak kabiliyette olmadığı" söylemlerine karşı çıkan Avcı, "Ben bu işin tersini iddia ediyorum; bu işi öyle becerdiler ki bu darbenin yapılış biçimiyle ilgili dünya istihbaratı örnek alıp öğrenmeye kalkacaktır. CIA de KGB de başka istihbaratlar da 'nasıl yapılıyormuş, böyle bir dini teşkilat, böyle küçük bir grup böyle güçlü bir devlette bunu nasıl yapabiliyormuş' deyip bu yöntemi öğreneceklerdir" diye konuştu.
Avcı, üyelerini devletin kritik kurumlarına yerleştiren cemaat için "Bu adamları basit almamak lazım" değerlendirmesini yaptı.
Darbe girişiminin ordu içindeki cemaatçi subaylar tarafından değil, bizzat cemaat tarafından planlandığının altını çizen Avcı, "Bu tamamen cemaat tarafından yürütüldü. Cemaatin en üst liderinin haberi olmadan yaprak kımıldamaz. Ana karar verici odur" ifadelerini kullandı.
Avcı, 15 Temmuz darbe girişimi için de "17-25 Aralık'tan sonra bu ikinci darbe" dedi.
Hanefi Avcı'nın açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle:
"Türkiye'deki en ciddi sorun yaşadıklarımız bilinmesine rağmen, cemaatin ve devlet içindeki varlığının iyi anlaşılamaması. Bugün de iyi okunamıyor. Cemaate bağlı askerler ihtilal yaptı deniliyor. Bu tamamen cemaat tarafından planlandı. Cemaat baştan bu yana devlete hakim olmayı ve toplumu yönlendirmeyi düşünüyor.
Biz polis, asker ve yargıdaki yapılanmayı gördük ama diğer kurumlardakini görmedik. Devletin kurallarını uygulayacak kendine muhalif olabilecek memurlar bertaraf edildi. Bunu o kadar ustaca yaptılar ki. Biz bunu daha açık yaşayanlardanız. Askerler bunu daha ağır yaşadı.
CEMAAT KİLİT NOKTALARA YERLEŞTİ
Cemaat sayısal çoğunluktan çok elemanlarını kilit noktaya yerleştirdi. Aslında toplumda büyük bir karşılığı yok. Orduda da köşe noktaları elde ediyor. Böylesine köşe noktalar elde edildiği için sayılarının 10 katı kadar etkileri oluyor.
Emniyetteki bir daire başkanı üste bağlı sanıyorsunuz ama mesela bir öğretmene bağlı olabiliyor. Devlet kurumlarındaki gibi hiyerarşik bir yapılanma yok. Azımsanmayacak bir asker var. Buna yakın emniyet mensubu var. Ama bu zamana kadar ciddi bir istihbarat yok. Bu kadar bilgiye rağmen dışarı bilgi sızmıyor.
CEMAAT KENDİ İÇİNE KAPALI
Cemaatin kendi içinde bir kapalılığı var. Üyelerin dış dünya ile irtibatı kesiliyor. kendilerini farklı bir sınıf olarak gören bir anlayış var. Hocayı da ilahi güç tarafından seçilmiş üstün kişilikli bir insan olarak tanıyorlar. Cemaatin kadro kaynağı bilinmezse olaylar anlaşılamaz.
BİLGİLER ÖNCE CEMAATE SONRA KAMUYA SIZAR
Cemaat içerisinde her konuda bilgi akışı vardır. Önce cemaate sonra kamuya akar bilgiler. Bir istihbarat zaafiyeti var ama istihbarata gerek olmayacak kadar bilgi de var. Sadece ben 2 kitap yazdım. Asker arkadaşlar birçok kitap yazdı. İstihbarat alamıyoruz ama aldığımız bilgileri iyi değerlendiremiyoruz.
Orduyu tamamen ele geçirdiler diyen birçok asker arkadaş var. Türkiye'de ciddi bir güvenlik zaafiyeti var. Belki bu olaylar bize bunu gösterir. Aslında bugün fotoğraf ortada ama biz bunu iyi analiz edemedik. Biz 2 yıl önce bu askerlerin bir kısmını ekarte etseydik, yargı mensuplarının bir kısmını uzaklaştırsaydık bu kadar ağır yaşamazdık.
