Hama katliamının 40.yılı: Baas'tan başka efendi yoktur!

Hama Katliamı'nda on binlerce Suriyeli Baas diktatörlüğü tarafından acımasızca katledilmişti. 40. yılına giren katliamın farklı şekillerde devam ettiği Suriye'de yaşananların Baas rejimini savunanlara hiçbir şey öğretemediği görülüyor.

Fatih Demir/HAKSÖZ HABER

Bundan 40 yıl önce 2-28 Şubat 1982’de Suriye'nin Hama kentinde büyük bir katliam gerçekleştirildi. Hafız Esed’in yaptığı ve resmi kayıtlara göre 40 bin kişinin öldürüldüğü Hama Katliamı hafızalardaki tazeliğini korurken, katliamda 800 bin Hamalı da mülteci durumuna düştü. 

Beşşar Esed katilinin babasından miras aldığı katliamları sürdürmeye devam ettiği Suriye'de bugüne kadar milyonlarca insan hayatını kaybetti. Milyonlarcası zorunlu göçe tabi olurken, milyonlarcası da kalıp rejimden uzak veya kurtarılmış bölgelerde yaşamını sürdürmeye çalışıyor.  

Hafız Esed takvimler 2 Şubat 1982 gününü gösterdiğinde, tarihe Hama Katliâmı olarak geçen bir insanlık vahşetinin imza attı. Suriye'nin Hama kentinde Müslüman Kardeşler yapılanmasını bastırmak maksadıyla gerçekleştirilen saldırılarda kimyasal silahlar kullanılmıştı.

Hafız Esed'in kardeşi Rıfat Esed'in özel kuvvetleri Hama'ya gönderilerek şehir önce havadan bombalanarak dümdüz edildi. Ardından Hama'ya piyadeler ve tanklar girdi. Eski şehir merkezini havadan bombalayan Esed ailesi, 3 hafta boyunca topçu atışları ile şehirde saklananlar da dahil olmak on binlerce kişiyi öldürdü. 

Uluslararası Af Örgütü'ne göre ölenlerin sayısı 10.000-25.000 arasında iken gerçek rakamın bugüne kadar 40 ila 70 bin arasında olduğu belirtiliyor.

Şehrin altını üstüne getiren Esed, yakaladığı insanlara işkence ettirerek katletti. Toplu idamların gerçekleştiği şehirdeki ayaklanmalar bahane edilmiş ve Müslüman Kardeşler'in varlığından rahatsızlık duyulmuştu. Bir şehri yok eden Baas iktidarı yıllardır iktidarı uğruna Müslümanların kanını akıtmaya devam ediyor. 

Doğmamış bebeklerin ve çiftlik hayvanlarının dahi öldürüldüğü katliamdan sağ kurtulanlar, yaşatılan acıları hala dün gibi hatırladıklarını ifade ederek, Esed ailesine bugün dahi destek verenlerin Allah'ın gazabından kurtulamamalarını temenni ediyorlar. 

Geçtiğimiz yıl Anadolu Ajansı'na Hama Katliam'ından sağ kurtulan Nacih Aziz bir röportaj vermiş ve yaşanan acıları unutamadığını ifade etmişti. 

Aziz, rejime bağlı askerlerin kent merkezine girdikten sonra erkekleri bir araya toplayıp, silahlarla tarayarak katlettiğini, askerlerin, katliamın ardından caddelerdeki cesetleri odun gibi kaldırıp bir yerde topladığını, Hadir bölgesindeki eski Halep yolu üzerine cesetleri yığdığını hatırladığını söyledi. 

Aziz, rejim askerlerinin toplu infazlarla şehri kana buladıklarını anlatarak "Askerler, Hama'da eski Halep yolu üzerinde o dönem yeni yapılan Zeyd bin Sabit Camisi'nde namaz kılan sivilleri toplu infaz ettikten sonra cesetlerini ateşe verdiler. Ayrıca zihinsel engelli 2 kadını tarayarak infaz etmelerini unutamıyorum." dedi.

Cesetlerin üzerine basarak kaçtıkları günleri anlatırken gözleri dolan Aziz, "Hamilelerin karnını açan askerler, doğmamış bebekleri terörist diyerek öldürüyordu. Öldürdükleri kadınların da kollarını keserek altınlarını çalıyordu." ifadeleriyle yaşanan acımasızlığı hala hatırladığını aktardı. 

Katliamda 88 cami, 3 kilise ve çok sayıda tarihi eser de tahrip edilirken, Suriye İnsan Hakları Ağının (SNHR) raporuna göre, Hama il merkezinde 2-28 Şubat 1982'de gerçekleşen katliamda en az 30 bin sivil can verirken alıkonan en az 17 bin sivilden ise hiçbir zaman haber alınamadı.

Hama katliamına imza atan rejim yetkililerinin yargılanmamasından tutun da bugün dahi oğul Esed'in katliamlarına kadar Suriye'de yaşanan acılara seyirci kalan bir dünya olduğu görülüyor. 

Baas, diktatörlüğünü yıllardır Suriye halkına kabul ettirmek için her türlü zalimliğe başvurdu. Elbet bir gün Baas'ın da sonu gelecek!

Hama Katliamı'nı ve katliamın amacını anlatan bir görsel,

Yorum Analiz Haberleri

İşgal edilen zihinler
AK Parti ve MHP’nin gençlik teşkilatları Filistin davasının neresinde?
Metalaşan değerler ve ahlaki çözülme
İslam düşmanları neden Müslüman mezarlığına defnediliyor?
Geçmişimiz ve unutma sorunu