Hamas Siyasi Büro üyesi Basim Naim bugün yaptığı basın açıklamasında şunları söyledi: "Ne yazık ki, Sayın Wennesland, saldırgan ile saldırıya uğrayanı eşit tutan aynı dili kullanmakta ısrar ediyor, uluslararası hukuku açıkça ihlal ediyor ve hatta Filistin'deki birçok BM örgütü tarafından ifade edilen BM'nin resmi tutumunu da aşıyor."
Naim, Wennesland'ın durumu daha da ileriye götürerek işgalin, Filistinlilere her bölgede saldırısını meşrulaştırmak için ileri sürdüğü anlatıyı benimsediğini belirtti.
Wennesland'ın beyanlarındaki yanlışlardan ve aşırılıklardan biri olarak, sığınaklar, sivil binalar ve BM merkezleri ile ilgili olarak işgalin anlatısını benimsediğini ve bunların askeri amaçlar için kullanıldığını iddia ettiğini söyledi. Bu, işgalin herhangi bir kanıt göstermeksizin sürekli tekrarladığı bir iddiadır ve bu da işgale sivilleri bombalamaya ve öldürmeye devam etmesi için bahaneler sunuyor.
Wennesland ayrıca, işgalin Batı Şeria'daki Filistinlilere yönelik saldırılarını, direniş güçlerini takip etme bahanesiyle insanları öldürme ve evlerini başlarına yıkma gerekçesini kabul etti. Naim, son yıllarda Batı Şeria'daki sokaklarda, sokak aralarında ve evlerde herhangi bir gerekçe olmaksızın sadece ülkelerinde yaşayan 20 binden fazla Filistinlinin sırf Filistinli oldukları için öldürüldüğünü hatırlattı.
Naim, Filistin halkının işgale karşı direnişini terörizm olarak nitelendirirken, yerleşimcilerin ordu ve hükümet bakanlarının koruması altında uyguladığı devlet terörizmini şiddet olarak tanımladığını belirtti.
Ayrıca, Wennesland'ın, direnişin elindeki İsrailli esirlerin yaşadığı zorluklardan tutkuyla bahsederken, onlarca yıldır insanlık onuruna yakışmayan koşullarda yaşayan ve özellikle 7 Ekim'den sonra işgal devletinin cezaevlerindeki esirlere karşı uyguladığı korkunç ve ahlaksız uygulamaların basına yansıdığı ve herkesin bildiği Filistinli kadın ve çocuk esirlerin yaşadığı sıkıntıları görmezden geldiğini ifade etti.
Naim, Wennesland'ın, İsrail'in BM Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı'nın (UNRWA) Filistin topraklarındaki faaliyetlerini zayıflatma ve hatta tamamen ortadan kaldırma girişimlerini, özellikle Gazze Şeridi'nin içinde bulunduğu en büyük insani kriz karşısında sürekli olarak görmezden geldiğine dikkat çekti.
Son olarak Naim, "Bunlar, brifinglerinde yer alan ve birden fazla kez tekrarlanan yanlışlardan sadece birkaçı olup, bunun bilinçli ve kasıtlı bir politika olduğunu göstermektedir. Bu nedenle, Sayın Wennesland'ı bu yanlışlardan dönmeye ve uluslararası hukukun ve BM politikalarının referans alındığı bir uluslararası arabulucu olarak kendisine verilen görev sınırlarına uymaya çağırıyoruz" dedi.