Hama Katliamının 33. Yıldönümü

Yakın tarih içinde yaşadığımız hatta tarihin kara lekesi diye tanımlanan

Yakın tarih içinde yaşadığımız hatta tarihin kara lekesi diye tanımlanan Hama katliamının bugün 33. Yıldönümü. Suriye’nin Nusayri zalimleri 2 Şubat 1982′de mazlum ve mahzun Hama halkına yapmış olduğu katliamın unutulmaya yüz tutmuş durumunu, ümmete bir nebzede olsa aracılığımızla hatırlatmaya çalışıyoruz.

Dönemin Suriye Devlet Başkanı Hafız Esad, Hama şehrinde çok vahşi bir katliam gerçekleştirip Müslüman hama halkına kıyımlar gerçekleştirdi.

Hafız Esad’ın kardeşi ve zamanın Genelkurmay Başkanı Rıfat Esad, Şubat 1982′de bir gece vakti Hama’ya havadan ve karadan saldırı düzenledi. Saldırıya katılmak istemeyen askerlerin çoğu anında idam edildiler. Katliam sırasında yaklaşık 40 bin Müslüman vahşice katledildi.

Hama Şehri adeta bir harabe şehre döndü. Bu şehrin yok edilmesinin tek nedeni, burada Müslümanların çok güçlü olması idi. İslami hareketin etkin olduğu ve Esad’a karşı da oluşmuş güçlü bir muhalefet Esad ve Avarelerini iyice korkutmuştu. Esad Rejimi önce bu muhalefeti devirmek için kullandığı yöntemlerden ilki komplo hazırlamak oldu. Diktatör Esad, katliamdan 2 sene önce, adamlarını ve cellâtlarını halk içinde fitne tohumları ekmesi, halkı birbirine karşı kışkırtmaları için gönderdi. Bu kişilere verilen yüksek yetkilerle beraber geldikleri Hama içinde her tülü iğrençliği ve rezilliği yaptılar. Kadınlara tecavüz edip erkeklerin onurlarını rencide edici her türlü vahşiliği yaptılar. Bunların gayeleri zaten malum idi, toplum içinde kargaşa, anarşi ve terör oluşturmak idi, amaç toplumu tahrik ederek bir katliamın zeminini oluşturmak idi. Katliamdan çok önceleri sindirme şartlarının oluşması için halka zulüm etmeye başlanılmıştı. Halkın can, mal, namus ve mukaddesatlarına yöneldi ve her türlü tahribatı yapmışlardı.

Ve o kadar iğrenç bir şekle gelmişlerdi ki Hafız Esad’ın kardeşi Rıfat Esad, evlenecek genç kızların ilk gecelerini kendisiyle geçirecekleri şeklinde iğrenç bir zulüm başlatacak kadar ileri gitmişti. Gönderilen tahrikçi Nusayri askerleri, küçük yaştaki çocukların bile namuslarını kirletiyorlardı. Güç kullanılarak katledilmesi planlanan Müslüman halkın tahrik edilmesi adına elden gelen yapılıyordu. Kanunlar olarak gerekeni yapmışlardı tüm değişiklikleri yapıp Müslümanların kendi haklarını koruma savunma gibi bir yolları kapanmıştı. Anayasalarında resmi dini İslam olan ibaresinin kaldırımları girişimlerine karşı yükselen yüksek İslami muhalefet karşısında önce fitne fesada başvuran Esad Rejimi bundan sonra izlediği yol tamamen vahşice ve zalimce yöntem olmuştu.

Köşeye itilmiş, sıkışmış olan Müslüman halk gereken tepkiyi verince Esad ve Rejimi katliam için bahaneyi bulmuştu ve buna başladı. Önce Hafız Esad’ın kardeşi olan dönemin Genel Kurmay Başkanlığı Rıfat Esad önce Hama’yı muhasara altına aldıktan sonra ona 5.000 kişiye kadar katledebilir yetkisi verildi. Sıkıyönetim komutanlığı, Hama’da her gün onlarca insanı öldürmeye başladı. Bazen devlet karşıtlarının bir binada saklandığı duyuluyor; eğer binada isyancıların yeri bulunamaz ise, bina içindekilerle birlikte komple yerle bir ediliyordu. Müslüman Hama halkı ise, baskı ve zulüme 1982 yılı Şubat ayında kıyama kalkmakla karşılık verdi. Bu kıyamı bahane eden Esad Rejimi ise, Hama’yı önce havadan, sonra da karadan bombaladı. Kara harekâtı sırasında zehirli “prussic asid gazı” kullanıldı. Birçok Müslüman saklandıkları yerlerde zehirlenerek öldüler. Rıfat Esad yaptığı açıklamada 38.000 insanı öldürdüklerini açıkladı.

Katliamın Bilançosu: Rıfat Esad yaptığı açıklamada 38.000 insanı öldürdüklerini açıkladı. Suriye İnsan Hakları Komitesi’nin rakamlarına göre ise ölülerin sayısı 30,000 ile 40,000 arasındadır. Türkiyeye sığınan Sünni Müslümanlar, Hatay İli Samandağ ilçesinde Türk Askerlerinin ayaklarına kapanarak şöyle yakardıkları söylenmektedir: ”Şam komutanına secde etmedim, ama senin ayaklarını seve seve gözyaşımla yıkarım.

” Ancak zulümden kurtulduğunu sanan mülteciler; Suriye’nin inanmayarak yaptığı iade isteklerine, 12 Eylül Yönetimi olumlu cevap vererek teslim girişiminde bulunmuştur Sınır Kapısında teslim sırasında “Bizi Esad’a vermeyin” diye bağıran mülteciler, kaçma girişiminde bulunarak intihar etmişlerdir. Zaman 2013 ve yine bir Esad olan, Beşar Esad hem Hama’da hem de Suriye’nin tümüne yaptığı vahşice katliamları devam ediyor.

Ve tarih gösterdi ki Hama katliamları bugün devam hala devam eder nitelikte.

Kaynak: IslahHaber

Suriye Haberleri

Ahmed el-Şaraa: Türkiye her zaman Suriye'nin yanında yer aldı, bunu unutmayacağız
Hakan Fidan: Doğru tarafta yer almış olmanın haklı gururunu yaşıyoruz
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Suriye devrim lideri Ahmed el-Şaraa ile görüştü
İşgalci Çin’den Suriye’nin yeni yönetimine Uygur küstahlığı
Suriye'de 14 yıl sonra köyüne kavuşan Semir Akça evini mayınlarla çevrili buldu