Hama Katliamının görgü tanığı yaşadıklarını anlattı

Suriye'de Hafız Esed'in 1982'de Hama'da yaptığı katliamın görgü tanıklarından Cuma Huri, "Rejim güçlerine av olmamak için kardeşlerimizin cesetlerine basarak kaçtık. O anı hiçbir zaman unutamıyorum." dedi.

Suriye'de 1982'deki Hama katliamının görgü tanığı Cuma Huri: Kardeşlerimizin cesetlerine basarak kaçtık

Dünyanın unuttuğu 1982'deki Hama katliamının canlı tanıklarından Cuma El-Huri, katliamın 39. yılında yaşadıklarını AA muhabirine anlattı.

68 yaşındaki Huri, 2 Şubat 1982 sabahında mahallelerini ve diğer semtleri hedef alan topçu atışı ve bombaların sesine uyandıklarını söyledi.

Katliamdan günler önce ordu ve güvenlik birliklerinden oluşan rejim güçlerinin kent merkezini ablukaya aldığını belirten Huri, "9'uncu gün ordu bizim semte girdi. O gün erkekleri kimlik sormadan evlerinden tek tek çıkarıp bir yerde topladılar. Üzerimizi aramaya başladılar. Saatlerimizi, paralarımızı ve neyimiz varsa hepsini elimizden aldılar." ifadesini kullandı.

O günlerden bahsederken gözleri dolan yaşlı adam, "belleğine kazınan vahşet sahnelerini" şu sözlerle anlattı:

"Bizi 5'er kişilik gruplara ayırıp ayaklarımızda ne varsa çıkarttılar. Buradan bizden valinin konağına doğru koşmamızı istediler. Biz emirlere uyarken, orada Saraya Difa (Savunma taburları) birlikleri vardı. Biz koşarken onlar da bize ateş etmeye başladı. Konağa vardığımızda sayımız çok az kalmıştı. Oradan kentin dışına kaçmayı başardık ama bizi takip edip çok sayıda kişiyi vurdular."

"Biz koşarken onlar da bizi arabalarla takip edip avlıyordu"

Huri, o gün yaşanan katliamı hiçbir zaman unutamadığına dikkati çekerek, "Rejim güçlerine av olmamak için kardeşlerimizin cesetlerine basarak kaçtık. O anı hiçbir zaman unutamıyorum. Mahşeri andıran bir gün gibiydi. Biz koşarken onlar da bizi arabalarla takip edip avlıyordu. Yaşadıklarımız tıpkı unutulmaz bir yara gibiydi." diye konuştu.

Kentin dışında günlerce aç susuz kaldıklarını dile getiren Huri, "Korkudan saklanacak yer arıyorduk. Yağmur ve karın altında günlerce kentin dışındaki arazilerde saklandık. Olaylar sakinleşince kente döndük." dedi.

O günlerde internet ve telefonların olmaması nedeniyle yaşananların dünyayla paylaşılmadığına işaret eden Huri, ordu birliklerinin bombardımanı sonucu şehrin harabeye döndüğünü söyledi.

Huri, katliamda akrabalarından 13 kişinin can verdiğini belirterek, pek çok ev ve caminin ise patlayıcılarla yerle bir edildiğini kaydetti.

"Cesetlerin kokusu sokakları sarmıştı"

Bombardıman, idam ve infaz sonucu ölenlerin cesetlerinin günlerce sokaklarda kaldığını belirten Huri, "Kimse gidip sokaktaki cesetleri toplayamadı. Cesetlerin kokusu sokakları sarmıştı. Ordu, katliamın ardından cesetleri iş makineleriyle toplayıp arabalarla taşıdı. Ölen 40 bin sivil, toplu mezarlara defnedildi. Halkımızı sokaklarda infaz ettiler." ifadelerini kullandı.

