Yeni Şafak'tan Cihat Arpacık, Halep direnişinin en kritik cephelerinden biri olan Handerat'a girdi.
***
Handerat, Rusya ve Esed uçaklarının ağır bombardımanları nedeniyle âdeta hayalet kente döndü. Köyde sivil yok. Esed rejim güçleri ile direnişçiler birkaç yüz metre uzaklıkta mevzi tutuyor. Esed’in en büyük avantajı, Rusya’ya ait ağır bombardıman uçakları ile ısı güdümlü füzeler.
Azez-Halep yolunu keserek direnişçilerin dış dünya ile bağlantı kurduğu iki hattan birini yok eden rejim güçleri şehri kuzeyden de kuşatıp ikinci insanî yardım yolu olan Kastillo'yu ele geçirmek için bu cepheden şehre doğru yükleniyor.
Mutfak Tüpünden Bomba
Kısıtlı imkânlarla rejim güçlerine karşı direnmeye çalışan direnişçiler Esed mevzilerinin bulunduğu bölgelere mutfak tüpünden yaptıkları bombalarla saldırıyor.
İki yıldır direnişçiler için “cehennem topu” adı verilen silahlardan üreten Ömer, “Allah ilim öğretendir, bana da bu ilmi öğretti.” diyor.
“Esed Rejimi Kimyasal Bombalarla Çocukları Öldürdü”
Suriye’den uzakta bazı gazeteci ve siyasîlerin “cehennem topu” üreten direnişçileri “insanlık suçu” işlemekle itham ettiklerinin hatırlatılması üzerine Ömer'in cevabı şu oluyor:
“Biz bu silahları sivillere değil bizimle savaşanlara karşı kullanıyoruz. Eğer bu silahı kullanmamızı istemiyorlarsa bize de Rusya’nın bize attığı yüz binlerce dolarlık füzelerden verebilirler. Esed rejimi kimyasal bombalarla çocukları öldürdü, yerleşim yerlerini yok etti. Önce onlara karşı eleştiride bulunsunlar, canlarını ve vatanlarını savunanları rahat bıraksınlar.”.
“Halep Düşerse Vahşiler Kazanır, İnsanlık Kaybeder”
Direnişçi komutan Ebu Leys ise Halep savaşının en kritik günlerine girdiğini anlattı:
“Halep'i kaybetmemek için elimizden ne geliyorsa yapacağız. İmkânlarımız kısıtlı, evet ama hiçbir şeyimiz kalmazsa ellerimizi kullanacağız. Biz Halep'i kaybedemeyiz. Halep düşerse Suriye devrimi diye bir şey olmaz. Vahşiler kazanır ve insanlık kaybeder.”.
Kaynak: Yeni Şafak