17-25 ARALIK SÜRECİNİ ONLAR YÖNETTİ
Cemaat emniyette, MİT'te yer aldıkları için istihbartın kullandığı yöntemleri iyi biliyorlar. Cemaat neden güçlüydü? Kadroları ele geçirdikleri için devlete karşı kullanıyorlardı. 17 Aralık'tan sonra bunlar uzaklaştırıldı. Bu nedenle bu olayı hafif atlattık. 17-25 Aralık'ı tamamen bu insanlar yaptı. Bugün de bu ihtilali bu adamlar yaptı.
Cemaat önce adım adım mesafe aldı. mevcut iktidara alternatif hale geldi. Cemaat üstünlüğü kendi almak istedi. Türkiye'ye tamamen hakim olmak istiyorum deyip 17-25 Aralık'ı uyguladı. 17-25 Aralık'tan sonra bu ikinci darbe. Panikleyerek operasyonu öne aldılar. İlk operasyonla birlikte devlet tedbir aldı ve tehlikeyi püskürttü.
DARBE GİRİŞİMİ ACEMİ BİR TAVIR DEĞİL
Darbe girişimi de öne alındı. Hiç acemice bir hareket değil. Ummadıkları şeyler hesaplarını bozdu. Burada yine panikliyorlar. Darbe başarılı olsaydı Yargıtay ve Danıştay'a tamamen hakim olacaklardı.
Gece 03.00'te planlanan darbenin erkene alınması planı bozuyor. Gece 03.00'te başlasaydı. Cumhurbaşkanı ve Başbakan gece gözaltına alınsaydı. Bu darbe başarılı olabilirdi. Başarısız olmaları onların hataları değildi. Plan bozulduğu için sendelediler. Meşru güçlerin harekete geçmesiyle bu oyun bozuluyor.
"DARBEYİ YÜRÜTEN AKIL, CEMAATTİ"
Bu tamamen cemaat tarafından yürütüldü. Cemaatin en üst liderinin haberi olmadan yaprak kımıldamaz. Ana karar verici odur. İnsanlarımız 'cemaat bunu yapamaz, bu kabiliyette değil' deyip başka başka yerden medet umuyorlar. Yok arkasında Amerika var, CIA var...
Ben de bu işin tersini iddia ediyorum; bu işi öyle becerdiler ki bu darbenin yapılış biçimiyle ilgili dünya istihbaratı örnek alıp öğrenmeye kalkacaktır.
CIA de KGB de başka istihbaratlar da 'nasıl yapılıyormuş, böyle bir dini teşkilat, böyle küçük bir grup böyle güçlü bir devlette bunu yapabiliyormuş' deyip bu yöntemi öğreneceklerdir. Bu adamları basit almamak lazım.
"DOĞRU TESPİTLER YAPILMALI"
Cemaat çok gözde büyütülmeye gerek yok ama doğru anlar ve doğru karar verirsek cemaati pasifize ederiz. Yanlış yorumlarsak olamz. Bunu yapan cemaatin ta kendisidir. Bir darbe hareketı olduğunu anladığım zaman hiçbir hareket aklıma gelmedi, cemaattir dedim. Beklenti de vardı zaten.
Cemaat bu kadar güçlüyken ordunun komuta kademesinde darbe yapmasına müsaade etmezdi. Komuta kademesi kendi ihtilal yapmaya kalksa ona müsaade edilmezdi.
Kısa sürede bunu ayıklamak lazım. Bu olaylara karışmayan mani olmuş birçok değerli TSK subayı vardır. Bu işi hukuk çerçevesinde ayıklamak lazım."
HANEFİ AVCI KİMDİR?
Ağustos 2010'da çıkan kitabında Gülen cemaatinin emniyette örgütlendiğini ve yasadışı faaliyetlerde bulunduğunu yazan Avcı, 28 Eylül 2010'da Devrimci Karargah örgütüne yardım etmek suçlamasıyla tutuklanmıştı. 15 yıl 4 ay hapis cezası alan Avcı, AYM'nin hak ihlali kararının ardından 20 Haziran 2014'te tahliye olmuştu.
Kaynak: NTV, Hürriyet