Huri, katliamın sorumlularının pek çocuğunun halen hayatta olduğunu ve hiçbirinin ise yargılanmadığını vurgulayarak, "Bu durum bizi çok üzmekle beraber çok da rahatsız ediyor. Bizler de insanız, haklarımız yok mu? Bizden 40 bin şehit gitti o dönem, hani haklarımız?" dedi.

"Hayvanlar için kuruttuğumuz ekmekleri ıslatıp yedik"

Ordu birliklerinin, kent merkezini bombalamaya tutmadan önce günlerce kuşattığını aktaran Huri, "Abluka boyunca korkudan dedemin evinde toplanmıştık. 9 gün boyunca ablukayı yaşadık. Ekmek yoktu, hayvanlar için kuruttuğumuz ekmekleri ıslatıp yedik. O karanlık günlerde çocuklara süt bulamıyorduk." diye konuştu.

Suriye İnsan Hakları Ağının katliamın 39. yılına ilişkin hazırladığı özel raporu

Suriye'de sivillere yönelik hak ihlallerini belgeleyen Suriye İnsan Hakları Ağı (SNHR), söz konusu katliamın 39. yılına ilişkin hazırladığı özel raporunu, AA muhabiriyle paylaştı.

Abluka ve katliamdan kurtulan görgü tanıklarının ifadelerine dayandırılarak hazırlanan raporda, "Rejim güçleri, büyük katliamdan aylar öncesinde kentteki halk üzerinde baskısını artırdı. Kentin dört bir yanında kontrol noktaları oluşturuldu. Sivillerin evlerine neredeyse her gün baskınlar düzenleniyordu. Çok sayıda sivil idam edildi, çok sayıda da ev patlatılarak yerle bir edildi." ifadelerine yer verildi.

Raporda, katliamdan birkaç gün önce Hafız Esed'in kardeşi Rıfat Esed komutasındaki ordu birliklerinin, güvenlik güçlerinin ve Baas Partisi'ne bağlı toplam 20 binlik askeri gücün kenti ablukaya alarak giriş-çıkışları kapattığı bilgisi paylaşıldı.

Rejim güçlerinin kentin önde gelenlerini kasıtlı olarak hedef almaya başladığı belirtilen raporda, bu kişilerin bir kısmının alıkonularak işkenceler yüzünden hayatını kaybettiği ifade edildi.

1982 Hama katliamının bilançosu

Raporda, o dönem en fazla 325 bin sivile ev sahipliği yapan Hama il merkezinde 2-28 Şubat 1982'de gerçekleşen katliamda en az 30 bin sivilin can verdiği, alıkonulan binlerce sivilden en az 17 bininden ise haber alınamadığı bildirildi.

Humus'daki Tedmur (Palmira) Hapishanesine götürüldükleri düşünülen ve daha sonra haber alınmayan söz konusu kayıp kişilerin aileleri ise yakınlarının tasfiye edildiğini düşünüyor.

Rejim güçlerinin havadan ve karadan düzenlediği saldırıları ve patlamalar sonucu El-Asida, Es Sehhane, El-Kilayniyye, Ez Zenbak , El-Hayriyya ve El Başuriyye gibi semtler yoğun olarak hedef alınırken, kent merkezinin yaklaşık üçte biri yerle bir oldu.

Katliamda 88 mescit, 3 kilise ve çok sayıda tarihi eser de tahrip edildi.

Kaynak: Ahmet Karaahmet-Ethem Emre Özcan / AA

Suriye Haberleri

Ahmed el-Şaraa: Türkiye her zaman Suriye'nin yanında yer aldı, bunu unutmayacağız
Hakan Fidan: Doğru tarafta yer almış olmanın haklı gururunu yaşıyoruz
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Suriye devrim lideri Ahmed el-Şaraa ile görüştü
İşgalci Çin’den Suriye’nin yeni yönetimine Uygur küstahlığı
Suriye'de 14 yıl sonra köyüne kavuşan Semir Akça evini mayınlarla çevrili buldu